Anadolu kentleri, bireyselliğe pek yer bırakılmayan, kadın-erkek herkesin konformizme zorlandığı bir toplumsal yapıyı barındırıyor gözükmekte. Sünni-Türk çoğunluk diğer tüm kesimlerin hak taleplerine duyarsız. Daha da önemlisi, bireyin kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramadan devletin sundugu istihdam ve hizmet olanaklarından eşit yararlandığı bir yapı mevcut değil."
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Binnaz Toprak'ın sorumluluğunda yürütülen "Türkiye’de Farklı Olmak-Din ve Muhafazakarlık Ekseninde Ötekileştirilenler" araştırmasının sonucu bu şekilde.
"Bulgularımız iktidarın baskıcı muhafazakârlıgının aşılması, burada yaşayanların kişi hak ve özgürlüklerine daha saygılı olmaları gibi konularda dönüştürücü bir rol oynamadığı yönünde. Aksine, AKP’nin yaygın gözüken kadrolaşması Anadolu kentlerindeki cemaat yapılanmaları ve faaliyetleriyle de birleşince, geçmişe göre bu açılardan daha kaygı verici bir ortam yaratılmış olduğu kanısındayız."
"Mahalle baskısı"nı somutlaştırmak
Araştırmanın amacı "Şerif Mardin'in gündeme getirdiği 'mahalle baskısı' tartışmasını somutlaştırmak, varsa bu tür baskıların nasıl şekillendiğini ve kime yöneltildiğini anlayabilmek" olarak tanımlandı.
"İslami kimliği olanların" uğradığı baskıysa "bu konu kamuoyunda tartışıldığı için" araştırma dışında bırakıldı.
Toprak'la birlikte gazeteciler İrfan Bozan, Tan Morgül ve Nedim Şener Erzurum, Kayseri, Konya, Malatya, Sivas, Batman, Trabzon, Denizli, Aydın, Eskişehir, Adapazarı, Balıkesir'in yanı sıra İstanbul, Sultanbeyli ve Bağcılar'larda 265 erkek ve 136 kadınla görüştü.
Yapılan görüşmelerden derlenen örneklere göre Ramazanda yiyip içmek hâlâ çok zor, ev arayan öğrencilere "Namaz kılar mısın?" diye soruluyor, otobüste Türkçe bilmeyen akrabalarından telefon gelen gençler, Kürtçe konuşmamak için tek laf etmeden telefonu kapatıyor. Ayrıca Fethullan Gülen cemaati ve özellikle burslar konusunda şeffaf olunmadığı üzerine uzun bir bölüme de yer verilmiş
Tepkiler
Araştırma, cuma günü Bahçeşehir Üniversitesi'nde yapılan bir toplantıyla açıklandı. Medya da tartışılan araştırmanın yönteminin yanı sıra sonuçlarına da eleştiriler geldi.
Prof. Dr. Şevket Pamuk, araştırmanın metodolojisini eleştirerek yüz yüze görüşmeyle elde edilen sonuçlarla genelleme yapılamayacağını söyledi. Sabah yazarı Nazlı Ilıcak araştırmada yer alan anlatımların öğrenilmiş şeyler olduğunu, bunun için Anadolu’ya gitmenin gerekmediğini, İstanbul’da da çok sayıda benzer olayların yaşandığını ve anlatılabileceğini belirterek, “Bunlar şehir efsaneleri” dedi.
Vatan yazarı Ruşen Çakır'sa eksiklikleri olmasına karşın herkesin bu araştırmayı önemsemesi gerektiğini belirtti.
Yeni Şafak yazarlarından, AKP MKYK Üyesi Ayşe Böhürler "türbanlılara yönelik baskıları" anlatarak karşılık verdi. Yazar Ece Temelkuran ise araştırmada aktarılan olayları yazanların "uzun zamandır karikatürleştirildiğini veya liberal entelektüel çevrelerden aforoz edildiğini" söyledi. Zaman yazarı Hüseyin Gülerce araştırmada aktarılan iddiaları araştıracaklarını belirtti.(EZÖ/EÜ)