Fotoğraf: Schwerin'de "yüzde 10,5 ya da ayda 500 Avro zam talebiyle yürüyen işçiler."dpa
Almanya'da çöpler yol kenarlarında birikir, havalimanları ertelenen ya da iptal edilen uçuşlar nedeniyle ana baba gününe döner, kreşler kapandığı için çocuklar evlere hapsolurken toplum bir kez daha çalışanlar çalışmasa yaşamın neye benzeyebileceğini deneyimliyor.
Büyük sendikalar
uyarı grevlerinde
Şu anda Almanya'nın en büyük işçi sendikası konfederasyonları toplu sözleşme görüşmelerinde. Ülkenin ikinci büyük konfederasyonu Verdi, tüm ülkede 2,5 milyonu aşkın kamu sektörü çalışanına ücret artışı talebiyle pazarlıkta, işverenleri ve hükümeti yola getirmek üzere bir dizi "uyarı grevi" gerçekleştiriyor.
Ülkenin en büyük sendika konfederasyonu imalat sanayisi işçilerinin örgütü IG Metall eylemde ve demiryolu ve nakliyat sendikası EVG de Almanya Demiryolları (Deutsche Bahn) çalışanları için ücret pazarlığı yürütüyor. Demiryolcuların grevi de ufukta görünüyor.
Sağlık çalışanları
Salı günü greve çıktı
Verdi sendikasının çağrısıyla, Almanya'daki sağlık çalışanları Salı ve Çarşamba günleri iki günlük greve çıktı. Hastaneler, psikiyatri klinikleri, bakım tesisleri ve acil servisler ülke çapında grevden etkilenecek.
Yalnızca Bavyera'da, 30'dan fazla belediye hastanesi ve bölge kliniğinin yanı sıra yaşlılara bakım sağlayan çeşitli kurumlar, iki günlük yürüyüşe katılmayı planlıyor. Nürnberg Hastanesi, aralarında kanser hastalarının da olduğu ameliyatları iptal etmek zorunda kaldı. Hastane, sadece "kesinlikle ertelenemez operasyonların" gerçekleşeceğini söyledi.
Berlin'de, Charité Üniversitesi Hastanesi'nde ve diğer kliniklerde uyarı grevleri planlanıyor. Kassel'deki ana hastanedeki ve Hannover'deki Klinikum Bölgesi'ndeki çalışanlar da Salı ve Çarşamba günleri protesto çağrısında bulundu.Bununla birlikte, acil servis anlaşmasıyla grevler öncesinde acil bakım sağlandı, böylece reanimasyon servislerinde bakım verilecek.
Verdi, federal ve yerel yönetimlerin Şubat sonunda sunduğu teklifi protesto ediyor.
İşverenler en son verdikleri teklifte bu yıl ücretlerde yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2 artış ve iki yıla yayılmış toplam 2 bin 500 Avro (50 bin TL) tutarında vergisiz, tek seferlik ödeme önermişti.
İşçiler ne istiyor?
Almanya'da tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) yıllık enflasyon oranı, Ocak'taki düzeyi koruyarak Şubat 2023'te +%8,7 olarak gerçekleşti. Federal İstatistik Dairesi Başkanı Ruth Brand "Enflasyon oranı yüksekliğini koruyor" diyor. "Hanehalkları, Şubat'ta enerji fiyatlarından da çok artan gıda fiyatlarının etkisini bütçelerinde hissettiler" diye ekliyor. Almanya'da tüketici enflasyonu gıdada yüzde 19,1, enerjide yüzde 21,8 olarak seyrediyor. |
Verdi, üyeleri için ücretlerde yüzde 10,5 artış ya da aylıklara en az 500 Avro (10 bin TL) zam istiyor. Ayrıca, kursiyerler, öğrenciler ve stajyerler için de ayda 200 Avro (4 bin TL) zam ve eğitimlerini tamamlayan çıraklara kalıcı istihdam sunulmasını talep ediyor.
Sendika, toplu görüşmeler başladığından bu yana geçtiğimiz yıl bağıtlanan sözleşmelerde kabul edilen vergisiz, tek seferlik ödemeyi reddediyor.
Almanya Demiryolları'nda (Deutsche Bahn) yaklaşık 180 bin çalışan adına pazarlık yürüten EVG, yüzde 12 ücret artışı ya da aylıklara en az 650 Avro (13 bin TL) zam istiyor. Genç personele de on iki ay için ayda en az 325 Avro zam talep ediyor.
IG Metall, üzretlerde yüzde 8 artış veya ayda en az 200 Avro (4 bin TL) zam istiyor
Almanya PTT (Deutsche Post) işçileri, anlaşmaya oturmadan önce yaklaşık 160 bin çalışan için doğrudan yüzde 15 ücret artışı talep ediyorlardı.
Herşeyin başı enflasyon
Hans Böckler Vakfı Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (WSI) Toplu Sözleşme Arşivi Başkanı Profesör Dr. Thorsten Schulten, The Local'e verdiği demeçte taleplerin arkasındaki ana itici gücün enflasyon olduğunu söylüyor.
"Almanya'da işçiler, yakın tarihte gördüğümüz en yüksek enflasyon oranları ve reel ücretlerdeki kayıplarla karşı karşıyalar. Bu nedenle sürmekte olan toplu pazarlık görüşmeleri, hatırı sayılır ücret artışlarına ve satın alma gücünün korunmasına odaklanıyor" diyor.
Grevler ne kadar yaygın?
Dr. Schulten diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Almanya'nın "grev sayısı bakımından ortanın altında" kaldığını söylüyor. "Kamu hizmeti ve toplu taşıma sektöründe, otobüs ve trenlerde grevler olduğunda her zaman çok grev oluyor izlenimi doğar, çünkü nispeten çok sayıda vatandaş etkilenir. Ancak gerçekte, grevlerin sayısı oldukça sınırlı."
Sendikaların gücü
Dr. Schulten, Almanya'da tüm çalışanların yaklaşık yüzde 16'sının sendika üyesi olduğunu ve kimi sanayi kolları ve kamu sektöründe sendikalaşma düzeyinin epeyce yüksek olmasına karşın diğer sektörlerde, özellikle de özel hizmet sektörlerinin çoğunda sendikalılık düzeyinin çok düşük olduğunu açıkladı.
"Ancak, şirketler birçok alanda işgücü ve kalifiye işçi kıtlığından yakındıkça, sendikaların pazarlık gücü son zamanlarda yeniden arttı" dedi.
Ancak Dr. Schulten, Almanya'da grev hakkının, örneğin Fransa'dakinden çok daha sınırlı olduğuna, sendikaların yalnızca üyelerini ve yalnızca toplu pazarlık bağlamında sokağa çağırmasına izin verildiğine dikkat çekiyor: "Şu anda Fransa'daki emeklilik reform tasarısına karşı gerçekleştirilenler türünden siyasal grevler, Almanya'da pek mümkün görünmüyor."
Halk grevcilere sempati duyuyor mu?
Dr. Schulten, "Genel olarak, Alman halkı arasında sendikaların emek mücadelesine yönelik büyük bir sempati olduğu" görüşünde. "İnsanlar nitelikli kamu hizmeti - örneğin sağlık ve sosyal hizmetler- almak için çalışanlara iyi ücret ödenmesi gerektiğini düşünüyor," diyor.
Schulten halkın sempatisinin, süre giden emek mücadesi dalgalarıyla birlikte yürüdüğü düşüncesinde.
"Birçok kamu sektörü çalışanı Covid salgını sırasında çok iyi bir iş çıkardı ve herkesçe takdir edildi" dedi. "Şimdi bunun ücretlerle ifade edilmesi ve işçilerin kayıplarının en azından gerçek ücretler çerçevesinde karşılanması çok önemli."
(AEK)