Anayasa Mahkemesi 27 Haziran'da, Cumhurbaşkanlığı seçiminde "toplantı yeter sayısı olarak 367 oy şart" gerekçesiyle aldığı iptal kararını "uzlaşma arayışını sağlamak" için verdiğini açıklamıştı.
Köker: Karar "vahim"...
Anayasa Hukuku uzmanı Levent Köker de bianet'e "Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili "367 oy şart" kararı vermeye yetkili olmadığını" söylemiş kararı ve kararı "vahim" olarak nitelemişti.
Abdullah Gül ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) seçim meydanlarında bu konuyu söyleyip "Cumhurbaşkanı seçtirmediler" deyip duruyorlar, haklılar da. Halk da onları "Gönüllerin Cumhurbaşkanı" pankartlarıyla bağrına basıyor.
Süreç anti-demokratikti
Ancak cumhurbaşkanı seçimlerinin gündemde olduğu Nisan sonunda Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy'la dansçı Zeynep Tanbay Gül'ün adaylığı için bianet'e "Bu sürecin belirlediği aday kim olursa olsun, demokratik bir iradenin tecellisi sayılamaz" demişti.
Hükümet o günlerde cumhurbaşkanı adayını son güne kadar açıklamamış, aday gösterdiği ismi parlamentoya "son anda açıklamal" suretiyle dayatmaya çalışmıştı. Dolayısıyla temsil özürlü ve anti-demokratik bir süreç izlemekten vazgeçmemişti.
O günlerde ABD ve Fransa'da aylar önceden belli olan cumhurbaşkanı adayları sürecin ideal olarak nasıl işlemesi gerektiğinin bir aynası olarak gözümüzün önünde duruyordu.
Bunu da unutmamak gerekir...