Almanya'daki gazetelerde 21 Temmuz tarihli haber, yorum ve analiz sayfalarının öne çıkan konusu, PKK'nin 8 Temmuz'da kaçırıp dün (20 Temmuz) serbest bıraktığı üç Almanyalı dağcıydı.
Spiegel: Dışişleri bu kadar çabuk bırakılmalarını beklemiyordu
Der Spiegel'in İnternet baskısı, Almanya Dışişleri'ndeki bir yetkilinin PKK'nin dağcıları daha uzun süre tutmasını beklediklerini, serbest bırakmayı planladıklarının farkında olmadıklarını söylediğini yazdı.
"Türkiye bu kronik çatışmanın esiri"
Süddeutsche Zeitung, yorumunda kaçırılan dağcıların sağ salim serbest kaldığını, ancak Türkiye'nin bu kronik çatışmanın esiri olmaya devam ettiğini savunuyor.
"Türkiye kendisini bu rehin olayından sadece kendisi kurtarabilir. 'Kendi Kürtleri ile' artık gerçekten barışmalı. PKK savaşçılarının basit yandaşlarına af çıkarmak da bu hedef doğrultusunda gerekli olacaktır. Ancak karanlık yönetim kadrosunun yeri, mahkeme önüdür. Kuzey Irak dağlarında yakalanamazlar ve mahkeme önüne çıkarılmaları mümkün olmazsa herhangi bir ülke onlara sürgün olanağı sunmalıdır."
"PKK'nin gösterdiği güç değil, çaresizlik"
Berlin'de yayımlanan Tageszeitung'un yorumu ise şöyle:
"Kaçırma olayı öncesinde PKK Almanya'da neredeyse unutulmuştu. Bunda Türkiye'deki gelişmelerin de rolü var. Önce AKP'nin reformlardaki başarı hikayeleri gündemde öne çıktı, ardından Kemalistlerle çatışma. PKK kaçırma olayıyla yeniden kendini hatırlattı. Ama daha fazlasını başaramadı. PKK'nin bu kaçırma olayında gösterdiği bir şey varsa güç değil, çaresizliktir."
"Emri PKK üst yönetiminin vermediğini gösteriyor"
Mainz'ta yayımlanan Allgemeine Zeitung'un yorumunda şu satırlar yer alıyor.
"Olay 12 günün ardından gizlice, sessiz sedasız sona erdiyse, bu, kaçırma emrini PKK komando üst yönetiminin vermediğine işaret ediyor. Terör örgütünün bir bölümünün Türkiye'nin doğusunda özerkleştiği gerçeğe daha yakın geliyor. Bu da tepedeki şeflerin hiç hoşuna gitmiyor olsa gerek. Sonun iyi bitmesi kesinlikle işlerin yolunda gittiği anlamına gelmiyor. Bu olay, tatil yerini iyi seçmek gerektiğini gösteriyor. Kriz ya da savaş bölgelerinden ne kadar çekici olursa olsun kaçınmalı."
"Alman politikacılar tetikte kalsa iyi eder"
Kölnische Rundschau, PKK'nin Almanya'da yarattığı tehdide değiniyor yorumunda.
"Çoğu Alman, Almanya'daki Türkler ile Kürtler arasındaki uçurumun farkında değil. Aradaki gerginlik nadir olarak patlama noktasına geliyor. Avrupa Futbol Şampiyonası'nda olduğu gibi. Türk milli takımı Almanya'ya yenildiğinde Berlin'de Kürtler coşkulu bir şekilde kutlamışlardı. Berlin polisinin işbaşında olması ve erken müdahalesi ile daha kötü olaylar çıkması engellendi. Militan Kürtle'in İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble'ye yönelik tehditlerini ne kadar ciddiye almak gerek, henüz bilinmiyor. Ancak Alman politikacılar Berlin polisi gibi tetikte kalsalar iyi ederler."
"PKK'nin şiddetten vazgeçmesi gerek"
Frankfurter Rundschau ise kaçırma olayından PKK'nin zayıflayarak çıktığını, Almanya'da dikkatleri üstüne çekmeyi başarmış da olsa kendi değerini düşürdüğünü belirtiyor.
"PKK'nin amacı gerçekten yasal zemine dönmek ve Kürt sorununda işbirliği yapmaksa şiddetten vazgeçmesi gerek. Kürt halkı içinde de kan kaybetmesine rağmen şiddetten vazgeçme gibi bir niyet görünmüyor ortada. Zayıflamış bir PKK daha az tehlikeli diye bir şey yok. Tam tersine, sırtını duvara dönmüş olduğundan ne yapacağını kestirmek zor. Çaresizlik eylemlerinin devamı gözardı edilemez."
Leipziger Volkszeitung ise PKK'nin Kürt davasına zarar verdiğini belirtiyor:
"PKK'nin terör örgütü diye sınıflandırılmasından şüphe duyan biri olursa artık gelecekte kimse onu dinlemeyecektir. Ankara PKK'ye karşı mücadelesinde Almanya'dan daha fazla anlayış bekleyebilecektir. Kaçırma olayının fiyaskoyla sonuçlanması PKK taraftarlarını benzer eylemlerden alıkoymayacaktır. PKK yönetiminin, bunun bir alt grubun işi olduğu iddiası doğruysa, yönetimin alt gruplar üzerindeki kontrolü gevşiyor demektir. Merkez ne kadar zayıfsa yerel liderlerin ne yapacaklarını kestirebilmek o kadar zor olur."
"Kürt halkının gerçek çıkarları PKK yönetiminin umrunda değil"
Dresden'de yayımlanan Saechsische Zeitung'un yorumu ise şöyle:
"Türklerin askeri operasyonları, uluslararası baskı ve PKK içindeki iktidar mücadelesi. Rehin olayının sonlandırılmasında hepsinin katkısı olmuştur. PKK'yle ilgili baki kalan, bir terör örgütü olduğu ve haklı olarak yasaklandığıdır. Ama Kürt halkının gerçek çıkarları PKK yönetiminin zaten umrunda değil. Suçlular ordusunun geriye kalan 5 bin adamı kendi kirli oyunlarını oynuyorlar. 30 milyon Kürt'ün sırtından." (TK/EZÖ)
* Bu haberde Deutsche Welle Türkçe servisinden yararlandık.