"Benim işimin diğer işlerden hiçbir farkı yok ki. Tek farkı insanların yaşamını kurtarmakla ilişkisi olması" diyor.
Üniversiteden Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri olarak mezun olduktan sonra yaptığı iş başvurularından birini değerlendirmiş ve Gaziantep'in Yavuzeli ilçesine sözleşmeli olarak çalışmak üzere, İzmir'den kalkıp gelmiş.
Ambulans şoförlüğünün ilk zamanlarında Pınar'ı yadırgayanlar olmuş. Gaziantep'te. Zaten erkek hemşirelerin de ilk göreve başladıklarında benzer tepkilerle karşılaştıkları düşünülecek olursa şaşırtıcı değil.
Pınar, bir çok kişinin "Erkeklerin kadın mesleğinde, kadınların da erkek mesleğinde ne işi var?" diye sorduklarını söylüyor. Ancak, bu örnekler de bir kez daha gösteriyor ki, işin kadını-erkeği yok!
Pınar'ın başından hayli ilginç olaylar geçmiş. Bunlardan birini şöyle anlatıyor:
"Bir gün, Yavuzeli'nden hastayı alıp Gaziantep'e getirdim. Onu bırakıp tekrar Yavuzeli'ne dönüyordum. Yolda bir araba beni takip etmeye başladı. Geçsin diye yavaşladım, o da yavaşladı. İlçeye kadar peşimden geldi. Nihayet Yavuzeli'ne ulaştım, ambulansı park edip indim. Bir baktım, karşımda beni takip eden araba duruyor! Sürücüsü yanıma geldi, 'Siz hemşire değil misiniz? Nasıl olur da ambulans kullanırsınız?' diye sordu.
Meğer gazeteciymiş. Ertesi gün gazetelerde haber: "Ambulansı hemşire kullanıyor!"
Pınar, işini severek yaptığını söylüyor ve ekliyor: "Bu, gönül işi. Severek çalışıyorum. Kadınların yapamayacağı hiçbir iş yok. Yılmamalıyız. Hedefimiz bir yerlere gelmek olmalı." diyor.(AD/EÖ)