Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) güvence altına aldığı bu iki ilkenin ihlal edildiğini oybirliğiyle karar verdi.
Ceza hedeflere göre "orantısız"
Ekim 1992'de Avrupa Parlamentosu'nda (AP); Aralık 1992'de de AP İnsan Hakları Komisyonu'nda Türkiye'de Kürtlerin haklarının tanınması için verdiği şahsi mücadeleden söz eden Mehdi Zana, Güneydoğu'da Türk yetkililerinin icraatlarını kınamıştı. Zana, konuşmasında, köylerin yakılması ve Kürt nüfusuna uygulanan şiddetten de söz etmişti.
Mahkumiyeti, "demokratik bir toplumda gerek duyulmayacak" şekilde "hedeflere göre orantısız" bulan mahkeme, sanığın DGM'lerde Askeri üye dolayısıyla adil bir yargılama yapılmayacağına dair kuşkusunun yerinde olduğunu savundu.
Türk siyasi hayatının bir aktörü olarak Zana'nın, Avrupa Parlamentosu ile toplumun bir bölümünün yaşadıklarını paylaşmak istediğini bildiren AİHM, cezayı ağır buldu.
4 yıl hapis 2 yıla düştü
Hakkında dava açılan Zana'yı, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), bölücülük propagandası yapıldığı gerekçesiyle 4 yıl hapse mahkum etmişti. DGM, Zana'nın Türk Ulusunun yanı sıra bir Kürt Ulusunun var olduğuna işaret ettiğini savunmuştu.
Dava üzerinde yaptığı ikinci incelemesinde DGM, 1995'te cezayı 2 yıla indirdi. 1994'te tutuklanan Mehdi Zana, bu ceza indirimiyle tahliye edilmişti.
Yasanın ifade özgürlüğü ilkesine "toprak bütünlüğü" açısından meşru bir amaç taşıdığını bildiren AİHM, bu yasanın orantısız şekilde kullanıldığına dikkat çekti. (EÖ/BB)