Uluslararası altı ifade özgürlüğü kuruluşu "örgüt üyeliği" gerekçesiyle 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan tutuklu gazeteci Nedim Türfent’e mektup gönderdi.
Article19, Index on Censorship, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), PEN International, PEN Galler ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)’nin imzasını taşıyan mektupta “Gazetecilik suç değildir ve senin suçlu olmadığını biliyoruz” ifadesini kullanıldı.
"Tehdit altında gazeteciliğe devam etmene saygı duyuyoruz"
Türfent'in avukatları Barış Oflaz (solda) ve Veysel Ok (sağda)
Avukatları Veysel Ok ve Barış Oflas’ın 16 Nisan’da Türfent’in hapis tutulduğu Van Cezaevi’ne giderek elden teslim ettiği mektupta, “Sadece gazeteci olarak işini yaptığını biliyoruz ve bu kadar sert ve tehditkar koşullarda işine devam ettiğin için sana saygı duyuyoruz” denilerek şu ifadeler yer verildi:
"Gazetecilik suç değildir ve senin de suçlu olmadığını biliyoruz. Öncelikle Kürt olduğun için ve yetkililerin haberleştirilmesini istemediğin sınır bölgelerinden haber yaptığın için hedef alınmandan derin bir üzüntü duyuyoruz.
"Yaptığın iş ve onurlu duruşunla nedeniyle hayranlık besliyoruz ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılacak başvurunda destek vereceğimizi bilmeni istiyoruz. İyi bir sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğiz.
"Gazetecilerin Türkiye’nin güneydoğusunda olanlarla ilgili olarak hedef gösterilmeden, tacize uğramadan ve tutuklanmadan haber yapma temel hakkına sahip olduğuna inanıyoruz.
"Senin de rızanı alarak Avrupalı hükümetler ve AİHM nezdinde gazetecilik mesleğine dönebilmen için tahliyeni sağlamak üzere savunuculuk faaliyetleri yürüteceğiz."
Türfent: Dayanışma umut veriyor
Türfent avukatları aracılığıyla mektuba şu cevabı verdi:
“Ben de sık sık ihlallerin yaşandığı ve bırakın dünya kamuoyunu Türkiye’nin Batısında dahil görülmeyen bir sınır kasabasında çalışmaktayken, iktidarın ve yerel devlet yetkililerinin ‘nasırına’ basan birkaç haberden sonra - özellikle sembol hale gelen aslında bugün demir parmaklıklar arasında olmamın nedeni - bütün okları üzerime çekmiş bulundum. Benim için bir gazetecilik ilkesi olan ‘hakikati görünür kılmak’ düsturu, mottosu, gazetecilik hayatımın her safhasında vücut buldu. Nitekim, söz konusu ‘Türk’ün gücünü göreceksiniz’ haberini yaptıktan sonra her ne kadar devlet kurumları tarafından bir soruşturma başlatılmış olsa da ilgili kolluk kuvvetlerince birbiri ardına tehdit ve baskılara maruz kaldım.
“Bugün gazeteciliğin topyekun sahiplenilmesinin hacet ettiği bir prosesteyiz. Bu yüzden bu kampanya benim için çevremdeki demir parmaklıkların yok edildiği, duvarların kaldırıldığı bir kampanya oldu. Özcesi, bu dayanışma kampanyasının başlatılması ve idame edilmesi noktasında emek veren tüm kuruluş ve şahsiyetlere en kalbi sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. Sizlerin bu değerli dayanışması oldukça kalbimin bakiyesinde umut olmaya devam edecek.”
Altı ifade özgürlüğü savunucusu örgütün kaleme aldığı mektup şöyle:
Sevgili Nedim, Öncelikle, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü desteklemek için çalışan örgütler olarak sana selamlarımızı gönderiyoruz. Davana dair haberleri başından beri izliyor; tutuklanman ve uzun süredir tutulduğun korkunç koşullar hakkında büyük endişe duyuyoruz. Sadece gazeteci olarak işini yaptığını biliyoruz ve bu kadar sert ve tehditkar koşullarda işine devam ettiğin için sana saygı duyuyoruz. IPI gözaltına alınman öncesinde güvenlik güçlerince internette maruz bırakıldığın tacizle ilgili incelemelerde bulundu ve bunları raporlaştıracak. Türkiye’de basın özgürlüğünün azalmasını ve çalıştığın DİHA gibi kurumların kapatılmasını takip ediyoruz. Onayın olursa hikâyeni Avrupa’da ve dünyanın geri kalanında daha geniş kitlelere ulaştırmak için bir kampanya yürütmek istiyoruz. Davandaki adaletsizlikleri ve tanıklara uygulanan korkunç muameleyi vurgulayacağız. Geniş bir ağda birçok kişiye ulaşarak insanların sana yapılanı bilmesini sağlamak ve ülkelerindeki yetkililerden Türkiye’ye insan haklarıyla ilgili yükümlülüklerine sadık kalması ve senin bırakılman yönünde baskı uygulanmasını talep etmeleri için çalışacağız. Gazetecilik suç değildir ve senin de suçlu olmadığını biliyoruz. Öncelikle Kürt olduğun için ve yetkililerin haberleştirilmesini istemediğin sınır bölgelerinden haber yaptığın için hedef alınmandan derin bir üzüntü duyuyoruz. Yaptığın iş ve onurlu duruşunla nedeniyle hayranlık besliyoruz ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılacak başvurunda destek vereceğimizi bilmeni istiyoruz. İyi bir sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğiz. Kuruluşlarımız özgür haber akışını ve halkların dengeli ve eleştirel haber alma hakkını desteklemektedir. Gazetecilerin Türkiye’nin güneydoğusunda olanlarla ilgili olarak hedef gösterilmeden, tacize uğramadan ve tutuklanmadan haber yapma temel hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. Senin de rızanı alarak Avrupalı hükümetler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde gazetecilik mesleğine dönebilmen için tahliyeni sağlamak üzere savunuculuk faaliyetleri yürüteceğiz. Sana en içten selamlarımızı gönderiyoruz. Güçlü kal ve umudunu kaybetme. Özgürlüğün için çalışıyoruz. İçten selamımızla, |
Ne olmuştu?
Türfent, 12 Mayıs 2016’da, bulunduğu aracın Van girişinde durdurulması sonrası gözaltına alındı, Nedim Türfent, 13 Mayıs’ta Yüksekova Savcılığı'ndaki ifade işlemlerinin ardından, "Örgüte üye olmak" iddiasıyla tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
Bu sırada sosyal medyadaki kimi hesaplardan Türfent'i tehdit eden paylaşımlar yapıldı.
İddianameden
Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan, Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede Türfent, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” ile suçlandı.
Savcı, 23 sayfalık iddianamede Türfent’in Yüksekova’da gazetecilik faaliyeti kapsamında YPS üyeleriyle haber için yaptığı görüşmeler ve röportajları suç unsuru olarak gösterdi, 20 kişinin Türfent hakkında savcılık ve emniyette “tanık” olarak verdiği ifadelere ve fotoğraflı teşhislerine verildi.
İddianamede yer alan bu kişilerin beyanlarında Türfent’in Hakkari’de gazetecilik yaptığı, DİHA muhabiri olduğu, fotoğraf makinesi ve kamerasıyla görüntü çektiği yönündeki ifadelere yer verildi. İddianamede bu kişiler, Türfent’in yaptığı haberler ve çektiği görüntülerle “örgüte yardım ettiğini” öne sürdü.
Gazetecilikten “örgüt üyeliği” iddiası
Türfent’in örgüt üyeleriyle irtibat kurduğu, örgüt gençlik yapılanmasında yer alarak, örgüt talimatıyla hareket ettiğini iddia eden savcı, Türfent’in “örgütün medya sorumlusu olarak faaliyet göstererek, bu eylemleriyle örgüt ile fikir ve eylem birliği içerisine girerek organik bağ kurduğu ve bağın süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz ettiği”ni öne sürerek, Türfent’in “silahlı örgüte üye” olduğunu savundu.
Sosyal medya paylaşımları da suç sayıldı
İddianamede, Türfent’in sosyal medya paylaşımları da “örgüt propagandası” iddiasıyla suç delili olarak gösterildi. Savcı, Türfent’in sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlarla “örgütün cebir, şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterecek şekilde örgütün propagandasını yaptığını, bu şekilde zincirleme yoluyla örgüt propagandası” suçunu işlediğini ileri sürdü.
8 yıl 9 ay hapis cezası
15 Aralık 2017'de kararını açıklayan mahkeme Türfent'i, "örgüt üyeliği" suçunu gerekçe gösterek 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Türfent karar açıklandığında 19 aydır mahpustu. (EA)