Eylül 2005'te Danimarka'daki "Jyllands-Posten" gazetesinde yayımlanan karikatürlerin 10 Ocak'ta da Norveç'teki "Magazine" gazetesinde yeniden yayımlanmasından sonra Müslüman ülke ve toplulukların başlattığı protestolar dünyanın bir çok yerinde sürüyor.
Dini ve ahlaki inançlara saygılı ve titiz davranılmasını gerektiğini ifade eden "Radikal" gazetesi çizeri Piyale Madra , gerginliğin karikatürlerin yayımından çok sonrasında yaşandığını hatırlatarak, "Burada gerginlik yaratmak ortalığı karıştırmak gibi bir kötü niyet olduğu apaçık" dedi.
Karikatürleri görmediğini söyleyen "Radikal" gazetesinin diğer bir kadın çizeri Ramize Erer, ise "Niyet önemli, kötü bir niyetle çizildiyse onaylamıyorum" diye konuştu.
NTV'de Pazartesi öğleden sonra canlı yayına katılan "Politiken" gazetesi muhabiri Lasse Ellegaard, da "Karikatüristteki bilgisizlik krize neden oldu" dedi.
Schoulgin : İfade özgürlüğü hakaret özgürlüğü değil
Gelişmeleri bianet'e değerlendiren Uluslararası PEN yönetim kurulu üyesi Eugene Schoulgin, örgüt olarak yaptıkları açıklamada, yayımlanan karikatürleri hiç de akıllıca bulmadıklarını, ılımlılık ve incelikten uzak değerlendirdiklerini söyleyerek, "İfade özgürlüğüyle hakaret özgürlüğü birbiriyle aynı kavramlar değildir" dedi.
"Tepkiler, çok daha derin bir hiddetin işareti"
Schoulgin, karikatürlere tepki olarak son günlerdeki protestolara şiddetin karışmasını da örgüt olarak kınadıklarını bildirdi. Uluslararası PEN yetkilisi, şiddeti karikatürlerle "orantısız" bulduklarını da açıkladı.
Büyük kentler dışında yayın yapan bir gazetede basılan karikatürler için bütün bir ülkeden özür beklemeyi kendi adına makul bulmadığını düşündüğünü ifade eden Schoulgin, karikatürlerin patlamaya hazır bir ortamı ateşlediğini de savunarak bunun boyutuyla ilgili şunları söyledi :
"Tepkilerin çok daha derin bir hiddetin işareti olduğu apaçık. Aynı zamanda, Müslümanların kendi bakış açısıyla, Müslüman dünyanın yıllardır azımsandığına dair bir hissi de barındırıyor".
Erinç: "Karikatürler ifade özgürlüğü ile bağdaşmıyor"
Tartışmalara yol açan karikatürlerin gazetecilik meslek ilkeleriyle bağdaşmadığını açıklayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, yayınlar gerekçe gösterilerek gerçekleştirilen şiddet olaylarının da kabul etmediklerini belirtti.
İfade özgürlüğünün mutlak bir özgürlük olmadığının, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde hem de İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarında vurgulandığını hatırlatan Erinç, karikatürlerin "suç sayılmamasının ifade özgürlüğü yönünden önemli bir gelişme olduğunu ancak bu durumun bu yayının gazetecilik meslek ilkelerine uygun olduğunu göstermediğini" bildirdi.
TGC'nin 1998 yılında uygulamaya soktuğu ve Cemiyet tüzüğünün eki olarak Genel Kurul'da kabul edilen "Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi"ne atıf yapan Erinç, gazetecilere düşen yükümlülükleri de kapsayan bildirgenin "Gazetecinin temel görevleri ve ilkeleri" bölümünün 3. maddesini anımsattı.
Buna göre, "Gazeteci başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan, tüm ulusların, tüm hakların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır.
Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz. Gazeteci her türden şiddeti haklı gösteren, özendiren, kışkırtan yayın yapamaz."
Madra : "Dini inançlara karşı titiz olmalı"
Karikatürlerin ilk olarak Eylül 2005'te Danimarka'da, daha sonra da 10 Ocak'ta Norveç'te tekrar yayımlandığını hatırlatan çizer Piyale Madra, "Burada gerginlik yaratmak, ortalığı karıştırmak gibi bir kötü niyet olduğu apaçık" dedi.
"İfade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü savunalım derken, diğer önemli bir ilkeyi gözardı etmemek lazım. Başka insanların hayatlarını anlamlandıran kavramlara, dini ve ahlaki inançlara saygılı ve titiz davranmak gerekir.
Diğer yandan, bütün bu olanlara silahla, bombayla karşı gelmek de İslam dininden çok uzak, onun hoşgörüsüne yakışmayan durumlardır."
Erer: Niyet kötüyse onaylamıyorum. Ama özgürlük de önemli
Karikatürleri görmediğini ancak kötü bir niyetle çizildiyseler bunları onaylamadığını ifade eden Radikal gazetesi çizeri Ramize Erer, "Niyet önemli, Ama karikatüristlerin kendileri ifade etme özgürlüğü olmalı. Şiddeti de tasvip etmiyorum. Olaylar üzücü. Niyet, karikatürün amacının dışında olan bir şey" dedi.
Radikal gazetesine konuşan çizerler de, mesajlarını ifade özgürlüğü ve çizer sorumluluğu arasına odaklayarak, Avrupalı meslektaşlarını bu süreçte daha hassas davranmaya çağırdı.
Karikatürcüler Derneği : "Karikatürler iyi niyetli değil"
Dünyanın bugünkü konjonktüründe Danimarkalı çizerlerin karikatürlerini, "sanat dışında provokatif bir çıkış" olarak değerlendiren Karikatürcüler Derneği, "Karikatür, çizginin gücü ile dünya barışına katkı sağlamak için yola çıkmış bir sanat dalı. Çizilen karikatürleri ise hoşgörü ve iyi niyet dışı bir yaklaşım olarak görüyoruz" açıklaması yaptı.
Milliyet gazetesi çizeri Haslet Soyöz da "Yapılan saygısızlık. Durup dururken aklımı İsa ile bozabilir miyim? İnananlara saldırı. İnanmıyor olabilirim ama, yapılanı saygısızlık olarak nitelendiriyorum" dedi.
Ak : "Karikatürler devletleri bağlamaz"
Cumhuriyet'ten Behiç Ak ise, "Bugün öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, kültürler, medeniyetlerarası gerginliğin artırılmak istendiği bir dönem. Medeniyetler çatışması var diye yapılan bir analiz değil, medeniyetler çatışması olsun da isteniyor. O yüzden en küçük şey, bu konuda değerlendiriliyor. Farklı medeniyetler arasında yaşanan gerginlik mutlaka kışkırtılmak isteniyor. Yoksa medeniyetler çatışmasına yol açabilecek, büyük gerginlikler yaratabilecek, o tür şeyleri isteyen insanların eline büyük kozlar verebilecek tavırları doğru bulmuyorum. Ama tabii bu, hiçbir devleti bağlamaz. Sonuçta bir karikatürcü bir karikatür çizmiş. Bu, devletle ilgili bir şey değil" diye konuştu.
Sabah gazetesinden Semih Balcıoğlu :
"Karikatürcü önce kendi yapıtını kendi eleştirir. Bu durumda bir suç unsuru olduğunu sanmıyorum. Fakat dini inançlar ön plana çıktığı için temkinli olmakta yarar var. Avrupalılar her konuda özgürce çizebiliyorlar. O yüzden onları suçlamamak lazım. Karikatürleri görmedim ama, bu yaşananlar sanatçıya engelleme olarak değerlendirilebilir. Sanatçının daima özgür olması gerek."
Kurtcebe : "Gazeteler basamıyor"
Cumhuriyet gazetesi çizeri Nuri Kurtcebe : "Peygamberin çizilmesi söz konusu ama, içeriğini görmeden de konuşmamak gerekiyor. Evrensel boyuttan bakarsak sanata hiçbir şekilde müdahale edemezsiniz. Ama o karikatürü görmeden ezbere konuşmamak gerekiyor. Buyurun millet bu karikatürle kıyamet koptu diye gazeteler de basamıyor. Öte yandan, İslam hassas. Karikatürün kendisi mi suçludur içerik olarak yoksa kafadan peygamberin karikatürü çizilmez zihniyeti mi yargılanan bunu değerlendirmek gerekiyor.
Akgün : "Adeta bir intikam tepkisi gibi"
Leman dergisinden Tuncay Akgün, Bir karikatür yüzünden yeni bir İslam-Hıristiyan, Doğu-Batı çatışma alanına dönüşüyor. Ve Batı bu kez Salman Rüşdi'nin zorunlu kaçışı ve yönetmen Teo van Gogh'un öldürülüşünün ardından farklı bir tepki ortaya koyuyor. Adeta bir intikam tepkisi gibi. Ancak tüm gelişmeler 11 Eylül, Afganistan ve Irak işgalinden ve Avrupa'da patlayan Kaide bombalarından bağımsız değil. Hatta Fransa'daki getto isyanlarından. Hz. Muhammed, İslam aleminde yüzlerce yıldır Kuran'a göre sureti çizilemeyen bir peygamber. Burada Batı'nın İslamı bir şiddet kültürü olarak algılaması çok önemli. Buna karşılık bu karikatüre karşı Ortadoğu'daki protestolar çok da şiddet sınırlarına girmeden Danimarka mallarını protesto etmek vb. şekilde oldu. Danimarka'daki karikatürün çok da bilinçli bir şekilde yapıldığını düşünmüyorum. Düşüncesizce yapılmış. Ama bunun daha sonra basına yansımalarını tehlikeli buluyorum. İslami şiddeti onaylamıyorum ama Batı'nın burada önyargılı olduğunu düşünüyorum aynı zamanda.
Ulaş : "Yasak çözüm değil"
Dini istismar eden bu tarz karikatürleri hiç tasvip etmediğini açıklayan Radikal'den Emre Ulaş, şöyle diyor :
"Ancak şu da var ki İslamiyet her gün birçok konuda istismar ediliyor. Ve bu karikatür olayına anormal tepki gösterildi. Yasaklamak bir çözüm değil. Daha hayatın içinden bir çözüm bulmak gerekiyor. Müslümanlığın tanıtımı konusunda da bu olaylar olumsuz bir imaj yaratıyor. Müslümanlık hoşgörü dinidir. Bu olay karikatüristin patavatsızlığı olarak kalacak. Müslümanların terörist imajı yıllarca yıkılamayacak gibi görünüyor. Batı'da birçok çocuk Müslümanları böyle tanıyarak büyüyor.
Baruter: "Görmedim ama doğru bulmuyorum"
Karikatürleri görmediğini ancak bunu doğru bulmadığını açıklayan Penguen dergisinden Bahadır Baruter, "Politik bir figürün karikatürünü çizmeye benzemiyor. Sınırların bu kadar aşılması doğru değil. Hoşgürüyü aşan bir olay. Mizahın ilgilendiği alanların dışında, toplumsal tabuların sınırları dahilinde gülme haricinde antipatik duygu yaratıyor. Mizahı özgürlüğün dışında kullanmaktır bu. Sakıncalı buluyorum" diye konuştu. (EÖ/EK)