Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu, 1994'te Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Alacaköy mezrasında kaybolan 11 köylüye ilişkin raporunda "Bolu Komando Tugay Komutanının sorumluluğu bulunduğu" yönünde değerlendirme yapmıştı.
Diyarbakır Söz gazetesinin haberine göre, Torun, Kaya ve dün Van'da tedbiren tutuklanan diğer astsubay Özcan İldeniz de Diyarbakır'a Bolu Komando Tugayı'ndan geldiğini söyledi ve şöyle dedi:
"94 yılından itibaren Bolu Komando Dağ Tugayı'nın bu bölgede yapmış oldukları eylemler ve o birlik içerisinde görev alan kişilerin bugüne kadar yapmış oldukları faaliyetler var... Birebir araştırılıp incelenerek ortaya koyulduğu takdirde biz bazı şeylere ulaşabiliriz.
"Devlet o zaman, yani ta işin başından beri, 1994'e giderek, hadiseyi bütün yönleriyle araştırıp ortaya koyarsa, hadiseler çorap söküğü gibi ortaya çıkar."
Torun: Bu büyük bir organizasyondur
Torun, Ali Kaya'nın Diyarbakır'da görevliyken Söz Gazetesi'nin sahibi Söz ailesine ilişkin sahte belge düzenlediğini söyledi ve şöyle devam etti:
"O iyi çocuk olan Mutkili Ali burada bunu yapıyor, Kulp'ta bunu yapıyor, Şemdinli'de şunu yapıyor; peki bu kadar senedir bu adamın hukuksuzluğuna neden birileri dur demiyor?
"Dur denilmezse, o zaman bu bir organizasyondur; bu büyük bir organizasyondur ve bu organizasyon bir şekilde devletin birtakım kademelerine çöreklenmiş olabilir. Bu çöreklenmeyi eğer biz defetmezsek, ortadan kaldırmazsak, o zaman bundan sonra birtakım sıkıntılarla devlet yüz yüze kalır."
Kaya ve İldeniz tedbiren tutuklandı
Şemdinli'de Umut Kitabevi'nin bombalanması olayıyla ilgili, Van'da savcı Ferhat Sarıkaya tarafından yaklaşık 5 saat sorgulanan Ali Kaya ve Özcan İldeniz tutuklandı. Mahkeme, 6 saat süren duruşmanın ardından, mahkeme infiale yol açmak nedeniyle, Kaya ve İldeniz'in tutuklanmasına karar verdi. Astsubaylar, Van Kapalı Cezaevi'ne teslim edildi.
Kaya ve İldeniz, Şemdinli'deki bombalamanın ardından gözaltına alınmış, ancak serbest bırakılmıştı. (TK)