Beşeli "Pazar günü işverenin Adana'dan getirdiği grev kırıcılar üye işçilerimize saldırdı. Bir arkadaşımızın bacağı kırıldı. Sendika olarak uzlaşma sağlamaya çalışıyoruz ancak umutlu değiliz. İşçiye verilen söz tutulmazsa biz işçiyi tutamayız" dedi.
Al-Co işsine saldırı
Al-Co Tencere Fabrikası'nda sendikaya üye oldukları gerekçesiyle beş ay içinde 80 üye işçinin işten atılmasının ardından fabrika yasadışı Adana'dan yüz elli işçi getirmişti.
Birleşik Metal İş İstanbul Şube Sekreteri Beşeli'nin verdiği bilgiye göre sendikaya üye oldukları için işten atılan işçiler fabrika kapısında nöbet tutarak direnişlerini sürdürürken fabrikanın Adana'dan getirdiği ve Beşeli'nin "grev kırıcı" olarak nitelediği kişiler sendikası üyesi işçilere saldırdı. Çoğu işçi yaralanırken bir işçinin bacağı kırıldı.
Jandarma saldırıya uğrayanlara müdahale etti
Beşeli "Hafta sonu Trakya Sanayi bölgesinde işçilerin tatilde olmaları ve jandarmaların da nöbet değişimi yapmalarından faydalanan yüz elli grev kırıcı, üye işçilere saldırdı. Jandarma saldıranlara değil, saldırıya uğrayanlara müdahale etti" dedi.
Müdahale sonucu eylemdeki işçiler ve sendika yöneticileri gözaltına alındı ve çadırları kaldırıldı. Gözaltına alınanlar dün gece serbest bırakıldı.
Beşeli Al-Co'da yaşananların bir süreç olarak değerlendirilmesi gerektiği ve son günlerde gerginliğin tırmanmasıyla çözüm bulunmasının şart olduğu görüşünde.
"Bu yaşananlar sadece Al-Co işçisinin örgütlenmesi ve işverenin bu duruma karşı çıkmasından ibaret değil"
Beşeli'nin verdiği bilgiye göre Al-Co fabrikasının da içinde bulunduğu Trakya sanayii sitesinin eski adı Rabak. Plastik, alüminyum ve bakır üzerine çalışan pek çok fabrikanın var olduğu bir kompleks yapıdan oluşuyor. İşverenlerin çoğuysa geçmişte yaptıkları yolsuzluklarla ünlü.
Beşeli geçen yıldan itibaren sendika olarak Al-Co'da örgütlenmeye başladıklarını ancak bu çalışmaların sanayi sitesindeki işverenleri rahatsız ettiğini söylüyor.
"Al-Co işvereni de diğer işverenlerin rahatsız olmasından kaygılı olarak üye işçilerini işten atmaya çalışıyor. Çünkü Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) borcu var."
Devletin çözümü işverenden yana
Yetkililerin önlem almadığında ve konuya duyarsız kaldıklarından yakınan Beşeli, bu konuda nasıl başvuru yolu izledikleri sorusu üzerine valilikle ve Çalışma Bakanlığı'yla görüştüklerini ve her iki kuruluşun da konuyla ilgilendiklerini ancak sundukları çözüm yolunun işverenin lehine olduğunu söyledi.
"Valilik Birleşik Metal İş'i, işçileri ve işvereni görüşmek üzere çağırdı. İşveren kendisi gelmek yerine danışmanını gönderdi. Zaten devlet işin içine girdiğinde geçmiş deneyimler gösteriyor ki, ya çözüme çok yavaş ulaşılır ya da bulunan çözüm işveren lehinedir."
Sendika olarak işlevlerinin, gelinen noktada uzlaşma ve havayı yumuşatma olduğunu söyleyen Beşeli "Oysa işçinin tek talebi sendikal hakları doğrultusunda işine geri dönebilmek. Eğer işçiye verilen söz tutulmazsa biz işçiyi hiç tutamayız" dedi.
"Onlar işçi değil, grev kırıcı"
İşverenin Adana'dan getirdiği yüz elli kişi için Beşeli "Aslında onlar işçi değil grev kırıcı. Çünkü bu kişiler üretimi sürdüremedikleri gibi sadece saldırmaya yönlendirilmiş durumdalar" dedi.
Beşeli, fabrikanın kapasitesinin seksen işçi olduğunu ve getirilen yüz ell işçinin fabrikada yasa dışı yollarla istihdam edildiğini, bir kulübede zor şartlarda, istif halinde barındırıldıklarını söyledi.
Beşeli'nin verdiği bilgiye göre işçilerin dışında çevredeki halk da Adana'dan gelen kişilere tepkili. Beşeli "Çünkü halk 'biz iş bulamazken Adana'dan buraya işçi mi gelir' diye düşünüyor. Herkes çok gergin. Mesele etnik bir soruna da dönüşebilir" dedi.
İş işten geçmeden devletin çözüm bulmasını talep eden Beşeli "Devlet yetkilileri sözlerini tutmazsa işçi durumu kabul edip, oturmaz" dedi. (EZÖ/TK)