Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kültür Bakanlığı'nın İnternet sitesinde de tanıtılan ve Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Rafet Özkan'ın yazdığı "Türkiye Çingeneleri" kitabının ayrımcı ifadeler içermediğine üçe karşı dört oyla hükmetti.
AİHM'nin kitapta ayrımcılık yapılmadığına dair bugün yayımladığı kararına mahkeme başkanı Belçika'dan Françoise Tulkens ve üyeler Gürcistan'dan Nona Tsotsoria ile San Marino'dan Kristina Pardalos muhalif kaldı. Türkiyeli yargıç Işıl Karakaş, kitapta ayrımcı ifadelerin yer almadığını savunanlardandı.
Çingene araştırmacı Mustafa Aksu, Çingenelerle ilgili aşağılayıcı, Çingeneleri suçla ve ahlaksızlıkla bağdaştıran, önyargı oluşturucu ifadeler içerdiği gerekçesiyle Haziran 2001'de kitabın satıştan geri çekilmesi ve bakanlık deposunda geriye kalan 299 adedinin de yok edilmesini istemişti.
Buna karşılık Kültür Bakanlığı da, bakanlık bünyesinde yer alan Danışma Komisyonu'nun kitapta bilimsel araştırmalara dayandığını, yazarının da hiçbir değişikliğe meydan vermeyeceğini Aksu'ya bildiriyordu.
Aksu ise, kitabın toplatılması ve yayının durdurulmasını talep etti. Eylül 2002'de Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi, muhatabın bakanlık olduğunu açıkladı. Kararın "kitapta kullanılan sözlerin genel ifadeler olduğuna, tüm Çingeneleri kapsamadığı" tespitiyle Yargıtay tarafından Aralık 2003'te onanması üzerine Aksu, Bakanlık aleyhine bu kez İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Ancak bu dava da Nisan 2004'te reddedildi.
Yerel mahkeme gibi idare mahkemesi de, kitaptaki içeriğin bilimsel araştırmalarla sınırlı olduğuna, içeriğindeyse Çingelere hakaret edilmediğine kanaat getirilmişti. Aksu bunun üzerine 2004 yılında AİHM'e başvurmuştu.
AİHM, kitapta Aksu'nun aktardığı bölümlerin ayrımcı ve hakaretamiz ifadeler içerdiği izlenimi verdiğini ancak kitabın genelinin okur nezdinde yazarın Roman yurttaşlara hakaret etme niyetiyle hareket ettiğini ortaya koymadığını açıkladı.
AİHM, kitabın "sonuç" kısmında, kitabın Türkiye'deki Roman yurttaşların tarihi ve sosyoekonomik yaşam şartları üzerinde kıyaslamalı bir incelemeyi yansıttığının da bildirildiğini anımsattı.
AİHM, Romanların toplumda yansıtılma biçimlerini, toplumda baş gösteren kalıp yargıları da örnek olarak vererek ortaya konduğuna kanaat getirdi; Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüyle ilgili şikayeti de, sözlüğün önsözünde mecazlar üzerinde durulduğunun belirtilmesi nedeniyle reddetti.
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "ayrımcılık yasağı"nı düzenleyen 14. maddesinin ve "özel yaşama saygı"yı düzenleyen 8. maddesinin ihlal edilmediğine üçe karşı dört oyla karar verdi. (EÖ)