Amaç, barışı inşa edecek toplumsal örgütlenme
Konferansın düzenleyicilerinin "Barışı programlamak, silahların susmasını ve şiddetin son bulmasını, vicdanen ve ahlaken istemekten öte, etkili bir eylem planı haline getirmek demektir" dediği Sonuç Bildirgesi'nde, "ortaya çıkan program taslağının olgunlaştırılması, topluma mal edilmesi ve siyasetin gündemi haline getirilmesi için uzun erimli ve toplumsal katılımla zenginleşecek, örgütlü bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Amacımız, bu konferansın barışı inşa edecek bir toplumsal örgütlenmeye öncülük etmesidir" deniyor.
Sonuç bildirgesinin tam metni şöyle:
Geçen yılın nisan ayında Ankara'da başlayan İzmir, Mersin, İstanbul, Samsun ve Diyarbakır'da gerçekleştirilen konferanslar ile devam eden barış arayışı, iki günlük çalışmamızla yeni bir aşamaya gelmiştir.
Bu süreçte barışın gerçekleştirilmesi için neler yapılabileceği en geniş biçimde tartışıldı. Her bölgeden toplumsal çapta temsil özelliği olan yüzlerce aydın, yazar, sanatçı, sendikacı, siyasetçi, işveren her yaştan kadın ve erkek bir araya gelerek bir barış projesinin ilk adımlarını attılar.
Barışı programlamak, silahların susmasını ve şiddetin son bulmasını, vicdanen ve ahlaken istemekten öte, etkili bir eylem planı haline getirmek demektir. Barışı programlamak, siyasi, ekonomik, kültürel, psikolojik boyutları olan toplumsal bir inşa sürecidir. Bugün hepimizin katkısı ile bu adımı atabilecek noktaya geldik.
Üstlendiğimiz görevin önemini biliyoruz.
Güçlüklerini de biliyoruz.
Ancak, Türkiye'nin tarihsel birikiminin bu çabaya güçlü bir temel sunacak kadar köklü olduğunu da biliyoruz.
Türklerin, Kürtlerin ve tüm halkların birlikte ve kendileri için yeni bir hayat kurmayı içtenlikle ve derin bir hasretle istediklerinden de eminiz.
Birinin kazancı diğerinin de kazancı olacaktır. Kürt sorunun barışçı ve demokratik çözümü yalnızca Kürtlerin değil başta Türkler olmak üzere bölgenin bütün halklarının gününü ve geleceğini aydınlatacaktır. Barış hepimizin ortak mücadelesi ile ve hepimiz için kazanılacaktır.
Konferansımız, hukuki, siyasi, kültürel ve ekonomik boyutları ile bir barış programı geliştirilmesinin ana çizgilerini oluşturmuştur.
Barışın ince uzun yolunun gelecek aşamalarını planlamak, süreçleri ve kurumları gözlemlemek, yeni önerileri, girişimleri toplumla paylaşacak genişliğe ve işlev zenginliğine kavuşturmak, konferansımızın önümüze koyduğu temel görevdir.
İki gün boyunca yapılan çalışmalar sonucunda genellikle üzerinde birleşilen görüş ve önerileri aşağıdaki başlıklar altında özetlenebilir:
Siyasal öneriler
1) Kürt sorunu "şiddet ve terörizm sorunu" olarak adlandırılmaktan vazgeçilmelidir.
Çünkü, sorunun tarafları sadece silah taşıyan güçler değildir.
Sorun kentiyle kırıyla, sivil toplumu, siyasi örgütleri, resmi kurumları ve diğer sosyal kesimleriyle tüm Türkiye'nin sorunudur. Sorun, esas olarak sosyal barışın ve adaletin tesisi sorunudur. Bu nedenle her kesimin ortak bir vicdan muhasebesiyle, ortak aklın oluşturulmasıyla çözülebilecektir.
2) Silahlı çatışmaların karşılıklı olarak acilen durdurulması, sivil çözümlerin üretilebilmesi için zaman kazanılmasına ve zemin hazırlanmasına olanak verecektir. Ateş kesin kalıcılaşması, şiddetsizlik ortamının sürekli hale getirilmesi, barış çalışmalarının başarı kazanmasını mümkün kılacaktır. Bizatihi bu kapsam da bir toplantının yapılması bile ateşkesin yaratığı olumlu iklim sayesindedir.
3) Barış dilde başlatılmalı; ötekileştirici, yabancılaştırıcı ve düşmanlaştırıcı tüm söylemler terk edilmeli, siyasetin dili, şiddete yol açan ayrımcılıktan ve milliyetçilikten arındırılmalıdır. Siyasette soy mensubiyetine dayandırılan milliyetçi söylem ve özcü yaklaşımlar, karşıtını da doğurmakta, yurttaşlar arasındaki güven ve birlik ortamının oluşmasına zarar vermektedir.
4) Kürtlerin siyasal alanın aktif özneleri olabilmesinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Bunun için;
* Bugünkü yüksek seçim barajı, adil temsilin önünde bir engel olmaktan çıkarılmalıdır.5) Birlikte yaşama iradesinin bir ifadesi olarak; dışlayıcı tanımlardan ayıklanmış bir ortak siyasal kimliğin oluşmasını sağlayacak şekilde bütün yurttaşların hukuksal eşitliğini ve özgürlüğünü güvence altına alan ve onları eşit haklar ve sorumluluklar ile donatan yeni bir anayasa hazırlanmalıdır.* Siyasi partilerin faaliyetlerini kısıtlayıcı ve yasaklayıcı tüm yasal engeller kaldırılmalı, demokrasinin ve siyasal alanın tesisinde bağımsız ve etkin bir rol oynamalarının yolunu açacak yeni bir siyasi partiler yasası çıkarılmalıdır.
* Yerinden yönetimin yolu açılmalı, böylelikle temsil ve katılımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
* Toplumun, tüm unsurlarıyla müzakerelere katılabileceği ve çeşitli çözüm önerileri geliştirebileceği özgürlükçü ve barışçıl bir siyasal iklimin oluşturulmasına çalışılmalıdır.
* Kürtlerin siyasal temsilcileri ve partileri, barışın tesisi sürecinde her düzeyde meşru ve gerçek muhataplar olarak kabul görmelidir.
6) Barışın inşa edilmesinde, çatışmalarda evlatlarını kaybetmiş anaların oluşturacakları ortak bir komisyon, barış çabalarımızı çok güçlendirecektir.
7) Kadınların her düzeyde sivil, resmi ve siyasi kurum ve kurullarda yer almalarının önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmaya çalışılmalıdır.
8) Toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katılımı sağlayacak, planlanmış ve kamuoyu vicdanını rencide etmeyecek bir siyasi af veya demokratik katılım programı yürürlüğe konmalıdır.
9) Olağanüstü hal rejiminin tüm izleri silinmeli ve olağan şartların ve hukukun geçerli olduğu bir yaşam biçimine geçilmelidir. Bunun için;
* Faili meçhul cinayetler aydınlatılmalı, suçlu resmi görevliler korunmamalı, adil bir şekilde yargılanıp cezalandırılmalıdır.Ekonomik öneriler* Koruculuk sistemi kaldırılmalı, korucular sosyal güvenceleri ile birlikte başka istihdam alanlarına kaydırılmalıdır.
* Zorunlu göçün neden olduğu ekonomik, sosyal ve psikolojik tüm yıkımların etkilerini giderecek önlem alınmalıdır.
* Bütün bölge acilen mayınlardan temizlenmelidir.
1) Bölgedeki yoğun yoksulluğu ve bölgelerarası dengesizliği giderici pozitif ayrımcılığı esas alan kalkınma plan ve projeleri gerçekleştirilmelidir.
2) Bölgenin kalkınmasında öncü rolü oynayacak Erzurum, Van, Diyarbakır, Batman gibi iller bölgesel ekonomik, kültürel ve toplumsal cazibe merkezleri haline getirilmelidir.
3) Bölgenin doğal kaynaklarından ve enerji işletmelerinden (su, elektrik, petrol vb.) sağlanan üretim değerlerinin bir bölümünü bölge kalkınması ve yoksullukla mücadele amacıyla kullanılmak üzere tahsis edilmelidir.
4) Sulanan tarım alanlarının daha verimli hale getirilmesi için gerekli yatırımlar acilen yapılmalı, mayınların temizlenmesi ile kazanılacak topraklar, organik tarıma açılmalıdır.
5) Ülkede pamuk üretiminin yüzde 47'si bölgede gerçekleştirilmektedir. Bu gerçek, bölgenin istihdam yaratacak biçimde bir tekstil sanayii merkezi haline getirilebilmesi doğrultusunda değerlendirilmelidir.
6) Bölgede 0-14 yaş arası çok büyük bir nüfus kesimi bulunmaktadır. Bu genç nüfusun üretken bireyler olarak yetiştirilmesi, eğitilmeleri ve iş imkanlarına kavuşmaları sosyal barış, adalet ve bölgenin refahı için zorunludur.
Sosyal ve kültürel öneriler
1) Ülkemizde farklı kültürlerin varlığı, tarihsel ve sosyolojik bir gerçek olarak kabul edilmeli, inkarın ve yasakların yol açtığı kültür yıkımına son verilmeli, kültürel alan, kimlik gettolaşmasına yol açan kültürel ırkçılığının baskı ve saldırısından korunmalıdır.
2) Kamusal alanda Kürtçe'nin serbestçe kullanılabilmesi için yasal ve hukuki düzenlemeler yapılmalı, "çok dilli resmi hizmet ve siyasi faaliyet" serbestliği sağlanmalıdır.
3) Kürt dili ve edebiyatının araştırılması ve geliştirilmesi ve eğitimi önündeki engeller kaldırılmalıdır.
4) Eğitim ve yönetim pratiklerinde devletle toplum arasında olduğu kadar, toplumun farklı kesimleri arasında gerilim yaratan etnik ve dinsel aidiyet vurguları son bulmalıdır.
Medya ve toplumsal iletişim alanına yönelik öneriler
1) Medya, çatışmaları meşrulaştıran, olağanlaştıran dili terk etmeli; "ötekini anlamayı ve birlikteliği" vurgulayan bir dil kullanmalıdır. Esasen barışın dilini, ahlakını ve değerlerini oluşturmada medya sorumluluk üstlenmelidir.
2) Sorunun tüm taraflarına ilişkin doğru, nesnel bilgi ve haber üretmek medyanın ahlaki zorunluluğudur.
Sonuç olarak bu konferans, aynı zamanda bir barış meclisi işlevi görmüştür. Ancak, ortaya çıkan program taslağının olgunlaştırılması, topluma mal edilmesi ve siyasetin gündemi haline getirilmesi için uzun erimli ve toplumsal katılımla zenginleşecek, örgütlü bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Amacımız, bu konferansın barışı inşa edecek bir toplumsal örgütlenmeye öncülük etmesidir.
Hep birlikte tartışarak diyalog ve uzlaşmaya giden yolda kurulacak ortak platformlarda çözüm üretecek fikir ve yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Bunun için aydınların, bilim insanlarının ve sivil toplum örgütlerinin daha aktif bir rol üstlenmesi kaçınılmazdır. Yirminci yüzyılın başında cumhuriyet kurulurken ıskalanan barışı yeni bir yüzyılın başında ıskalamayacağız. (TK)