Kamu yararı yok
Yıllardır Elektrik Mühendisleri Odası(EMO)'nca AKTAŞ'a karşı sürdürülen yasal mücadelede son gelişme; Danıştay 10. Daire'nin , 16 Şubat 2001'da AKTAŞ'la yapılan elektrik dağıtım sözleşmesinde kamu yararı olmadığına karar vermesi oldu.
Talepler
EMO, bugün sözleşmenin iptali dışında AKTAŞ'ın on yıl içinde verdiği kamu zararının karşılanması için şu talepleri öne sürüyor.
* AKTAŞ'a, yan şirketlerine ve şirket ortaklarının mal varlığına el konulması(Boşalan bankalara uygulanan yaptırıma benzer bir işlem yapılması) ve kamu zararının karşılanması.
* AKTAŞ'ın on yıldır yasa dışı sözleşmelerle, çalışmasına devam etmesine göz yuman dönemin Enerji Bakanlarının ve bürokratlarının hesap vermesi.
*1990'da Türkiye Elektrik Kurumu(TEK)'te devlet memuru olarak çalışırken AKTAŞ'ta işçi statüsüne geçirilen ve 1995 yılına kadar parça parça işten atılan yaklaşık 400 kişinin devlet memurluğuna geri dönmesinin sağlanması.
AKTAŞ'ın 100 trilyon zararı
AKTAŞ ile TEAŞ arasında yapılan sözleşmeye göre; AKTAŞ, TEAŞ'tan aldığı elektriği dağıtacak ve dağıttığı elektrik kilovatı başına, TEAŞ'a ödeme yapacaktı. Ancak, AKTAŞ, TEAŞ'ın verdiği elektriğin kilovatı başına istediği fiyatı kabul etmedi ve yıllarca TEAŞ'a bu rakamın altında ödemeler yaptı . TEAŞ bu durumda sözleşmeyi iptal etmek yerine AKTAŞ'a davalar açtı.
AKTAŞ, elektrik dağıtımında meydana gelen elektrik kaybı oranlarını yüksek gösterdi . AKTAŞ, TEAŞ'la kaybettiği elektriğin parasını ödemeyeceği şartıyla satış anlaşması yapmıştı.
Elektrik Mühendisleri Odasına göre dünyada ortalama olarak her 100 elektrik biriminden yedisi (yüzde 7), Türkiye'de ise yüzde 20-25'i kaybedilirken , AKTAŞ, her ay TEAŞ'tan aldığı elektriğin ortalama yüzde 27'sini kaybettiğini belirti. Dolayısıyla aslında kaybetmediği ve dağıtımını yaptığı elektriğin parasını TEAŞ'a ödememe ve kendi hesabına geçirme şansına sahip oldu .
Bir özelleştirmenin anatomisi
AKTAŞ aleyhine açılan davaları takip eden EMO avukatı Gökhan Candoğan , AKTAŞ'a karşı verilen yasal mücadelede son on yıldır yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı:
İstanbul'un Anadolu yakasına elektrik dağıtımı yapan AKTAŞ, 1990 yılında TEK(Türkiye Elektrik Kurumu) ile İmtiyaz , İşletme Hakkı Devir ve Enerji Satış sözleşmeleri yaptı.
Bu üç temel sözleşme, yasal olarak zorunlu olduğu halde, Danıştay'ın ön incelemesinden geçmeden imzalandı. Böylece, AKTAŞ hukuk dışı sözleşmelerle elektrik dağıtımına başladı.
1993 yılında Vahap Eycan adlı bir işçinin AKTAŞ aleyhine açtığı dava sonucu Danıştay, AKTAŞ'la yapılan sözleşmenin iptali kararını verdi. Bu gelişmenin ardından AKTAŞ ile yapılan sözleşmelerin iptali gerektiği halde AKTAŞ, 1997 yılına kadar elektrik dağıtımına yine yasa dışı olarak devam etti .
1997 yılının 2 Aralık günü ise Enerji Bakanlığı Danıştay'ın kararına karşın AKTAŞ'la yeni bir sözleşme imzaladı . Bunun üzerine Elektrik Mühendisleri Odası(EMO) AKTAŞ'la yapılan sözleşmenin iptali için, yürütmenin durdurulması talebiyle 1998'de Danıştay 10. Dairesi'nde dava açtı, ancak EMO'nun talebi mahkeme tarafından 1999'da reddedildi.
EMO temyize gidince, dava Danıştay'ın en üst organı olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 'nda görüldü. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Danıştay 10. Dairesi'nin kararını bozdu. Danıştay Genel Kurulu, 2000 yılında AKTAŞ'ın çalışmasının sona erdirilmesi anlamına gelen yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Bu kararın sonrasında Enerji Bakanlığı AKTAŞ'a 16 kişiden oluşan bir fiili denetim ve yönetim heyetini atadı.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu davayı son olarak Danıştay 10. Dairesi'ne geri gönderdi. Danıştay 10. Dairesi temyiz incelemesini esastan görüştü ve AKTAŞ'la sözleşme imzalanmasında kamu yararı olmadığına karar verdi.
* Başbakanlık Teftiş Kurulu , Başbakanlığın isteği üzerine AKTAŞ'a ilişkin genel soruşturmasında 1997 ve 2000 yıllarında raporlar yayınladı.(YV/YÖ)