Kaynak ve fotoğraf: AA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın istifa etmesiyle sonuçlanan küfür olayıyla ilgili konuştu.
Akşener, "Lütfü Bey, bir hata yaptı. Karşısındaki, Genel Başkanı'na hem de kadın olan Genel Başkanı'na ağza alınmayacak küfürleri, hakaretleri etmiş. Ahlaksız bir adam da olsa koruma içgüdülerine, sinirlerine hakim olması gerekirdi. Siyasi deneyimi ve konumu bunu gerektirirdi. Ama maalesef olamadı ve hislerine yenik düştü. Elbette bu hatayı mazur görecek değiliz" dedi.
TIKLAYIN - Lütfü Türkkan grup başkanvekilliği görevinden istifa etti
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda değerlendirmelerde bulundu.
Özetle şunları söyledi:
"AKP iktidarının aksi yöndeki tüm gayretlerine ve milleti birbiriyle kavga ettirmeye adeta azmetmiş zihniyetine karşı" görevlerinin, milletin her bir ferdinin yüreğinin birlikte atmasını sağlamak olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Onlar kavga çıkarmaya çalıştıkça, trolleriyle hakaretler yağdırıp bizi de kendi seviyelerine çekmeye çalıştıkça, havuz medyasının tuzaklarıyla sinir uçlarımızla oynadıkça biz istediklerinin tam tersini yapıp sakin olmaya, akıllı davranmaya mecburuz. Çünkü bizim siyasetimizin merkezinde onlarınki gibi kavga, ayrıştırma ve düşmanlık değil birlik, beraberlik ve kardeşlik vardır. Unutmayalım ki karşımızda bütün değerlerimizi ayaklar altına almış kirli bir zihniyet var."
Akşener, Lütfü Türkkan'ın bir hata yaptığını ancak kendisinin bu hata karşısında olgunluk göstererek, açık yüreklilikle özür dilediğini belirtti.
Türkkan'ın gereğini yaparak, grup başkanvekilliği görevinden istifa ettiğini hatırlatan Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İmam Hatip Lisesi mezunu Erdoğan'a ve arkadaşlarına sormak isterim. İnsanlar hatadan, günahtan münezzeh değildir. Onun için hukukta hatayı anlayıp özür dilediğin zaman başka sonuç ortaya çıkar. Günah işlediğinizde, Allah tövbe kapısını açık tutmuştur. Tövbe ettiğinizde ve o günahı tekrarlamadığınızda sizin için mağfiret kapıları açıktır. İYİ Parti'yi İYİ Parti yapan, yapılan hata değil, hata karşısında gösterilen işte bu olgunluktur. Yüzsüzlüğün ve ikiyüzlülüğün hüküm sürdüğü AK Parti siyasetiyle bizim siyasetimizi ayıran da işte tam olarak budur. Onlar, hatalarında üste çıkmaya çalışır, başkalarını suçlarlar, biz, hatamız olduğunda sorumluluğunu alırız. Onlar, hatalarının üzerinde türlü yalanlarla tüy dikerler, biz hatalarımızı telafi ederiz. İşte tam da o nedenle onlar hatalarında boğulup, tıpış tıpış giderken, biz hatalarımızdan aldığımız derslerle her geçen gün büyüyoruz.
"Lütfü Bey, bir hata yaptı sorumluluğunu aldı. Bundan sonrası bu özrün karşılığı nedir? Onu anlamaktır. O özrün karşılığının bundan sonraki faslı da hukuktur. Türkkan, suçunu, hatasını kabul etti. Israr etti mi? Hayır. Sayın Erdoğan, madem o kadar hassassın o zaman şimdi sen ve arkadaşların için de aynı sorumluluğu alma vakti. Hesap soran önce kendi hesabını görmeyi bilecek. Ahlaklı olmak bunu gerektirir. Haydi bakalım, madem öyle vakit, muhasebe vakti Sayın Erdoğan."
(AÖ)