Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Odatv soruşturması kapsamında Ergenekon örgütüne yayın yoluyla yardım ettikleri iddiasıyla tutuklanan araştırmacı gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in başvurularını ele alacak.
AİHM, 8 Temmuz’da gazetecilerin tedbir amaçlı tutukluluklarının “özgürlük ve güvenlik hakları” ve “ifade özgürlüğü” haklarına haksız bir müdahale olup olmadığına ve bu yolla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 ve 10. maddelerinin ihlal edilip edilmediğine de karar verecek.
375 gün tutuklu kaldılar
İki gazeteci, gizlilik konan soruşturma dosyasındaki kanıt ve belgelere erişemedikleri ve kendilerini savunamadıkları halde tahliye taleplerinin sürekli reddedildiğini de belirtmişlerdi.
Fethullah Gülen cemaatine mensup görevlilerin devlet aygıtına sızdığı süreçle ilgili iki kitap kaleme alan gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener, 3 Mart 2011’de gözaltına alınarak üç gün sonra tutuklanarak İstanbul Metris Cezaevi’ne gönderildi. Kısa süre sonra Silivri Cezaevi'ne nakledilen haberciler, 375 gün tutuklu kaldıktan sonra 12 Mart 2012’de İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye edildiler.
Mahkemesi var, duruşması yok
6526 sayılı Kanunla TMK'nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması ve bu yolla İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin lağvedilmesiyle, Şık ve Şener’in dışında Odatv sitesi kurucusu Soner Yalçın, site yetkilileri Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, çalışanları Doğan Yurdakul ve Müyesser Uğur dahil 14 sanıklı dava, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı. Ancak davayla ilgili hala yeni bir duruşma günü belirlenmedi.
Ahmet Şık, cezaevi çıkışındaki sözleri nedeniyle Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde de yargılanıyor.
Taraf Başbakana büyük tepki
Başbakan Erdoğan’ın Şık’ın kitap taslağına el konulması ve gazetecinin tutuklanmasıyla ilgili Strasbourg’da sarf ettiği “Bazı kitaplar vardır ki bombadan farksızdır” sözleri hem Türkiye’de hem de uluslararası camiası büyük tepki yaratmıştı. Konu RSF’nin “Kitap’tan Bomba Olmaz” raporuna yansımış, AGİT’ten, Avrupa Birliği’ne, CPJ’den İPİ ve İFJ’ye, TGC’den ÇGD’ye kadar birçok politik kurum ve meslek örgütün sert tepkilerine neden olmuştu (EÖ).