Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliği sürecinde Anayasa ve yasalarda yapılan değişikliklerle idam cezasının kaldırılmasına karşın, "yargısız infaz" uygulamalarının sürdüğünü belirten Alataş, Kızıltepe, Şırnak, Van ve Gümüşhane'deki yargısız infazlara Şırnak'ta beş kişinin öldürülmesi ile bir yenisinin eklendiğini söyledi.
Alataş, Şırnak'ta beş kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın tüm yönleri ile soruşturulmasını; cenazelerin ailelerine verilmemesine, dini tören yapılmadan rasgele açılan çukurlara gömülmesine karar veren görevlilerin sorumluluklarının belirlenmesini istedi:
"Bu kişilerin niçin sağ yakalanamadıklarının ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 'kişi ve aile yaşamına saygı' ilkesini hiçe sayarak cenazelerin ailelere verilmemesine, dini merasim yapılmadan rasgele açılan çukurlara gömülmesine karar verip uygulayan kamu görevlilerinin sorumluluklarının belirlenmesi gerekir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM), Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nu, hükümeti ve yargı kurumlarını göreve çağıran Alataş, Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının fiilen sürdüğünü belirtti.
Alataş, "OHAL son bulduğu halde, yönetim koşulları ve güvenlik güçlerinin uygulamaları normalleşmedi. Bölgede kimin terörist olup kimin olmadığını resmi açıklamalar belirliyor. Can güvenliği ve yaşam hakkı tehdit altında" diye konuştu.
Hukuk devletinin "açıklık ve şeffaflık" ilkelerinin terörle mücadele uygulamalarında dikkate alınmadığını vurgulayan Alataş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hangi nedenle olursa olsun, aileler, yakınlarının ölüm nedenlerini ve koşullarını tüm ayrıntıları ve kanıtları ile öğrenme hakkına sahiptir. İki kişinin definleri sırasında yaşananlar, ailelerin kendi cenazelerine dahi sahip çıkamadıklarını ve inançlarına uygun gömemediklerini gösterdi. Cesetlerin inceleme ve otopsi yapılmadan gömülmeleri, olayın soruşturulması olanağını ortadan kaldırdı." (BB)