Oy ve Ötesi Derneği, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde yürüteceği gönüllü müşahit çalışmasıyla ilgili çalışmalarını düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Gönüllü kayıt sistemini Oy ve Ötesi Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Oytun ve Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Hande Turan, seçimlerde gönüllü müşahit organizasyonu hakkında bilgileri paylaştı.
Bugüne kadar 8 seçimde 220 bin gönüllü ile çalışma yaptıklarını belirten Oytun, seçim sürecinin şeffaf yürütülmesi için çalıştıklarını söyledi.
"Tüm sandıklardan veri toplayacağız"
Oytun, 2023 cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinde yürütecekleri çalışmalara değindi ve şunları söyledi: "Bu seçimler için yenilediğimiz yazılım altyapımız var. Mobil uygulamamızda bu yıl ilk kez kullanacağımız Optik Karakter Tarama (OCR) teknolojisi ile bize ulaştıralacak tutanak görüntülerini çok daha hızlı doğrulama şansına sahip olacağız. Bu seçimde 100 bin gönüllümüz ile Türkiye'deki tüm seçim sandıklarından veri toplamayı hedefliyoruz."
"Deprem bölgesinde de olacağız"
Turan ise, Oy ve Ötesi'nin sivil bir inisiyatif olduğunu ancak yasal statüye sahip bir dernek olduğunu ifade etti. Bütün siyasi partilere ve aynı zamanda toplumun her kesimine kapılarının açık olduğunu söyleyen Turan, "Siyasetteki her türlü kutuplaşmadan uzak, barışçıl, şeffaf, adil bir süreç için sivil katılımın şart olduğunu düşünüyoruz. 50 büyük şehirde özel eğitmenler vererek seçim motivasyonunu arttırmayı hedefliyoruz. Ayrıca Maraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilde ise; özel bir çalışma yapacağız" dedi.
"Gerçeklikle bağımız zayıflıyor"
Sunumun ardından konuşan Konda Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Ağırdır da 2007 seçimlerinden bugüne kadar ki tüm seçimlerde seçimlerin meşruiyetinin konuşulmaya başlandığını belirtti. Ağırdır, seçimlerdeki en büyük sorunun seçim güvenliği ve katılım oranı olduğunu söyledi ve ekledi:
"Depremlerin uzaydan atılan çubuklar, pandeminin ise; Türk ırkını kurutmak için ortaya çıkarıldığını düşünen azınsanmayacak derecede büyük bir kesim var. Yani gerçeklikle olan bağımız gün geçtikçe kopuyor. Seçimlerle ilgil yaratılan algı ve haberler de bu açıdan çok önemli.
"Seçim güvenliğiyle ilgili korku yaratılmamalı"
"Seçimlerle ilgili esas konuşmamız gereken konu ise seçim güvenliği bu açıdan sivil örgütlenmeler çok önemli ancak Türkiye'de toplumsal bellekte örgütlenme negatif anlam içeriyor. Bu nedenle örgütlü tepki göstermekten kaygı duyuluyor. İnsanların tepkisini belirtmek için kullandığı tek hak ise seçim. Bu hak tartışmaya açılırsa hakikat ile ilişkimiz bozuluyor.
"Bu ortamda tartışmamız gereken en son şey seçimlerin meşruiyetini tartışmak olur. Bu noktada en büyük sorumluluk basına düşüyor. Seçim güvenliğiyle ilgili yanlış bilgiler aktarılmamaya özen gösterilmeli. Korku iklimleri güç sahiplerine yarar, korkuyu büyütmemek gerekiyor. Dünyanın bir ay tartışacağı bütün dünyaya umut olacak bir seçim gerçekleştirebiliriz.
"Seçimlerin ana dinamiği 30 yaş altı seçmen olacak"
Ağırdır, seçimlere katılım oranının da konuşulması gereken bir diğer önemli konu olduğunu söyledi. Özellikle 30 yaş altı gençlerin seçime katılmasının seçim sonuçlarını değiştirmek açısından önem taşıdığını vurguladı:
"Kutuplaşmış bir ülkede yaşıyoruz. Zihnimiz ekonomik kriz, deprem gibi reel sorunlarla meşgul ama iktidar kutuplaşma üzerinden siyaset yürütüyor.
"Seçmenin bu reel sorunlardan kaynaklı kendi partisine olan bağı zayıflamış durumda fakat karşı tarafa olan nefreti üzerinden tercih yapıyor. Ancak burada en önemli dinamik gençler, gençler hayata çok başka yerden bakıyorlar ve belirleyici ana dinamiklerden biri olacaklar. Bu nedenle bu seçimler 40 yaşınının üstüne kalmamalı, 30 yaş altı 20 milyon seçmeni sandığa götürmemiz gerekiyor."
"Deprem bölgesi için yasa yapılabilirdi"
Son olarak, deprem bölgesine değinen Ağırdır, "Deprem bölgesinde kadar insan yerinden hareket etti bilmiyoruz. Normal bir ülkede olsaydık muhalefet ve iktidar bir düzenleme yasası çıkarırdı süreç şeffaf bir şekilde yürütülürdü. Ancak yaşanan bu kutuplaşma nedeniyle seçimleri depremden sonra birkaç ay bile ertleyemiyoruz. Ve deprem bölgesindeki süreç elimizde bir yasa olmadan, yargıya açık olmayan bir kuruma YSK'ya teslim edildi."
Ağırdır, konuşmasını bitirirken "Ben umutlarımı kızlarıma miras bırakmak istemiyorum umutlarımı yaşamak istiyorum. Bu seçimlerde bunu yapabiliriz" dedi.
(RT)