Komisyonda tartışılan tasarıya dair görüş bildiren Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) milletvekillerinin dile getirdiği "Dünyada nükleer santraller var. Nükleer santraller madem zehirliyor, dünya zehirleniyor, bırakın biraz da biz zehirlenelim" ve "Karadeniz'i kan gölüne mi çevirmek istiyoruz? Neden Akdeniz'i düşünmüyoruz?" açıklamaları tepki topladı.
|
Nükleer enerji ve nükleer silahlanma arasındaki hızlı geçişgenliğe dikkan çeken Atıcı tasarının yasalaştığı anda Ortadoğu'da nükleer terörü tetikleyeceğini söyledi.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Tahir Çiçekçi de bianet'e yaptığı açıklamada Türkiye'nin enerji sıkıntısı içinde olmadığını, alternatif kaynakların henüz değerlendirilmediğini belirtti ve tehlikeli, maliyetli ve gereksiz olan nükleer enerjinin dayatılmasının siyasi bir tutumdan kaynaklandığını söyledi.
CHP muhalefet edemeden komisyonu terk etti
Çevre Komisyonu'nun beşinci yasama döneminin birinci toplantısına Greenpeace Akdeniz, Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) temsilcileri de katıldı.
Greenpeace Akdeniz, TEMA ve EMO nükleer enerjinin tehlikeli ve gereksiz olduğu yönünde görüş bildirdiler.
Greenpeace Akdeniz'in verdiği bilgiye göre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri medyanın salondan çıkarılmasının ardından tasarıyı hiç tartışmadan salonu terk ettiler.
Yasanın gerekçelerine tamamen karşı çıkan Greenpeace, TEMA ve EMO temsilcileri, yasanın madde madde görüşmelerine katılmadılar.
AKP'li Can: "Dünya zehirleniyor biraz da biz zehirlenelim"
Birgün gazetesinin bugün yer verdiği habere göre Çevre Komisyonunda görüşülen, "Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı" üzerine görüş bildiren Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekilleri Cahit Can ve Mustafa Eyiceoğlu'nun açıklamaları tartışma yarattı.
Nükleer enerji santralının Sinop'ta kurulması halinde enerjinin Sinop'ta evlere bedava verilmesi önerisinde de bulunan AKP Sinop milletvekili Can "Dünyada halen inşaatı devam eden nükleer santraller var. Bu santrallerin, insanları ve çevreyi zehirlediği söyleniyor. Nükleer santraller madem zehirliyor, dünya zehirleniyor, bırakın biraz da biz zehirlenelim" dedi.
AKP Mersin Milletvekili Eyiceoğlu ise Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin hepsinde nükleer santral bulunduğunu belirtip "O ülkeler santral için soğutmayı Karadeniz'de yapıyor. Biz de santrali Sinop'a yaparsak, soğutmayı Karadeniz'de yapacağız. Böylece Karadeniz'i kan gölüne mi çevirmek istiyoruz? Neden Akdeniz'i düşünmüyoruz?" diye sordu.
Can ve Eyiceoğlu'nun bu demeçleri Yatağan Termik Santrali'nin kurulduğu yıllarda kendisine santralin çevreye vereceği olası zarar sorulduğunda Turgut Özal'ın "Çevreye zararı olmaz, gerekirse santralin bacasına sarmaşık sararız" açıklamasına benzetilirken son yirmi içinde Yatağan ve civarında santralden yayılan zehirli gazlar sonucu çevrede ölüm ve ciddi boyutta sağlık sorunlarını yaşanmaya devam ediyor.
Greenpace: Türkiye nükleersiz Ortadoğu'ya liderlik etmeli
|
Nükleer santral ve nükleer silah arasındaki hızlı geçişkenliğe dikkat çeken Atıcı "Yasaya dair komisyonda alınacak karar yalnızca Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun en az 50 yıllık geleceğini ciddi biçimde yaralar. Türkiye 'Pandora'nın kutusu'nu bir kere açarsa, bölgede gerilim doğuracak bir nükleer yarış başlayacak ve nükleer santraller terör ve askeri saldırıların potansiyel hedefi haline gelecek" dedi.
Greenpeace, buna karşılık, Türkiye'nin Ortadoğu'da böylesi tehlikeli bir zincirleme reaksiyonu başlatmaktansa, Ortadoğu ülkelerine liderlik yapmasını ve nükleersiz bir Ortadoğu anlaşmasının hayata geçmesini sağlamasını öneriyor.
Atıcı, "Türkiye, Avrupa ve ABD'de pazar bulamayan nükleer endüstrinin can simidi mi olacak, yoksa çevresel maliyetleri en az olan barışçıl, yenilenebilir enerjiler ve enerji verimliliğine mi yönelecek?" diye soruyor.
Atıcı komisyonda nükleer santralin gerekli olup olmadığının değil, nükleer santralin Sinop'a mı Akkuyu'ya mı kurulacağının tartışılmasının bile üzücü olduğunu söyledi.
Atıcı'nın AKP'li milletvekillerinin "Biraz da biz zehirlenelim" ve "Karadeniz'i kan gölüne mi çevireceğiz?. Akdeniz'e santralin soğutmasını kuralım" görüşlerini
"Çevre komisyonun daha duyarlı olmasını beklerdik" diyerek değerlendirdi.
"Bu konu hakkında ne kadar bilgisiz oldukları ortada. Radyasyonun sınırı yok. Mesele Sinop ya da Akkuyu'da değil Türkiye'de nükleer santralin olmaması gerektiğidir."
TEMA: Hükümet yenilenebilir enerjiye yönelmeli
TEMA Vakfı genel müdürü Dr. Uygar Özesmi dünkü toplantıda Türkiye için nükleer enerjinin bir gereklilik olmadığını, TBMM'nin ve hükümetin kamuoyu ve sivil toplumun sesini dinleyerek nükleer enerjiye ayrılması düşünülen kaynakların enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjilere yönlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
EMO: Ekonomik, temiz ve tehlikesiz rüzgâr enerjisi potansiyelimiz var
Rüzgar enerjisi için yapılan araştırmanın, diğer yenilenebilir enerji kaynakları için de yapılması halinde Türkiye'nin 2030'larda dahi yeterli olabilecek kaynağa sahip olduğunun görüleceğini söyleyen EMO Yönetim Kurulu başkanı Kemal Ulusaler, toplantıda milletvekillerine şöyle dedi:
"Son rüzgâr potansiyeli tespiti ile 2020 yılı hedeflerinde 3 bin 80 megawatt. olarak yer alan tespitin rahatlıkla 9 bin megawatta çıkartılabileceği görüldü. Dolayısıyla sisteme 6 bin megawatt rüzgâr enerjisi ilave edileceğinden; atık sorunları çözülememiş, ilk yatırım maliyetleri çok yüksek, uzun erimli teşvikleri içeren, kamuya risk ve zararlar getirecek olan 4 bin 500 megawatt'lık nükleer enerji santrallerinin kurulmasından derhal vazgeçilmeli."
EMO İstanbul Şubesi'nden Çiçekçi ise bianet'e kamuoyu ve STK'lerin karşıt tavrına, dünyada nükleer teknolojilerin terk edilmeye başlanmasına rağmen Türkiye'de siyasilerin santral konusunda ısrarlı olmalarının ardında yatan etkenleri şöyle sıraladı:
* 60'lı yıllarda "Türkiye sanayi ülkesi olsun" denildi. Ardından "tarım ülkesi olsun" denildi. Ardından "turizm ülkesi olsun" denildi. Şimdiyse "enerji satan bir ülke" olması planlanıyor.
* Sinop'ta bedava enerji dağıtılacağı açıklaması sempati kazanmak için yapılıyor. Santral ileriye yönelik bir deneme. Amaç Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamak değil Asya ve Avrupa'ya enerji satmak."
* Üstelik sorumluluğu siyasiler bireysel olarak üstlenmiyor, devlete yüklüyorlar. Eğer olası bir olumsuzlukta tahkime gidilirse Türkiye tarafından yargılanmayacaklar.
* İstihdam sözleri de kandırmaca çünkü ihaleyi alanlar işçilerini de muhafaza edecekler.
Nükleer karşıtları geçen ekim ayı boyunca yasa tasarısının tehlikesine dikkat çekmek için TBMM etrafında yürüyerek tasarıyı protesto etmişlerdi. (EZÖ)