Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Ali Koç, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) iş birliğiyle gerçekleştirilen 28. Kalite Kongresi’nin açılışında konuştu.
Ali Koç, küresel ölçekte demokrasinin geleceğini tehlikeye atan ciddi sosyal sorunlarla iç içe olunduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
“Dünyanın her kıtasında pek çok ülkede öfkeli şekilde insanlar sokaklarda. Sebepler farklı ama mevcut ekonomik ve siyasi düzenden memnuniyetsizlik hepsinin ortak paydası. Tarih boyunca insan sınırlarını aşma eğiliminde olmuştur.
“Ekonomist Nouriel Roubini, bugün bizle değerli görüşlerini paylaşacak. Roubini, resesyon tehlikesine işaret ediyor. Daha evvel de etti tahminleri gerçekleşti. Küresel ekonomi resesyona girecek mi? Bilmiyoruz, ama pek çok akademisyen ve uzman insanlığın demokrasi yolundaki ilerleyişinde şimdilik mola verdiğini, küresel demokrasinin bir süredir resesyonda olduğunu söylüyor. Farklı kuruluşların yaptığı araştırmalar aynı olumsuz gidişata da işaret ediyor. Dünya genelinde son 10 yılı aşkın süredir insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda kesintisiz gerileme yaşanıyor.”
"Fitne fesat seçmen iradesini zedeliyor"
Koç, uluslararası düzeyde liberal demokrasinin bayraktarlığını yapan ABD ve İngiltere dahil iktidarlar köklü kurumsal mekanizmaları alışılmadık yöntemlerle zorladığını aktardı.
Bilgi çağında bilgiye ulaşmanın kolaylaşacağı ve böylece demokrasinin gelişmesine yardım edeceği ve demokrasinin gelişeceği öngörüldüğünü anlatan Koç, şunları söyledi:
“Teknoloji demokrasi açısından sakıncalı girişimlerin de aracı oldu. İnsanların tercihlerine dolayısıyla seçim sonuçlarına sosyal medya ve yapay zeka vasıtasıyla etki edilebilmesi gelecek açısından son derece endişe verici. Mesela ülkemizde de zaman zaman görüyoruz, sosyal medya üzerinden toplumsal kaygıları hedef alan, manipüle eden kitlesel dezenformasyon veya bugünün Türkiye’sinde fitne ve fesat, demokrasinin özü olan seçmen iradesini zedelemektedir.”
“İyi işleyen demokrasi ülkenin sermayesidir”
Koç, demokrasi kurum ve kurallarıyla yerleşmeden, hukukun üstünlüğü esas alınmadan sürdürülebilir büyümenin ve refahın sağlanmasının da çok zor olduğunu belirterek, “Hür, müstakil, kudretli, lider ve rekabetçi bir ülke için üreten olmamız lazım. Ekonomik anlamda kalkınmışlık olmazsa olmaz” dedi.
Sağlıklı işleyen bir demokrasinin varlığının yakın gelecekte büyük yatırımlar açısından belki de en önemli karar unsuru haline geleceğini ifade eden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düzenleme çerçevesinin rasyonel temeller üzerine bina edildiği, karar mekanizmaları şeffaf olan, hesap verebilirliğin ilke kabul edildiği, hak aramanın kurumsal sigortaları bulunan ülkeler uluslararası sermayenin yatırımlarında ön plana çıkıyor. Farklı bakış açılarının tolere ve hatta teşvik edildiği demokratik toplumların eğitim sistemleri de sorgulayan, itiraz edebilen ama uzlaşı da arayan, değişimle barışık, lider özellikli genç nesiller yetiştirebiliyorlar. Yarının bilinmezliklerine yol alırken, iddia ve vizyon sahibi tüm ülkeler ve şirketler böylesi gençlerin rehberliğine ihtiyaç duyacaktır. Yani iyi işleyen bir demokrasi, bir ülkenin insan sermayesi açısından da olmazsa olmazıdır.”
"Çözüm insan"
Koç, son olarak şunları söyledi:
“Daha iyi, daha müreffeh, daha rekabetçi, daha istikrarlı, lider, daha mutlu, kısacası potansiyelini aşan bir Türkiye için hepimizin sorumlulukları var. Bu yolculukta, toplumun tüm kesimleri ve elbette bizler iş dünyası, odağına insanı koyan çözümlerin arayışında üzerimize düşenleri yerine getirmeliyiz. Zira demokrasinin özünde insan var. O zaman çözüm de insandır. Çözüm biziz. Hepimiz” (EMK)