Bu sözleri Almanca yazan Türk kökenli yazarlar arasına katılan İmran Ayata, kitabını ve kendisini, Almanya'da yayınlanan bir gazeteye tanıtırken söylüyor.
12 öykülü ilk kitap
Berlin'de bir halkla ilişkiler ajansının yöneticisi olarak çalışan Imran Ayata, yeni çıkan kitabı "Hürriyet Love Express"teki öykülerinin hemen hepsinde Almanya'daki genç Türklerin, Almanların kafalarındaki klişelere hiç de uymayan yaşamlarından kesitler aktarıyor.
Almanya'nın tanınmış yayınevlerinden KiWi'den (Kiepenheuer & Witsch, Köln) çıkan kitapta 12 ilginç öykü yer alıyor ve bunlardan biri de kitabın adını aldığı, Hürriyet Love Express...
Öykünün kahramanları, sevgilileri tarafından terk edilen ve "kadınsızlık"tan bunalmış durumda olan üniversiteli iki Türk arkadaş, Aki (Abdurrahman) ve Fred (Fethullah).
Almanlara kolaylık: Aki ve Fred
Tahmin edilebileceği gibi Aki ve Fred, orijinal adlarını okumakta zorlanan Almanlara kolaylık göstermek için, bu yolu seçmişler...
İki kafadarın yaşamı, onları yaşadıkları bunalımdan kurtarmak isteyen bir arkadaşlarının, onlar adına Hürriyet gazetesinin "arkadaş arıyorum" köşesine ilan vermesiyle tamamen değişiyor, altüst oluyor.
Bu telefonlar sayesinde Türk kadınını ve böylece içinden geldikleri toplumu daha önce hiç de bilmedikleri yanlarıyla tanımaya başlayan iki arkadaşın öyküsü, tüm kadınlar adına alınan "müthiş" bir intikamla bitiyor.
Kadın okuru rahatlatıyor
Öyküdeki kadınlar, özellikle kafadarları perişan eden kadın Müjgan ve Suzan son günlerde Alman basınının "töre cinayetleri" ve "ezilen Türk kadını" bombardımanından bunalmış olan okuru da biraz da karamsarlıktan da kurtarıyor.
İstanbul'dan Almanya'ya sadece poker oynayıp, İstanbul'da olduğundan daha rahat bir yaşam sürdürme hayalleriyle göçen ve bir süre sonra yaşamına inşaat işçisi olarak devam eden "Pokerci Ali"in öyküsüyle başlayan kitap, sık sık kullanılan "lan, oğlum, abi, hoca" gibi sözcüklerle, Alman okuyucunun Türkçe kelime dağarcığına da katkıda bulunuyor.
Ayata'nın kendi öyküsü
Almanya (Ulm) doğumlu ve Frankfurt Üniversitesi'nde politika bölümü mezunu olan Ayata, 1990'ların sonlarında Almanya'da çoğunluğu göçmen kökenli üniversiteli gençler arasında yeni bir protest hareketi olarak doğan "Kanak Attak"ın kurucuları arasında yer aldı, çeşitli dergilerde yazıları çıktı, "Die Beute. Politik und Verbrechen" (Ganimet. Politika ve Suç) isimli derginin kurucusu ve yazarlarından.
Birol Ünel halleri
Kitabın ilk tanıtım toplantısını "Duvara Karşı" filminin başrol oyuncusu Birol Ünel'le yapması ise elbette tesadüf değil.
Ayata'nın öykülerde Birol Ünel doğrudan yok, ama karakterlerin çoğunda onun hem gerçek hayattaki, hem de filmdeki "Cahit Tomruk" rolündeki hallerinden izlere rastlanıyor. (GK/BA)