Öldürerek özgürleştiren Amerika
Gençler oturmuş Irak haberleriyle dolu gazeteleri okuyorlar. Köşede bölgede bugünlerin vazgeçilmezi olan Elcezire kanalından en son Bağdat ve Basra haberlerini veren bir Televizyon.
Emekli hekim Nikolas Bukainin sözleri Ürdün başkentinin bu en bilinen geleneksel kahvesindeki yaygın ruh halini özetliyor: Neden Amerikalılar herkesi öldürerek özgürleştireceklerini sanıyorlar ki.
Sokakta Basralı bir Şii olan Aliyle karşılaşıyorum. Önceki Körfez Savaşı sırasında buraya mülteci olarak gelmiş. O zaman ABD Başkanı olan George Bushun teşvikiyle Saddama karşı düzenlenen ayaklanmaya katılmış. Yoldaşlarının çoğu, bu arada ailesinden pek çok kişi öldürülmüş. Saddamdan nefret ettiği apaçık.
Amerikalılar hoş geldiler, diyor. Gelsinler ve Bağdatta yeni bir devlet kursunlar.
Biz Saddamı seviyoruz, kendi hükümetimizi değil
Ama yürekten söylediği anlaşılan bu sözlerini tamamlamaya fırsat bulamıyor. Kalabalık arasından fırlayan bir Ürdünlü, Aliye bir yumruk indiriyor, ardından küfürler ederek tekmeliyor.
Cehenneme kadar yolun var, diye bağırıyor. Babanı ...kim, Amerikalıların da babasını ...kim. Biz Irakı ve Saddamı seviyoruz. Halkın sesi bu. Bize ne eli kanlı Amerikalıların önünde secdeye varan hükümetlerden. Bush köpeğin büyüğü, Blair de onun eniği, diye sürüp giden haykırmalara çevreden büyük bir alkış kopuyor.
Sokaktaki Arapın genel resmi böyle. Bu resim bölge devletlerinin de korkulu rüyası besbelli.
Her sorunun başı Amerika
Bölge devletlerinin sorunu büyük, diyor Orta-Doğu uzmanı, International Crisis Group yorumcusu Muin Rabani. Amerikalılara kısa ve kansız bir savaş vaadiyle destek vermişlerdi. Ama iş böyle çıkmayınca şimdi halklarının tepkilerinden korkmaya başladılar.
Irakta sivil ölümleri arttıkça sokaktaki Arap gitgide daha öfkeli ve daha anti-Amerikan oluyor. Orta-Doğu halkları bölgedeki Amerikan politikalarının çifte standartlı olduğunda kuşku duymuyor: İsrail Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını ihlal edebilir ama Irak edemez. ABD Filistin topraklarının işgaline son vermek için parmağını kıpırdatmıyor, ABD bölgedeki baskıcı rejimleri destekliyor.
Muin Rabbani, bölgede demokrasi olmayışının asıl nedeninin Amerika olduğu kanısı çok yaygın, diyor.
O liderlerin zamanı geçti..
Bu öfkenin nereye yöneleceğini kestirmek çok zor. Ama, savaşla birlikte bölgede şiddet ve çatışma olasılığının çok arttığı ortada, diye sözlerini bağlıyor.
Arap Birliği kahvesinin müşterileri başlarını sallayarak onaylıyor bu sözleri.
Liderlerinin peşinden giden bir Arap ülkesi gösterin bana gösterebilirseniz, diye öfkeyle konuşuyor yaşlı iş adamı Ahmed Orabi, çayını yudumladıktan sonra.
Şimdi Amerikalılar liderlerle değil halklarla yüzleşecekler. Artık o liderlerin zamanı geçti. Iraka karşı Amerikayı destekleyerek sahip olabildikleri bir parça desteği de kaybettiler. (LR/EK)