Ağca'nın tahliyesini bianet'e değerlendiren hukukçular Ergin Cinmen ve Fethiye Çetin, yeni Ceza Yasası'nın "Cezadan mahsup" başlıklı 16. maddesinin gayet açık olduğunu ve İtalya'da Papa suikastından çekilen cezanın Türkiye'deki cezalardan mahsup edilemeyeceğini düşünüyorlar.
İtalya'daki cezalar Türkiye'de mahsup edilemez
Ağca'nın hem 1991'de yürürlüğe giren Terörle Mücadele Yasası'ndan hem de 2000'de çıkan 4616 sayılı Şartlı Af Yasası'ndan yararlanmasına karşı çıkan Av. Cinmen, "İtalya çekilen cezanın Türkiye'deki cezasından mahsup edilmeyeceğini düşünüyorum. Yeni Ceza Kanunu'nun 16. Maddesi bunu içeriyor. İtirazlara katılıyorum" dedi.
Av. Çetin ise, "Bu kadar açık hususlarda yargıçların 'hizmet kusuru'ndan söz etmek mümkün değil. Benim görebildiğim, burada apaçık kişisel bir kusur var" diye tepki gösterdi.
1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren Ceza Yasası'nın 16. Maddesi'nin 1. fıkrasına göre ancak yurtdışında aynı suçtan verilen cezalar Türkiye'dekiyle mahsup edilebilir.
Madde şöyle: "Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir".
Çetin : "Kurula şikayet edilebilir, tazminat istenebilir"
"Son dönemde, sadece Ağca kararında değil, buna benzeyen-benzemeyen pek çok kararda dudak uçuklatan, hele bir hukukçunun, kabul edemeyeceği kararlar arka arkaya veriliyor" diyen hukukçu Çetin, derin devlet içinde çok karanlık işlerde görev yapanların normal yargı süreci içinde cezalandırılmalarının yargılayanlar açısından tehlike oluşturduğunu söyledi.
Ağca ve bunun dışında pek çok tartışmalı kararın hizmet değil, şahsi kusurlar barındırdığını savunan Av. Çetin, disiplin soruşturmasından zor sonuç alınsa dahi, ilgili yargıçların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) şikayet edilebileceğini, bunun peşinin bırakılmaması gerektiğini açıkladı.
Tasarruflarda kişisel kusur bulunduğuna inandığını ifade eden Çetin, bu konuda tazminat davası da açılabileceğini de belirtti.
Cinmen : Suçlu MHP'lilerin sürekli yanlışlıkla tahliye edilmesi garip
Nihai kararın Yargıtay'in ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca verileceğini açıklayan Av. Cinmen, aralarında Ağca'nın da bulunduğu 12 Eylül öncesi ve sonrası suçlara karışan MHP'li kişilerin, benzer biçimde, "yanlışlıkla" tahliye edildiğini, kimi zaman bu kararların geri alınmasının ise durumu değiştirmediğini açıkladı.
"Bu kişiler devamlı olarak 'yanlışlıkla' tahliye ediliyor. Bu garip duruma dikkat çekmek istiyorum."
Papa suikastı ile Türkiye'de işlenen diğer suçların ayrı ayrı çektirilmesi gerektiğini ifade eden Av. Cinmen, Papa suikastının, bir Türkiye Cumhuriyet vatandaşının Türkiye dışında, bir yabancıya karşı işlediği suç olduğunu belirterek bunun ayrı tutulması gerektiğini söyledi.
Kararı savunan çevrelerin de bulunduğunu söyleyen Hukukçu Cinmen, "Ortadoğu", "Vakit" ve diğer bazı gazetelerde Ağca'nın tahliye kararının doğru olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu tarafından da hukuka uygun olarak değerlendirildiğini hatırlattı.
Çetin : Hizmet kusuru değil, apaçık kişisel kusur
Av. Çetin kusurlu kararlara örnek olarak, Osmanlı Ermenileri Konferansı'nı iptal eden İstanbul 4. İdare Mahkemesi kararına değindi. Çetin mahkemelerin yetki ve görev sınırlarını aşıp kararlar verdiklerini, oysa bir mahkemenin en önce gözeteceği hususun görev ve yetki alanı olduğunu hatırlattı.
Çetin, "Hakimlerin görev ya da yetki alanlarını bilmediklerini asla söyleyemeyiz. Ağca kararında dayanak yapılan TCK 16. Maddesi o kadar açık ki, bunu bir ağır ceza yargıcının farklı yorumlayacağını düşünemeyiz" dedi ve daha önce de tartışılan bu konuda Yargıtay'ca verilmiş kararlar bulunduğunu anımsattı.
Yargıç ve mahkeme bağımsızlığının olmadığı bir ülkede böyle kararların şaşırtmaması gerektiğini ifade eden Çetin, siyasi etkiye açık bir yapılanma olarak HSYK'ya bağlı yargıçlardan fazla bir şey beklenemeyeceğini savundu.
Hakimlerin ve savcıların teftişinin doğrudan siyasi iktidara bağlı Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu'nca yapıldığını açıklayan Çetin, HSYK'nin bağımsız bir sekretaryasının bile bulunmadığını, kurulun Adalet Bakanlığa bağlı bir birimi sekretarya olarak kullandığını söyledi.
"Bu yapı, bağımsız bir statüye kavuşturulmadıkça, biz herhalde daha çok tartışacağız. Yıllardır kimse dokunamıyor, bu yapıya. Derin devlet ilişkilerini koparmak zorundayız."
Adalet Bakanı Çiçek : Tahliye kararını Mahkeme verdi
Bugün (Pazartesi) bir basın toplantısı düzenleyen Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Ağca'nın tahliyesinin mahkemece verildiğini bunda Bakanlığı'nın etkisi bulunmadığını açıkladı. Çiçek, "Yeterli bilgi sahibi olmadan değerlendirmeler yapılıyor" dedi.
Adalet Bakanlığı'nın Ağca dosyasını tahliye öncesinde inceleyemeyeceğini açıklayan Bakan Çiçek, bunun yargıya açık bir müdahale oluşturacağını söyledi.
Tahliye kararının 12 Ocak'ta uygulanmak üzere Kartal 1 Ağır Ceza Mahkemesi'nce alındığını hatırlatan Çiçek, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapılan itirazın, 5 Ocak'ta reddedildiğini, 1. Ağır Ceza kararının yasaya uygun olduğuna karar verildiğini bildirdi.
Müddetnamenin Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce düzenlendiğini ifade eden Çiçek, mahkemenin, 5 yıl, 6 ay 27 gün hapis yatan Ağca'nın tutukluluk süresinin dolduğuna karar verdiğini belirtti.
Yarın (Salı) yazılı emir yoluna gideceğini açıklayan Bakan Çiçek, konunun bir kez daha Yargıtay'da tartışılmasını istediklerini açıkladı.
Papa suikastıyla ilgili bir hukuki süreç başlatıldığını hatırlatan çiçek, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, davanın reddine karar verdiğini, temyiz girişiminde de sonuç çıkmadığını bildirdi.
Tetikçilikten 5,5 yıl yattı; çürük raporu aldı
Gazeteci-yazar İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin idam, Papa'ya suikast girişiminden de müebbet hapis cezasına çarptırılan 48 yaşındaki Ağca, gasp suçundan yattığı Kartal H Tipi Cezaevi'nden 12 Ocak sabahı tahliye edildi.
Tahliye sonrası askerlik yapması gündeme gelen Ağca, bugün (Pazartesi), Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nden çürük raporu aldı.
Yapılan tetkikler sonucunda Ağca'nın askerliğe elverişli olmadığı ve askerlik yapamayacağı kanaatine varıldı. Ancak, Ağca'ya hangi sağlık sorunundan ötürü çürük raporu verildiği konusunda henüz bir açıklama yapılmadı. Ağca'nın çürük raporu, Pendik Askerlik Şubesi'ne gönderilecek. Askerlik şubesi de, bu rapor doğrultusunda Ağca'nın askerliğini düşürecek.
Mehmet Ali Ağca kim?
Ağca, "Milliyet" gazetesi genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi'nin, 1 Şubat 1979'da, Nişantaşı'daki evinin önünde öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle, 25 Haziran 1979'da İstanbul Beyazıt'ta yakalandı ve İstanbul Maltepe Cezaevi'ne gönderildi. Ancak Ağca, buradan bir kişinin yardımıyla 23 Kasım 1979'da kaçırıldı.
Yurtdışına kaçan Ağca, 13 Mayıs 1981'de İtalya'da Papa'ya suikast girişimde bulundu. Saldırı yerinde yakalanan ve ömür boyu hapse mahkum edilen Ağca, 14 Haziran 2000'de affedilerek Türkiye'ye iade edildi.
İtalya'daki Ancona Cezaevi'nde 19 yıl tutuklu kalan Ağca, özel bir uçakla İstanbul'a getirildikten sonra, hakkındaki yakalama emri gereğince Kartal H Tipi Cezaevi'ne konuldu.
Ağca, birleştirilen 2 ayrı dava kapsamında Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 3 Nisan 1979'da Cengiz Aydos'un sahibi olduğu taksinin gasp edilmesi, 4 Nisan 1979'da Koşuyolu Fruko Gazoz deposundan para alınması, 22 Mart 1979'da Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması olaylarına ilişkin yargılandı.
Mahkeme heyeti, 18 Aralık 2000 tarihinde davayı karara bağlayarak, Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması ve 6136 sayılı "Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçlarından açılan davanın zaman aşımından düşmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti, Ağca'yı, Cengiz Aydos'un kullandığı ticari otomobilin gasp edilmesi ve Fruko Gazoz Deposu'nun kasasından para alınması olaylarına ilişkin ise toplam 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı.
Ağca'nın avukatlarının, müvekkillerinin 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa'dan faydalanması ve bu kapsamda serbest bırakılması için Aralık 2000'de yaptıkları başvuru, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi. Avukatlar, bu karara yaptıkları itirazlardan da sonuç alamadı.
Ağca'nın, İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin çarptırıldığı idam cezasının infazı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın geçici 1. maddesinin "8 Nisan 1991 tarihine kadar işlenen suçlarda verilen idam cezalarının uygulanamayacağını, bunun yerine 10 yıl boyunca hapiste kalmayı" öngörmesi nedeniyle 10 yıl hapis cezasına dönüştürüldü.
Ağca'nın "gasp" suçundan aldığı 36 yıllık ağır hapis cezasının infazı da 3713 sayılı TMY'nin ilgili maddesi uyarınca 7 yıl 2 aya dönüştü.
Ağca'nın avukatlarının itirazlarıyla Kartal H Tipi Cezaevi Müdürlüğü, Ağca'nın cezasının tamamlandığı yönündeki yazıyı Kartal 1. Ağır Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme, 20 Aralık 2005'te cezaevi müdürlüğünün yazısı üzerine Ağca'nın tahliyesini onayladı.