Haberin İngilizcesi için tıklayın
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Akşener, ekonomi, kriz ile ilgili olarak özetle şöyle konuştu:
"Milletin ümüğünü sıkma politikası"
"Bugün Türkiye; Türk tarihinin, en başarısız yönetim modeliyle, ve tarihimizin, en basiretsiz ekonomi ekibi tarafından yönetiliyor.
Milletimiz her ay, farklı bir fedakârlık yapmak zorunda. Kaloriferi kapatıp, battaniye ile oturmak zorunda. Ampulleri söndürüp, karanlıkta kalmak zorunda.
"Meyve sebzeden aldığı vitaminden, kısmak zorunda. Etten aldığı proteini, kesmek zorunda. Türk Milleti, zor zamanlarda kemer sıkmayı iyi bilir. Ama bugün yaşadıklarımız, bir kemer sıkma politikası değil, adeta milletimizin ümüğünü sıkma politikasıdır.
"Saraydaki bol maaşlı bir grup sefasını sürsün, milletimiz de cefa içinde sürünsün" politikasıdır. Bunun sebebi de; artık başarısızlığı gün gibi ortada duran, bu ucube sistemin ta kendisidir.
"Önemli bir adım attık"
"İşte bu nedenle; 6 siyasi parti olarak, geçtiğimiz pazartesi günü, çok önemli bir adım attık.
"Ülkemizi, sosyal hayattan ekonomiye, adaletten diplomasiye, doğadan demokrasiye, her alanda yıpratan; milletimizi, işsizlik, umutsuzluk, ve hayat pahalılığı üçgenine hapseden; devletimizi de, itibarsızlığa, liyakatsizliğe, ve beceriksizliğe mahkûm eden; Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ucubesinden kurtulmak için, çok önemli bir adım attık.
"Mutlu, huzurlu ve güçlü bir Türkiye için milletimizin yüzünün, umutla güldüğü, Yarının Türkiyesi için, çok önemli bir adım attık. Saygının kalmadığı, empatinin olmadığı, ve makulün kaybolduğu bir ortamda; ortak aklı ve istişare kültürünü çalıştırarak, milletimizin ve memleketimizin ihtiyaçlarını düşünerek, güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmamızı tamamladık, ve milletimizle paylaştık.
"Teksirzede Sayın Erdoğan"
Yaşadığınız hayata, size sunulan koşullara baktığınızda; aklınıza ilk ne geliyor? 'Ne çektik be?' mi diyorsunuz? Yoksaaa... 'Ne çektiniz be Cumhurbaşkanım?' mı diyorsunuz? Cevap gün gibi ortada. Ama belli ki; memleketin gerçekleriyle bağını koparalı, uzun zaman olmuş Sayın Erdoğan'ın da, o cevabı duymaya ihtiyacı var.
"Neden mi? Çünkü fark etmişsinizdir; 'Telefonunu çıkar bakalımcı' dayıların büyük üstadı, bir süredir sizlere, durup durup, dizlerdeki bilge adamlar edasıyla; 'Teksir kağıdı nedir bilir misiniz?' diye soruyor. Kendisi, teksir kağıdından dolayı, çok mağdur olmuş, çok acılar çekmiş. Vah vah...
Ama nedense, yaşadığı o teksir kâğıdı dramına rağmen; Cumhuriyetimizin, Kasımpaşa'dan çıkan, teksirzede Sayın Erdoğan'a, bu ülkede, cumhurbaşkanı olma fırsatını sunmuş olduğu gerçeğini, nedense söylemiyor."
Biliyorsunuz, Bay Kriz ve arkadaşları için, her şey sayılardan ibarettir. Ancak kendileri, verdikleri sayıların niteliğiyle, karşılığıyla ve sonuçlarıyla, asla ilgilenmezler. Mesela çıkıp; "Bizden önce, 526 bin olan öğretmen sayısını, 993 bin 670'e çıkardık." derler.
Ama, o 993 bin öğretmenimizin içerisinde; atanamadığı için, intihar eden kardeşlerimizle, asla ilgilenmezler.
"Mesela çıkıp; "Bizden önce 76 üniversite vardı, biz bu sayıyı 207'ye çıkardık." derler. Ama o üniversitelerden mezun olduktan sonra; işsizlik sarmalında çile çeken gençlerimizle, asla ilgilenmezler. Mesela çıkıp; Asgari ücrete yaptıkları zammın, yüzdesiyle övünürler. Ama yaptıkları zammın, 1 ay içerisinde nasıl eridiğiyle, enflasyon canavarının, milletimizin varını yoğunu, nasıl götürdüğüyle, asla ilgilenmezler. Mesela çıkıp; kaç kilometre yol yaptıklarını, kaç tane köprü ve tünel yaptıklarını söylerler. Ama o yollar, köprüler ve tünellerin inşaatında, müteahhitlerinin yaptığı vurgunlarla, asla ilgilenmezler. Hele milletimizin cebinden, ne kadar çalındığıyla, hiç ilgilenmezler."
(AÖ)