Cumartesi Anneleri/ İnsanları, kayıpları için düzenledikleri eylemin 920’nci haftasında 25 Kasım 1993’de asker- korucular tarafından evinden alınan ve bir daha geri dönmeyen Üzeyir Kurt için adalet istedi.
Haftanın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Maside Ocak yaptı.
Ocak, Üzeyir Kurt ile birlikte 13 kişinin gözaltına alındığını ve baskından sonra köyün yakıldığını söyledi:
"7 çocuk babası Üzeyir Kurt, Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin Ağıllı (Bîrikê) köyünde yaşıyordu. 23 ve 25 Kasım 1993 tarihleri arasında jandarma ve köy korucularından oluşan güvenlik güçleri Ağıllı köyüne bir operasyon düzenledi.
"Askerler iki gün evde tuttu"
"Operasyon boyunca köydeki her ev arandı, evlerden bazıları yakıldı. Onüç köylü gözaltına alındı. Güvenlik güçleri köyden 25 Kasım’ın geç saatlerinde ayrıldı.
"Gözaltına alınanlardan biri de Üzeyir Kurt’tu. Kurt, bir akrabasının evinden gözaltına alındı. Köydeki operasyon devam ettiği için iki gün askerler tarafından köydeki bir evde tutuldu.
"25 Kasım günü anne Koçeri Kurt oğluna sigara, çorap ve ceket götürdü. Üzeyir’i tutulduğu evin önünde çok sayıda asker ve korucu arasında gördü.
Gözaltına alınmadığını söylediler
"Operasyon sırasında gözaltına alınan on iki köylü 26 Kasım tarihinde serbest bırakıldı. Ancak Üzeyir Kurt’tan bir daha haber alınamadı.
"Koçeri Kurt, 30 Kasım 1993 tarihinde Bismil Cumhuriyet Başsavcısı Rıdvan Yıldırım’a başvurarak, oğlunun nerede olduğunun araştırılmasını istedi.
"Savcının bilgi talep etmesi üzerine Jandarma Komutanlığı’ndan Yüzbaşı İzzet Cural, Başsavcılığı’na cevaben Üzeyir Kurt’un gözaltına alınmadığını ve muhtemelen teröristler tarafından kaçırıldığını bildirdi.
"Bismil’de sonuç alamayan Koçeri Kurt, 14 Aralık 1993 tarihinde Diyarbakır DGM Savcılığı'na başvurdu. Orada da Üzeyir Kurt'un gözaltına alındığına dair kayıt bulunmadığı cevabı verildi.
AİHM'e başvurdular
"21 Mart 1994 tarihinde Bismil Cumhuriyet Savcısı suçun PKK tarafından işlendiğine dair jandarma varsayımına dayanarak görevsizlik kararı verdi. Oysa ne jandarma ne de savcılık bu varsayımı destekleyen hiçbir somut veri ileri sürmemişti. Yaptığı başvurulardan hiçbir sonuç alamayan Kurt Ailesi, 11 Mayıs 1994 tarihinde AİHM’e başvurdu.
AİHM, 'başvuranın şikayetine dair yetkililerin herhangi bir etkin araştırma yapmadığı ve ailenin gözaltına alınan oğullarının akıbetine ilişkin resmi bir bilgiye ulaşamamanın acısı ile baş başa bırakıldığı' kaydını düştü.
"Üzeyir Kurt’un 25 Kasım 1993 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alınmış olduğunu tespit eden Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğine karar vererek Türkiye’yi mahkum etti.
"İnkar ve cezasızlık devam etti"
"21 Kasım 2014 tarihinde AİHM mahkumiyetine rağmen Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı Üzeyir Kurt’un gözaltında kaybedilmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmada (2014/ 754) kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 16 Mayıs 2015 tarihinde bu karara yapılan itiraz Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi. Kısacası 29 yıldır Üzeyir Kurt dosyasında inkar ve cezasızlık devam etti.
"920. haftamızda iktidarı, uluslararası hukuk yükümlülüklerine uymaya çağırıyoruz. Devletin sorumluluğu altındaki koşullarda kaybolan Üzeyir Kurt’un akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suç hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz."
(RT)