Hakkarililer ile konuştukça bir cezalı şehir halkı duygusu pekişiyor; "hoş geldiniz, niye geç geldiniz?" diyorlar dışardan gelen tanıdıklarına.
Herkes sanki bir adli tıp uzmanı veya dedektif gibi yaz boyunca ve nihayet 9 Kasım'da Şemdinli'de patlayan yaklaşık 17 bombalama olayını, hala soruşturması süren Yaşar Yusuf'un öldürülmesiyle ilgili konuşamayan tanıklar ilk gördüğünde daha kanının yere bile değmemiş olduğu gibi detay bilgilerle mücadele ediyor.
Travmayı paylaşmak
Bir süre sonra not almayı bırakıyorsunuz, o kadar çok ayrıntı ve olay çözümleme analizi var ki. Şunu fark ediyorsunuz ki, aslında olayları tüm detaylarıyla kente yeni gelenlerle paylaşmak bir genel travmayı paylaşmak isteği.
Ayrıca bir de ekonomik ambargo var Hakkari ve Şemdinlilerin bahsettiği, bu ambargo Yüksekovayı da kapsıyor.
15 Şubat'ta, yani PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği gün bilindiği gibi zaman zaman gösteriler ve protestolar oluyor.
Geçen sene de 15 Şubat günü esnaf kepenk kapatınca, Hakkari Tugay komutanı bir karar almış ve hiçbir askerin şehir ve kasabadan esnaftan alışveriş etmemesini sağlamış. Zaten ekonomik olarak Türkiye'nin sonuncu şehirlerinden olan Hakkari ve Şemdinli ve Yüksekova'daki bu bir nevi ambargo dedikleri uygulama iyice belini bükmüş halkın.
15 Şubat bekleniyor
Halk arasında değişik şekillerde anlatılan rivayete göre bu sene 15 Şubatta kepenk durumuna bakıp yeniden kararını gözden geçirecekmiş kumandan. Bu nedeni ne olursa olsun bir memleketin kendi halkına uyguladığı siyasi nedenli ender ekonomik ambargo örneklerinden biri.
Belki eskiden de vardı bu tip uygulamalar ama çok fazla söylenmez anlatılmaz sadece bilinirdi. Ama artık her anlamda canlarına tak etmiş, ve tüm bombalamalar ve gerilimlerden bıkkın olmuş halk bunu açıkça dile getiriyor.
Zaten halkla diyalogu kopmuş olan devlet erkanının bu uygulamayla iyice ayrı mekanlarda yaşadığı ve sanki başka gezegenlerde otururmuş gibi oldukları bile gözlemlenebilir dışardan gelenler için.
Ucuz mazot alım satımı da yasak
Hayvancılık da "terör olaylarıyla", hayvanların çoğunun telef olmasıyla iyice azalan ekonomik faaliyet ve ayrıca sınır ticaretinin mümkün olmamasıyla daha da dar boğaza girmiş.
Bu noktada ayrı bir cezalandırma daha var sanki. Van Hakkari arası yol boyunca görülen Van plakalı kamyonların yaptığı İran'dan ucuz mazot alım satımı da yasak Hakkarililere.
Herkes gibi yaşamak
Sokaktaki Hakkarili bunun nedenini anlamaya çalışıyor, acaba Van belediye başkanının Adalet ve Kalkınma Partili olmasından mı kaynaklanıyor, yoksa bu ayrı bir ceza mı Hakkarililerin ödemesi gereken diye soruyorlar birbirlerine.
Gerçi mazot alımı da ne kadar legal bilinemiyor ama gözle görülen, insanların bildikleri bu.
Ama her şeye rağmen halkın istediği ekonomik güçlük bir yana bu ayrımcılığın sona erdirilmesi. Ve kendilerinin de bu ülkenin diğer yurttaşları gibi yaşayabilmesi. "Biz de herkes gibi yaşamak istiyoruz" cümlesinde düğümleniyor her şey. (EP/BA)