Fotoğraf: Aliağa Ekspres
Dünya Çevre Günü dolayısıyla TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi önündeki çevre nöbetinin son gününde Aliağa'ın geçmişte balıkçılık ve tarım yapılan bir kasabayken sanayi bölgesine dönüştürülmesi ele alındı.
TIKLAYIN - CHP'li Bakan: İzmir'in hava kalitesi verileri gizleniyor
"Başlı başına bir tehlike"
Forumda söz alan Çevre Mühendisi Helil İnay Kınay, Aliağa'daki ekolojik yıkıma dair şunları söyledi:
"Aliağa İzmir'in kanayan yarasıdır. Çevresel kapasitesi düşünülmeden alınan kararlar sonrası bugün Aliağa kapasitesini aşmış durumda. Aliağa bölgesi çevresinde barındırdığı ağır sanayi, gemi söküm tesisleri ve termik santralleri ile beraber başlı başına bir tehlike. ÇED süreçlerinde tüm kapasite artışlarının Aliağa'da yapıldığını görüyoruz. Aliağa acilen rehabilite edilmesi gereken bir bölge. Sadece havası değil toprağı ve suyu da kirlenmiş durumda."
TIKLAYIN - "İzmir'in sanayi bölgelerinde hava ölçüm istasyonu yok"
Kanser riski
Kınay'ın ardından söz alan Halk Sağlığı Uzmanı Ahmet Soysal, bilimsel metotlarla çevre mücadelesinin yürütülmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle dedi:
"Aliağa'da geçmiş dönemde her türlü baskı ve olumsuz koşullara rağmen bilimsel iki çalışma yürüttük. Yapılan çalışmalarda Aliağa'daki kanser oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu, yine Aliağa'da 15-20 senenin üzerinde yaşayanlarda kanser görülme riskinin ortalamanın çok üstünde olduğunu gördük. Diğer çalışmada ise 6-8 yaş arası çocuklarda bilişsel gelişimi ölçtük. Hava kirliliğinin yüksek olduğu mahallelerde bilişsel gelişimin geride olduğunu gördük."
Ağır metaller
Ekolojist Ertuğrul Barka da, İzmir'in tükettiği tüm elektrikten daha fazla elektriği tüketen altı demir-çelik fabrikasının Aliağa'da olduğunu söyledi. Barka, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bölgede 2 bin 500 civarı sanayi kuruluşu var. Onur Hamzaoğlu Dilovası'nda yaptığı çalışmalarda bebeklerin dışkıları ve annelerin sütünde ağır metaller buldu. Aliağa'da Dilovası gibi bir çalışma yapılsa acaba neler bulunur. Bölgede bulunan elektrikli ark ocakları bir ton başına 14 kilogram ark ocağı tozunu doğaya salıyor. Sonra bu tozu fabrikaların bahçelerine gömdüler.
"Bunlar sadece toprağa değil havaya da kanserojen madde yayıyor. Nükleer gemiler sökülmeye çalışıldı. Ağır metaller, asbestler ne kadar tehlikeli atıkların varsa bu yolla Türkiye'ye giriyor. Bize layık gördükleri yaşam alanı bu."
Konak Kent Konseyi, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu temsilcileri de Aliağa'da yaşanan talana ilişkin birer konuşma yaptı.
(TY)