"Özellikle Doğu kaynaklar, Alevileri 'kafir ve fitnenin kaynağı', Batı kaynakları ise 'İslam dışı mantığın ürünü', sokaktaki insan ise 'kötülüğün, inançsızlığın, günahın kaynağı' olarak gördü. Bu bakış açısı devlet kaynaklarıyla da devam ettirildi.
Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (EDP) ''Alevilerin Sorunları ve Çözüm Önerileri'' konulu sempozyumunun Erol Katırcıoğlu'nun moderatörlüğündeki üçüncü oturumda dinbilimci Hıdır Temel, yış kaynaklı olarak Alevilere biçilen subjektif misyonları böyle özetledi:
Alevilik sorunu bir zihniyet sorunudur. Bu nedenle de Türkiye'nin Kürt sorunundan önceki sorunudur. Sivas katliamı gibi olayların ardından Aleviler, kendilerini inanç kimlikleriyle ifade etmek zorunda bırakıldılar."
Yüzleşme Derneği Genel Başkanı Cafer Solgun ise Diyanet İşleri Başkanlığının Aleviliği yeterince tanımadığını belirterek, "Bu tüyler ürpertici bir şey. Bu ülkede milyonlarca Alevi yaşıyor ama Diyanet, haklarında hiçbir şey bilmiyor" dedi.
AKP'nin demokratik çözüm paketlerinden biri olan Alevi açılımını "cami avlusuna bıraktığını" savunan Solgun, "Cemevlerine yasal statü getirildiğinde Suniler ayaklanıp cemevelerini mi basacak" diye sordu.
Gazeteci yazar Kelime Ata da Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necati Tayyar Taş'ın cemevleri için "cümbüş evi" benzetmesine atıfta bulunarak, o zaman dedeler de "üç telli çalgıcı" dedi. Alevilere yüklenen "CHP'nin destekçisi", "Cumhuriyetin bekçisi" misyonlarının da gerçekçi olmadığını ileri sürdü.
Sempozyuma, bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve emekli Büyükelçi Akın Özer de katıldı.
EDP'nin sempozyum dizisi 18-19 Aralık'ta Kürt sorunu sempozyumuyla devam edecek.(BT)