İzmir Karabağlar'da Pazar günü başlayıp Seferihisar ve Menderes'e sıçrayan ve 3 gün süren orman yangını tartışmaları devam ediyor.
Orman fakültelerinde görevli beş akademisyen; altın madeni, yangın gibi sebeplerle doğada yaşanan yıkımların çıkarlardan uzak şekilde düzenlenen politikalarla aşılabileceğini belirten bir açıklama yayınladı.
TIKLAYIN - THK: Muğla Yangınında Bakanlık Yardım Teklifimizi Kabul Etmedi
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nde görevli Prof. Dr. Ünal Akkemik, Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Doç. Dr. Cihan Erdönmez, Bartın Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış ve KTÜ’den Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu tarafından yayınlanan açıklamada Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin orman yangınlarıyla ilgili yaptığı açıklamaların kamuoyunun ormancılık örgütüne karşı güvenini sarstığını dile getirildi. Açıklamada şunlar ifade edildi:
"Ormanlar özel sektör - devlet işbirliğiyle baskı altında"
“Ormanlar hem dünya hem de ülkemiz ormanları bilinçsiz kullanımlar ve özel sektör-devlet işbirliğiyle yürütülen ekonomik kazanç odaklı “kalkınma politikaları” nedeniyle ciddi baskı altında kalmaktadır. Bu tür gelişmeler sonucunda ve artan iletişim olanaklarının etkisiyle toplumun farklı kesimlerinde ormanları koruma duyarlılığı ön plana çıkmaktadır.
“Ne var ki, ormanları koruma duyarlılığı; yangınlar, madencilik, yeşil yol ve HES gibi kamuoyunun gözünden kaçırılamayan ve ormanlara doğrudan zarar veren olaylar sırasında zirve yaparken, diğer zamanlarda unutulup gitmektedir.
“180 yıllık köklü bir teşkilat olan Orman Genel Müdürlüğünün orman yangınları ile mücadele konusundaki çabaları ile orman yangınlarıyla mücadelede aktif olarak yer alarak canını ortaya koyan tüm kamu çalışanları ve gönüllülerin emeğinin göz ardı edilemeyeceğini belirtmek isteriz.
"Bakanın açıklamaları talihsiz"
“Orman yangınları konusunda bilgi ve deneyimi neredeyse hiç olmayan sayın Tarım ve Orman Bakanı tarafından yapılan talihsiz açıklamalar kamuoyunun kafasını iyice karıştırmış, bunun sonucunda da halkın ormancılık örgütüne karşı güveni oldukça azalmıştır.
"Tüm bu nedenlerle yıllarını ormancılık biliminin değişik disiplinlerindeki çalışmalara ve orman davasına vermiş olan akademisyenler olarak ilgili bütün taraflara şu noktaları hatırlatmayı görev sayıyoruz:
- Ormancıların birinci görevi, ormanları korumak, varlığını arttırmak ve topluma çeşitli hizmetler sunmaktır. Görevini yerine getirmek yerine, ormancılığın siyasetçilerin güdümüne girmesinin aracı olan ormancı bürokrat ve teknokratları uyarıyoruz. Ormancı meslek kuruluşları da aynı sorumluluk altındadır. Bu yanlış yoldan bir an önce dönmelidirler.
- Ormanlarımızı ilgilendiren her konu orman fakültelerini de kurumsal olarak ilgilendirir. Orman fakülteleri geçmişte olduğu gibi bu tür konuları akademik kurullarında tartışıp ulaştığı sonuçları tüm kamuoyuyla ve yetkili kurumlarla paylaşma sorumluluğunu bir kenara itemez.
- Orman Genel Müdürlüğü kafalarda soru işareti bırakmayacak şekilde etkili, hızlı ve tatmin edici bilgi akışını sağlamalı, şeffaflık konusunda hiçbir bahane üretmemelidir.
- Ormanlarımızın yıkımına neden olan en büyük uygulama orman alanlarının madencilik, turizm, altyapı gibi tesisler için ormancılık dışı amaçlarla kullanımlara tahsis edilmesidir. Bu tür tesisler ekosistem bütünlüğünü bozmakta ve orman parçalanmasına yol açmaktadır.
- Yanan orman alanlarının yeniden ormanlaştırılması Anayasa gereğidir. Bu yönde kuşkusu olan yurttaşlar, ilgili ormancılık birimlerinden bilgi almalı ve tatmin olmazlarsa yasal yollara başvurmalıdır.
- Yanan alanların aceleyle ağaçlandırılması yerine yöredeki doğal ağaç türlerinin tohumla gençleşmesine olanak sağlayacak yöntemler uygulanmalıdır. (HA)