Almanya Türklerinin son birkaç ay içinde çıkan kitaplarından aşağıda yer alan birkaç örnek, onların sadece bu ülkenin değil, Türkiye'nin kültür yaşamına da potansiyel katkılarının algılanandan daha fazla olduğunu gösteriyor.
Ölen bir kültür üzerine yazılar
Almanya'da yaşayan Gazeteci-Yazar Osman Çutsay, "Yeni" adıyla kitap boyunda bir edebiyat-düşün dergisi çıkardı. "Ölen bir kültür üzerine yazılar" alt başlığıyla yayınlanan 236 sayfalık kitap-derginin ilk sayısı ağırlıkla Türk edebiyatında "maddeci eleştirinin kurucusu" olarak kabul edilen Hüseyin Cöntürk'e ayrılmış.
Cöntürk'ün kendi kaleminden çıkan ya da onun üzerine kaleme alınmış yazıların yanı sıra, kitap eleştirileri ve denemeler yer alıyor. Aynı zamanda Cumhuriyet gazetesi Avrupa baskıları (Cumhuriyet Hafta) Yazı İşleri Müdürü olan Çutsay, amacını şöyle dile getiriyor:
"Yeni, ölen bir kültürün içinde, küreselleşmenin cilvesi olarak her yerde, bu kültür üzerine yapılacak araştırmalar için sahnede. Eleştirel bir yüzü elbette var, ama asıl önemli yanı 'kopuş'un kuramına yönelmesidir."
"Yeni"yi hazırlayan ve içindeki makalelerden çoğunda imzası görülen Çutsay, İstanbul'da yayınlanan "Eski" dergisinin de yazarları arasında. Yazar, önceki yıllarda yayınlanan kitapları arasında "Entellektüel Şiddetin Eşiğinde" ve "Gölge Oyunu Biterken" yer alıyor.
Türkiye'de ve Almanya'da farklı olmak
Gazeteci Ömer Erzeren, yeni kitabı "Eisbein in Alanya"da Türk ve Alman toplumundan farklı kişilikleri konuşturarak, insanlara dışarıdan dayatılan "kollektif kimlik"lerin yetersizliğini ve gereksizliğini kanıtlıyor.
Özenli ve derin gözlemlerin, sohbetlerin sonucu olarak ortaya çıkan kitap, yazarı her ne kadar bilimsellik iddiası taşımasa da, bu alandaki bilimsel çalışmalar için önemli bir başvuru eseri niteliğinde.
Farklı insanları "anlamak ve anlaşılır kılmak" için yola çıkan Erzeren, "yabancı, bedensel engelli, dindar, Kürt, eşcinsel, şişman ve yaşlı olmayı" Türkiye ve Almanya'dan birer kişinin ağzından anlatıyor. Her bölümün sonuna, örneğin "Türkiye'de yabancı olmak ve Almanya'da yabancı olmak" gibi başlıklar altında özet bilgileri de ekleyen yazar, konuklarının çok farklı özel dünyalarının derinliklerine soktuğu okurunu, aynı zamanda güncel gerçeklik üzerine bilgilendirmeyi başarıyor.
Kitabına "Türkiye'de yaşayan Alman göçmenleri" anlatarak başlayan Erzeren, "Amacının Türk ve Alman toplumlarının karşılaştırılması olmadığı"nı vurgulayarak, okurunu uyarıyor ve tek tek her insanın farklılıkların zenginlik olarak kavranmasını sağlıyor, ayrımcılığın, önyargıların hem Türkiye, hem de Almanya'daki ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Uzun süre Tageszeitung ve Zürcher Wochenzeitung'un Türkiye Temsilciliği'ni yapan Erzeren, şimdi yazar-serbest gazeteci olarak Berlin ve İstanbul'da yaşıyor. Erzeren, Tageszeitung'la ortak yürütülen Türkçe-Almanca haftalık gazete "Perşembe" projesini de uzun bir süre yönetmişti. Körber Vakfı Yayınları arasında çıkan kitap, 230 sayfa.
Almanların Türk korkusu
Almanya'nın Sesi (Deutsche Welle) radyosunun Türkçe Yayınları Müdürü Baha Güngör, yeni çıkan kitabı "Die Angst der deutschen vor der Türken - und ihrem Beitritt zur EU"yla Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliğiyle ilgili tartışmalara önemli bir katkıda bulunuyor.
Türkiye ve Türk ya da Türkiye'nin AB üyeliği denince akla gelen "İslamcı radikalizm, türban, ellerinde valizleri hazır Almanya'ya göçe hazırlanan yığınlar, milyarlarca euroluk mali destekler" konularındaki önyargılardan beslenen korkuları inceleyip, "Türkiye'nin Avrupa değerler birliğine aitlik iddiasının kabullenilmesi" çağrısını yapıyor.
Almanların "Türkiye ve Türk korkusu"nu incelerken özellikle bu ülkede yaşayan Türklerle ilgili önyargıları Türklerin ve Türkiye'nin olumsuzluklarını güzelleştirme çabasına girmeden ele alan yazar, "Almanlar Türk araba tamircisini ya da dönerciyi, süpermarket kasasında oturan ya da temizlikçi olarak çalışan Türk kadınları, turizmci işadamı Vural Öger'i, politikacı Cem Özdemir'i ya da hiçbir Alman'ın yapamayacağı şekilde TV skeçlerinde Türklerle ilgili önyargıları sağlamlaştıran Kaya Yanar'ı tanıyorlar. Ancak, Almanya'daki Türklerin gerçek dünyalarını tanımıyorlar. Türklerin duygu dünyasından haberleri olmadığı için de, en iyisi onlardan uzak kalmayı tercih ediyorlar. Ve sonunda, birçok Türk'ün kendi aralarında kalmasına hayret ediyorlar" diyor.
Heinrich Hugendubel Verlag tarafından yayınlanan kitap, 192 sayfa.
Kıbrıs: Aşk adası diplomasi mezarlığı
Hamburg'da yaşayan TV muhabiri ve program yapımcısı Halil Gülbeyaz, AB'nin genişlemesi, Türkiye'nin AB üyeliği ve Birleşmiş Milletler'in (BM) halkoyuna sunulan barış planıyla ilgili tartışmalar nedeniyle Avrupa ve Alman kamuoyunun gündemini uzun süre işgal eden Kıbrıs'la ilgili kitabıyla önemli bir boşluğu dolduruyor.
Gülbeyaz, Parthas Yayınevi tarafından yayınlanan 232 sayfalık kitabı "Zypern"de, Kıbrıs'ın tarihini ve Güney Kıbrıs'ın "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak AB'ye üye oluşuna kadar ayrıntılarıyla ele alıyor. Yazar, çok sayıda fotoğraf da kullandığı kitabına "Aşk adası, diplomasi mezarlığı" alt başlığı vermiş.
BM barış planının kabul edilmemesi ve "Güney Kıbrıs"ın AB üyeliği nedeniyle Kıbrıs sorununun çözümünün belirsiz bir tarihe ertelendiğini belirten yazar, Kıbrıs'ın artık AB'nin de sorunu olduğuna dikkat çekiyor. Bu konuda kitap yazmaya Alman TV kanalı NDR için çektiği Kıbrıs'la ilgili bir TV belgeselini hazırlarken karar veren Gülbeyaz, daha önce de aynı yayınevinden Atatürk'le ilgili bir kitap hazırlamıştı.
Çocuklar için altı çocuk kitabı
Almanya'da yaşayan eğitimci-yazar Yücel Feyzioğlu'nun altı masal kitabı Türkiye'de yayınlandı. Almanya'da bir yandan öğretmenlik yaparken, diğer yandan da büyük kısmı çocuklar için olmak üzere çok sayıda kitaba imzasını atan Feyzioğlu'nun Babil Yayınları'ndan çıkan kitapları şöyle: Keloğlan ile Kartal Abi, Keloğlan ile Ceylanlar, Keloğlan'ın Rüyası, Badi ile Bidi, Cırttan ile Şahmaran Kızı.
"Türkiye'den Almanya'ya giden ve derslerinde uyum sorunu yaşayan çocukların dikkatini kazanabilmek amacıyla masal kitaplarındaki kahramanları derslerine konuk ettiği"ni söyleyen Feyzioğlu'nun Türkiye'deki kitap atılımı büyük bir ilgiyle karşılandı. Çok sayıda okulda söyleşilere davet edilen Feyzioğlu, bu arada 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda "Çocuk Edebiyatçıları Birliği"nce verilen masal ödülünün bu yılki sahibi oldu.
Bu arada Türkiye ve Almanya Kuzey Ren Westfalya (KRV) eyalet eğitim bakanlıkları da yazarın uzmanlıklarından yararlanma yolunda. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Feyzioğlu'na bir mektup göndererek Türkiye'de bir "Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi"nin oluşması için öneri listesi sunmasını rica etti.
Okullara gönderdiği bir yazıda "kitap okumaya ilginin artırılması ve farklı kültürlerin öğrencilere tanıtılması için sınıflara deneyimli yazarların davet edilmesi"ni isteyen KRV Eğitim Bakanı Ute Schaerfer'in listesindeki 10 yazardan biri de Yücel Feyzioğlu.
Avrupa'dan bir 12 Eylül bilançosu
Almanya'da yaşayan yazar Selami Gürel, "Belge Yayınları"ndan çıkan romanı "Sol'uksuz"da 12 Eylül öncesi ve sonrası dönemi anlatıyor.
Yazar kendi yaşadıklarından hareketle kaleme aldığı anı-roman türü kitabında, sol bir örgüt içinde gelişen genç bir adamın yurtdışında son bulan öyküsünü işliyor.
Gürel, kitabıyla ilgili olarak "Elbette birçok insan doğal olarak devasa 12 Eylül olgusunun bazı yanlarını - örneğin cezaevleri, idamlar, yurtdışında yaşayan mültecilerin durumu gibi - yazdılar. Ama beni en çok 12 Eylül'e gelene kadar biz sosyalistlerin birbirine karşı hataları ya da 12 Eylül'ün kendi konseptini bu kadar kolay uygulayabilmesindeki sorumluluğu ilgilendiriyor. Bence 12 Eylül bir kader değildi. Sorumsuzluklarımızın ödenmesi için önümüze konulan bir faturasıydı. Ama öyle yüklü bir faturaymış ki aradan 24 sene geçmesine rağmen hala ödüyoruz" diyor.
12 Eylül darbesinden sonra Türkiye'de 6 yıl boyunca başka kimlikler altında 6 yıl yaşayan, "inadı kırılınca" yurtdışına çıkan, Almanya'ya yerleşen ve Türkiye'ye ancak 18 yıl sonra dönebilen Gürel'in kitabını okuyanlar, kitabın kahramanı Metin'le, yazar arasında büyük ölçüde benzerlikler olması gerektiği sonucuna varıyorlar. Belge Yayınları'ndan çıkan kitap 296 sayfa.
Alevilik üzerine Almanca el kitabı
Alevilik alanında Almanca'da hazırlanmış en kapsamlı kitap, "Das Alevitentum" başlığı altında Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun (AABF) tarafından yayınlandı.
AABF Eğitim Sorumlusu İsmail Kaplan tarafından hazırlanan eserin, Almanca'da bu alanda yaşanan boşluğu doldurduğu açıklandı. Yazar Kaplan, kitabın Hamburg ve Berlin eyaletlerindeki okullarda verilen Alevilik dersleri için kaynak kitap olmasının hedeflendiğini açıklarken, AABF Başkanı Turgut Öker de böylece Aleviliği Alman kamuoyuna anlatma konusunda önemli bir adım atılmış olduğunu vurguladı.
Almanya'da yaşayan 3.5 milyon Müslüman'ın 600 binin üzerindeki bir bölümünün Alevi olduğunu ancak bu insanların Alman kamuoyunca tanınmadığını söyleyen Kaplan, "Bu insanlar tanınmıyor, çünkü içlerinde istihbarat örgütlerince takip edilen aşırı İslamcılar yer almıyor, Suudi Arabistan ve İran'la ilişkileri de yok" diyor.
Başkonsolos'tan bir kitap daha
Kısa bir süre öncesine kadar Türkiye'nin Zürih Başkonsolosluğu görevini yürüten kıdemli diplomat Gürsel Demirok, Türkiye'ye dönerken ardından bir kitap daha bıraktı.
"Atatürk, T.C. Zürih Başkonsolosluğu, Atatürk Salonu" başlıklı Almanca-Türkçe kitabında bir yandan Zürih Başkonsolosluğu'ndaki "Atatürk Salonu"nu tanıtan Demirok, bir yandan da Türk ve İsviçreli okurlara Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi hakkında bilgi vermeyi hedefliyor.
Atatürk Salonu'nun açılışı ve Lozan Anlaşması'nın 80. yıldönümü nedeniyle düzenlenen panellerde yapılan konuşmalara, salonda düzenlenen etkinliklere, çocuklar tarafından kaleme alınmış yazı ve şiirlere, 23 Nisan'da dünya çocuklarına gönderilen mesajlara da yer verilen kitapta tarihi ve güncel birçok fotoğraf da yer alıyor.
Daha önce Mainz Başkonsolosluğu yapan ve bu görevi sırasında Bad Kreuznach'daki Parkhotel Kurhaus'taki Atatürk Salonu'nun hazırlanmasını sağlayan Demirok, bu çalışmalarını "Atatürk, Modern Türkiye'nin Kurucusu Almanya'da" başlığı altında kitaplaştırmıştı. Demirok'un "Türkiye ile İsviçre arasında köprü olan İsviçre'deki Türk toplumuna" atfettiği yeni kitabı, ilki gibi Tasarımcı Galip Yılmabaşar ve İçmimar Baerbel Mitzschke'nin katkılarıyla hazırlandı.
Almanya gündemine farklı bakış
İki aylık iş dünyası ve kültür dergisi Platform'un üçüncü sayısı, Başbakan Schröder'i, ünlü devrimci Che Guevera fotomontajı içinde gösteren ilginç bir kapakla çıktı.
Schröder'in kişiliğinin, reformlarının ayrıntılı olarak incelendiği dergi, iki aylık olmasına rağmen, geniş kapsamlı yazı ve söyleşileriyle "Almanya gündemini" yakalama iddiasını hakediyor. Derginin bu sayısına da Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve turizmci işadamı Vural Öger, Öger Tour'un Genel Müdürü Nina Öger, ünlü televizyoncu Ali Kırca, futbolcu Toni Schumacher gibi ünlü isimler konuk oluyor.
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Engin Türeli, "Turkisfund"u anlatıyor, Bentour International GmbH Genel Müdürü Eyüp Kökçe, turizm sektörünün problemlerini dile getiriyor, Tofaş Almanya Temsilcisi Ali Haydar Berkpınar, Fiat Doblo hakkında önemli bilgiler aktarıyor, Tanis International'ın sahibi Nuri Tanış, markalaşma konusunda ilginç fikirlerini açıklıyor, 12 yaşında tek başına geldiği Almanya'da sıfırdan başlayıp, patronluğa yükselen Mesut Güner'in öyküsü adlı işadamımızın arabesk filmleri aratmayan öyküsü anlatılıyor. Fiyatı 4.5 euro olan derginin sipariş adresi: [email protected]
Don Kişot'un inadı sürüyor
Stuttgart merkezli hazırlanan Türkçe-Almanca mizah dergisi Don Quichotte'un dördüncü sayısı kapağında güncel bir konuyu, "AB'nin Türkiye'ye yönelik isteklerini" işliyor.
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan yazar ve çizerlerin çalışmalarından oluşan derginin kadrosu, ünlü kabare ustası Şinasi Dikmen ve tiyatrocu Ruşen Kartaloğlu'nun katılımıyla güçlenmiş.
"Osetya-Beslan Trajedisi"nin ağırlıkla işlendiği bu sayıda, usta karikatürcü Tan Oral ve Oğuz Aral'ın yakın arkadaşı Berlinli Dr. Ali Savaşer'le yapılan söyleşiler yer alıyor; Augsburg'da yaşayan illustratör Mehmet Ali Taşkoparan'ın çizgilerinden oluşan "Der Panzer" adlı bir çizgiroman başlıyor.
Şimdiye kadar ücretsiz dağıtılan derginin önümüzdeki aylarda ücretli satışa geçmesinin planlandığını açıklayan Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Karayel, Alman vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Antalya-Side bölgesinde Türkiye baskısını düşündüklerini belirtti.
Türkiye ve Avrupa ilişkileri üzerine
Almanya'nın önde gelen siyaset bilimcilerinden Prof. Dr. Claus Leggewie, Almanya'yla Türkiye'den 40'ı aşkın yazar, politikacı ve bilim adamının Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili görüşlerini kaleme aldıkları makaleleri "Die Türkei und Europa" başlıklı kitabında biraraya getirdi.
Giessen Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapan Leggewie'nin Almanya'nın önde gelen yayınevlerinden Suhrkamp'tan çıkan 342 sayfalık derlemesinde Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlarla, destekleyenler biraraya geliyor.
Kitapta makaleleri yer alanlardan bazıları şöyle: Hans Ulrich Wehler, Günter Seufert, Helmut Schmidt, Dan Diner, Helmut Schmidt, Heribert Prantl, Herfried Münkler, Yaşar Nuri Öztürk, Murat Belge, Mehmet Ali Birand, Hakkı Keskin, Cem Özdemir, Faruk Şen, Zafer Şenocak, Çağlar Keyder, Aydın Engin, Vural Öger.
Sonunda güncel ansiklopedik bilgilerin yer aldığı kitap, içeriği, çok yönlülüğü, derinliği ve kapsamı itibarıyla Türkiye'yle ilgili tartışmalar açısından önemli bir referans eseri niteliği taşıyor.