Strasbourg Mahkemesi'nin 17 yargıçtan oluşan büyük dairesi, 3. ve 5. maddeler konusunda oybirliği ile karar verirken, 6. madde ile ilgili kararını 11'e karşı 6 oy çokluğuyla aldı.
AİHM Başkanı Luzius Wildhaber'in duruşma kararını açıkladığı davayı çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu izledi.
Karar Avrupa Konseyi'ne gidecek
AİHM'nin Büyük Dairesi'nin aldığı karar, Strasbourg Mahkemesi'nin kararlarını denetlemekten sorumlu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne gidecek.
Bakanlar Komitesi'nin ilgili kararı Temmuz ayından önce değerlendirmeye başlaması beklenmiyor. Bakanlar Komitesi'ndeki görüşmelerin ise en az 1 yıl süreceği tahmin ediliyor.
AİHM'nin bu kararı sonrası olası senaryolar hukukçulara göre değişiyor:
Öcalan'ın avukatları AİHM kararını "yeni yargı yolunun açılması" için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne götürecek . Zira öncelikli konu ilk etapta yeniden yargılama değil, yeniden yargı yolunun Öcalan'a açılması.
Öcalan'ın durumu Leyla Zana'nınkinden farklı. Öcalan'ın yeniden yargı için mahkemelere başvuru yolu şu an için yasal olarak tıkalı. (Ocak 2003'teki 4. uyum paketiyle Öcalan ve onun durumunda olan yaklaşık 90 kişiyi kapsayan bir sınırlama).
Mahkeme, ya Öcalan ve ona benzer yaklaşık 90 kişi için CMUK'taki istisnayı gerekçe gösterip başvuruyu usulen reddedecek. Ya da, "CMUK böyle diyor ama Anayasa'nın 90. maddesi gereği, uluslararası sözleşmeler ulusal mevzuata göre üstündür" diyerek, CMUK'taki düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne görüş soracak.
11. Ağır Ceza başvuruyu incelemeye alırsa da iki seçenek mevcut:
Mahkeme ya "AİHM kararı gereği yeniden yargılama gerek" diyecek, ya da "esastan yeniden yargılanmasına gerek görmüyorum" diyecek.
Her durumda Ağır Ceza'nın kararlarına karşı teorik olarak bir diğer Ağır Ceza önünde temyiz başvurusunda bulunulma seçeneği var. Konu tamamen yoruma açık olduğundan Ağır Ceza'daki yargıç veya yargıçların takdirine kalıyor.
Bir diğer seçenek ise Adalet Bakanlığı'nın inisiyatifinde: Bu seçeneğe göre Adalet Bakanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan konuyu incelemesini isteyebilir. Yargıtay da isterse konuyu Anayasa Mahkemesi'ne iletebilir. Yüksek yargının vereceği karara göre de Meclis yasal değişikiliğe gidebilir.
Dışişleri bakanlığı, konunun politik zeminden hukuksal zemine çekilmesinden yana. Yani tamamen teknik bir biçim almasından. Böylelikle hem AB karşıtlarının hem de konuyu politik malzeme yapmak isteyenlerin engelleneceği görüşü hakim. Ayrıca böyle bir durumda, Türk hükümetinin Avrupa Konseyi ve AB'ye "Biz hukuk devletiyiz, konu yargıya intikal etmiştir, karar onlarındır" hakkı doğacak diyorlar. Böyle bir durumda Avrupa'nın da Ankara'yı pek sıkıştıramayacağı hesapları yapılıyor.
Dava süreci
AİHM, 2003 Mart ayında aldığı kararda, Öcalan'ın avukatlarının başvurusuyla ilgili olarak, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkı, gözaltı süresinin uzunluğu ve kötü muameleyle ilgili maddelerini ihlal ettiğine hükmetmişti.
Mahkeme, duruşmalar başladıktan sonra askeri yargıcın sivil yargıçla değiştirilmesini yeterli görmemiş ve savunma için gerekli imkan ve zamanın verilmediğine karar vermişti.
Strasbourg mahkemesi, Öcalan'ın Kenya'dan yasadışı bir biçimde getirildiği ve ayrımcılığa tabi tutulduğu yolundaki şikayetleri ise reddetmişti.(EÖ)