İnsan teki birine, bir yere, bir kuruma neden mektup yazar. Ya da yazma ihtiyacı duyar. Hem de şu meret! sanal alemin, insani olan, insana dair olan her bir şeyi herkesin elinden kapıp götürdüğü bir çağda. Her bir şeyin klavyenin tuşlarında vücut bulduğu, hemen hiç kimsenin yekdiğerini görmeden, teninin kokusunu, sesinin rengini ahengini duymadığı, gözlerinin içine bakma cesaretini göster(e)mediği bir garip iletişim(sizlik) dünyasında neden durduk yerde eskinin adetleri üzere, mektup yazar.
Mektup yazar. Çünkü henüz mektuplardan vazgeçilmeyi mecbur kılacak kadar insani değerlerini yitirmemiştir de ondan.
Mektup yazar. Çünkü içinde hayata dair, geçmişin mirasını geleceğe haysiyetle devretmeye dair dertleri vardır da ondan.
İşte son bir, iki aydır uzaktaki bir arkadaşım dan, İzmir'de İffet Diler'den gelmiş bir dolu mektuplar manzumesinin zaman zaman sayfalarını çevirip, mektupların, zarfının üzeri pullu "İffet Diler- Göztepe İzmir" yazılı mektupların, insani kağıt kokusunu, alarak okuyorum.
Mektuplar, Bergama yakınlarındaki tarihi "allianoi" için kaleme alınmış derdi olanlarca...
"Ben allianoi!.. Bergama'nın nazlı çocuğu... kır aynanı bir daha. Bilinmeyen yollarımdan birini seç ya şimdi doğayım...ya da...yarın benimle ağla..."
Daha önce de yazdım. Bir kez daha yazsam ne çıkar. Yazayım o halde...
Allianoi, İzmir'in, Bergama'sının sınırları içinde, Bergama-İvrindi karayolunun 18. kilometresinde, Bergama'nın kuzeydoğusunda, Yortanlı Barajı gölet alanının tam ortasında, Paşa Ilıcası Mevkii'nde yer alıyor. Milattan sonra 2. yüzyıldan bu yana hep tarihi özelliğini koruyarak bugünlere taşınmış bir şehir Allianoi...
Allianoi bugün çok ciddi tehdit altında, Yortanlı Barajının suları altında kalma tehdidine maruz. Tıpkı Ilısu Barajının tehdidine karşı hâlâ direnen Allianoi'den binlerce kilometre uzaklardaki yareni, Batman yakınlarındaki Hasankeyf gibi.
Ne ilginç! Kaderleri ortak. Ama ben Hasankeyf'in yakını olan biri olarak bir kez daha Allianoi'ye dikkat çekmek için bu satırları yazıyorum. Bu satırları yazmama "allianoi'ye Mektuplar" sebep oldu.
Her dönemden daha fazla birbirimizi tanımaya, anlamaya, yaralarımıza merhem olmaya, acılarımızı paylaşmaya, hemhal olmaya, hemdert olamaya ihtiyacımız var. Bu nedenle ben allianoi diyorum. Allianoi'ye dikkat çekiyorum. Tuhaf ülkenin batı yakasında yaşayanlar da "Hasankeyf desinler" diyedir. Allianoi'ye bir mektup da benim yazmamın nedeni. Diyenler iki yakadan elbette var da! Daha çok desinler, sesleri daha gür çıksın diyedir...
Çünkü; "İnsanlık tarihinin en acınası anıydı. Kederlenen taç yaprakların, tuzlu gözyaşları, donup buz tuttuğunda, yitirilmeye mahkum edilmiş, tek bir bahtsız kent için!" tüm diğer kentler ve kentliler ses olmalılardı.
"Su'ya evet" diyordu bir başkası. Su'ya merhaba, su'ya sevgi...Elbette 'su uyur, düşman uyumaz' derken atalar sözü, derdi olanın yanıtı hazırdı: "Peki o halde, su da uyumasın; aksın, çağlasın, şırıldasın; ama boğmasın tarihi, kültürü, anıtları, insandan kalanları...Düşman uyusun! Düşman boğulsun!"
Ama taş yürekli insanlardı karşıdakiler. "Taş yürekli insanlar, böylesine görkemli eserleri, ancak taş yığını olarak" ifade edebiliyorlardı.
"Bir kentin kurtuluşunu armağan edecek herhangi bir olasılığa" karşı yazılıyor bu satırlar allianoi'ye mektuplar yazanların duygularından ilham alarak.
"Işıldayan yakamozların, tükenişine şahitlik ettiği kent Allianoi (Hasankeyf), suyla hayata göz kırpmıştın(ız) antik çağ'da. Ve yine suyla elveda demek üzeresin(iz) bu topraklara..."
Antik kentler sular altında kalmasın derken Allianoi dostları, Hasankeyf'e sadakat çağrısı yaparken Hasankeyf Gönüllüleri... Nerdesiniz ey insanlık, geçmişinizi çalıyorlar ellerinizin arasından siz hâlâ oralarda mısınız...(ŞD/EÜ)
* allianoi'ye Mektuplar. anabasis yayınları. Bergama Akbank şubesinin DHV 33453-01 nolu hesabına bağış yapılarak kitabı edinmek mümkün.