Şu günlerde bir siyasetçi için en sahici konular, aday listelerinin oluşturulmasına ilişkin olanlardır herhalde. "Sahicilik" gibi bir problematik kurmak o yüzden doğru olmayabilir. Ama eğer kadınların gündeminde can yakıcı sorunlar olarak duranlar kastediliyorsa, siyasetçilerin bunlara ilişkin bir şey dediklerini duymadım. Ne şiddetle ne de yoksullukla ilgileniyor gibi görünüyorlar. Yoksulluk zaten uzun zamandır bir "toplumsal maliyet" söylemi içinde ele alınan ve katlanılması gerektiği kabul edilen bir şey, şiddet ise henüz (hala!) siyasetin konusu değil.
-Bütün bu tartışmalarda kadınların yaşamının değişeceğine dair ipuçları var mı?
Hayır. Tartışmanın yaşamı değiştirdiği durumlar var ama halihazırda siyasetçilerin yürüttükleri çenebazlıkların böyle bir marifeti yok bence. Ne tartışıyorlar sahi?
-Kadın Koalisyonu'nun çalışmalarına gelelim. Bu koalisyonun Mecliste daha çok kadın milletvekili olmasıyla ilgili başlattığı kampanyayı nasıl değerlendiriyorsun?
Meclise daha çok sayıda kadının girmesi, bu amaca yönelik çalışmalar, bence de önemli. Ancak hep ertelenen, üstünden atlanan konu, hangi kadınların Meclise girdiği, hangilerinin desteklendiği konusu. Bilindiği gibi, uluslararası literatüre "%30 eşiği" diye giren bir rakam var- seçilmişlerden oluşan herhangi bir kurulda kadın oranı üçte birin altındaysa, gerçek bir değişim/temsilin gerçekleşmesi mümkün değil deniyor. Kadın koalisyonunun (ve tabii Ka-der'in de yıllardır) izlediği strateji, bu eşiği geçene kadar bütün kadınları desteklemek (bazı ilkeleri var ama bunlar daha çok ahlaki minimumlar sayılabilir) Bence bu stratejinin iki zayıf noktası var:
Siyasal partilerin yapısı son derece antidemokratik. Dolayısıyla, aday listelerinin oluşumunda örgütün etkisi çok dolaylı yollardan olabiliyor. Listelere giren kadınlar, örgütten gelenlerden çok, lider/hizip başı gibi adamlara yakın olmaları ya da iyi vitrin yapmalarıyla bunu başarıyorlar. Bu nedenle de temsil ilişkileri kadınlarla olmuyor.
.İkincisi, siyasete girmek, herkes için bazı koşullar gerektiriyor- Her şeyden önce, paranızın olması ya da sizi destekleyen paralı birilerinin olması gibi. Kadınlara baktığımızda, bunun yanında başka şeyler de aranıyor: eğitim, kariyer, aile ilişkileri vb. Bu niteliklere sahip olmayan büyük kadın çoğunluğu açısından siyasete girmek, bir partinin her türlü angaryasını yürütmek ama istisnalar dışında, herhangi bir yükselme ummamak demek. "Kadınları destekleyelim" dediğinizde parti örgütlerinde canla başla çalışan bu kadınları değil, "presantabl" olan diğerlerini destekliyorsunuz. Böylece, kadınlar temsil edilmiş gibi oluyor ama aslında belki de tersine, büsbütün susturuluyorlar.
-Kadın milletvekillerinin sayısının artması gerçekte kadınların temsil edildiği anlamına gelir mi?
Hayır. Bunu daha önceki seçimlerde de gördük. Şu anda Meclisteki kadın milletvekillerinden benim bildiğim en az ikisi Türkiye'de kadın erkek eşitsizliği sorununun olmadığını düşünüyor, ikisi New York'taki Pekin+5 toplantısından sonra "Aaa, cinsiyet eşitsizliği diye bir şey varmış ve bunu politik platformlarda tartışıyorlarmış" diye geldiler... Diğerlerini bilemiyorum. Klasik hikaye: "kurtulmuş" kadınlar, bizim gibi sıradan kadınlar için erkeklerden daha beter olabilirler.
-Çeşitli ülkelerin Meclislerinde bize göre çok daha fazla kadın milletvekili var. Bu milletvekili olmak isteyen kadınlar için iyi bir şey. Öte yandan bu durum, "vatandaş" kadınların yaşamında ne değiştirdi?
Hangi ülkeler? Benim bildiğim Suriye ve bir iki ülke daha var bizden kötü olan. Siyasal temsil konusunda liste sonlarındayız maalesef. Varolan milletvekilleri de söylediğim sebeplerle vatandaş kadınların yaşamını değiştirmediler, değiştiremezlerdi. Medeni kanun tartışmaları bu anlamda tarihi bir belgedir. Orada kadınlardan yana olan kadın milletvekillerinin yanında, açıkça parti politikalarını destekleyenler de oldu (DSPliler mesela)
-Kadınlar oy verirken örneğin krizden çıkış programını mı, yoksa kadın aday sayısını mı dikkate almalılar?
Krizden çıkış programlarında pek bir fark yok galiba, o yüzden yine de kadın aday sayısına dikkat etmekte fayda var!
-Bu seçimlerde kadın hareketi nasıl bir tavır geliştirmeli?
Bence şimdi yapılacak bir kaç şey var: kadınların en acil ihtiyaçlarını (şiddet ve yoksullukla ilgili olanlar) durmaksızın öne sürmek, partilere bu konuda ne yapacaklarını sormak (Ka-der bunu yaptı: siyasi partilere on soru diye bir bildiri yayınladı.)
Seçim sonrası, verilmiş sözleri izlemek, kadın milletvekillerini izlemek, bu konuda hem lobicilik hem de kamuoyu oluşturma faaliyeti yapmak.