"20. yüzyılın başında Kayserinin 50 bini aşkın nüfusunun üçte biri Ermeni'ydi."
"Antep'te Surp Asdvadzadzin Kilisesi. 1892'de inşa edilen kilisenin mimarı hassa mimarlarından Sarkis Balyan'dı. Yanındaki piskoposluk merkezi ve okulla birlikte bir kompleks oluşturan kilise, Cumhuriyet döneminde 1980'lere kadar hapishane olarak kullanıldı. Günümüzde ise camiye dönüştürülerek Kurtuluş Camii adı verildi."
Anadolu tarihinin çok kültürlü günlerinin önemli bir parçası olan Ermenilere ilişkin bu bilgiler "Sireli Yeğpayrıs (Sevgili Kardeşim) Kartpostallarla 100 Önce Türkiye'de Ermeniler" sergisinden.
20. yüzyıl başlarında Türkiye'de yaşamış Ermenilerin sosyal, ticari, kültürel ve özel yaşamlarını temel alarak oluşturulan Sireli Yeğpayrıs (Sevgili Kardeşim), dün ve bugün arasında sıkışmış iki kültür arasında köprü kuruyor.
Birzamanlar Yayıncılık tarafından hazırlanan ve Karşı Sanat Çalışmaları'nda 8 Ocak'ta ziyarete açılan sergide 1900-1914 yıllarında basılmış 500 adet kartpostal var.
Orlando Carlo Calumeno koleksiyonundaki 4 bin kartpostal arasından Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yaşamış Ermenileri konu alanlar seçilmiş.
Koleksiyonun sahibi Orlando Carlo Calumeno, serginin amacının "Nostaljik olarak tarihin sayfalarında 100 yıl geriye giderek Anadoludaki yaşamdan kesitler vermek ve farklı kültürlerin Anadolu'nun gerçek gücünü ifade ettiğini gösterebilmek" olduğunu söylüyor.
Koleksiyon yapmaya 20 yıl önce 17 yaşındayken başladığını söyleyen Calumeno sergide de yer alan koleksiyonun ilk kartpostalının öyküsünü şöyle anlatıyor:
"İlk aldığım kartpostal çok basit üzerinde Sultanahmet Meydanı'nı gösteren bir kartpostaldı. İstanbul'daki kızkardeşi Mari tarafından, Kahire'deki mimar Garo Balyan'a postalanmış kartpostalın üzerinde, Garo Balyan'ın eşi Hayganuş'a yazılmış, çocuk emzirirken göğüslerde meydana gelen yaraları iyileştirmek için kullanılan bir ilaç tarifi yer alıyor."
Dönüp bakıldığında Anadolu'nun şu an yaşanılan dönemden daha ileri olduğunun görülebileceğini söyleyen Calumeno, "Anadolu'nun o zaman yakaladığı çok kültürlülğü içerisinde barındıran ivmesi şu an yok. Bu kaybettiğimiz renklerden kaynaklanıyor. Geçmişi geriye getiremeyeceğimize göre şu andan sonra ne yapılmalı onaları tartışmak lazım. O çokk sesli, çok renkli günleri arıyoruz" diyor.
Kartpostallara ulaşmanın çok kolay olmadığını ifade eden Calumeno kartpostları nerelerden temin ettiğini ise şöyle anlatıyor:
"Kartpostallara eski sahaf ve müzayede evlerinden ulaşılabiliyor ama sınırlı. Kartpostalların ası kaynağı yerleşik kartpostal kültürü olan Fransa ve İtalya. İnternetin getirdiği tüm dünyaya açılabilme avantajıylada Sinapur, Güney Afrika ve Arjantin'den kartpostallarda var sergide. Anadolu'yu dolaştığımızda da şansımız yaver gidersekartpostallara ulaşabiliyoruz."
Sergide yer kartpostalların içeriği şöyle:
* Çeşitli şehirlerdeki Ermeni mahallelerinin resmedildiği kartpostallar;
* Ermeni kilise, manastır, okul ve yetimhanelerinin resmedildiği kartpostallar;
* Ermenilere yönelik olarak kurulmuş ve genellikle de Ermenilerin yararlandığı misyoner okulları, yetimhaneleri ve hastanelerinin resmedildiği kartpostallar;
* Genel şehir manzarası içinde Ermenilere ait kilise, okul vb binaların ya da Ermenice tabelaların açıkça fark edildiği kartpostallar;
* Bir Ermeni editör tarafından yayımlanmış veya fotoğrafı bir Ermeni fotoğrafçı tarafından çekilmiş kartpostallar;
* Bir Ermeni tarafından başka bir Ermeni'ye yollanmış, üzerinde Ermenice yazıların bulunduğu kartpostallar;
* Sahibi Ermeni olan fabrika, otel, ticarethane vb yerlerin tanıtıldığı kartpostallar.
Birzamanlar Yayıncılık'tan aynı konulu bir de kitap yayınladı. Editörlüğünü Osman Köker'in yaptığı büyük boy 400 sayfalık "100 yıl önce Türkiye'de Ermeniler" adlı kitapta bir kısmı sergide de kullanılmış olan 750 kadar kartpostal yer alıyor.
20. yüzyıl başında Türkiye'deki Ermeni yerleşimleri ve Ermenilerin Türkiye'nin sosyal hayatındaki yerleri, ilk kez bu kitapta Ermeni, Türk ve batılı kaynaklarından yapılmış bir araştırmayla sunuluyor.
Sergi, 19 Ocak 2005 tarihine dek 11.00-19.00 saatleri arasında gezilebilir.(KÖ/EÜ)