Fotoğraf: middle-east-online.com/
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alınmadan önceki iki günde Türkiye’deki döviz mevduatlarında 1.1 milyar dolarlık artış yaşandı. Normal bir dönemde yapılan alım Türkiye’de 150 ile 400 milyon dolar arasında. Birileri Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınacağından haberdardı ve bunu kullanarak Türkiye’yi milyarlarca TL zarara uğrattı.”
Bu ifadeler HDP Batman Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Necdet İpekyüz’e ait. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerini paylaşan İpekyüz, Naci Ağbal’ın görevden alınmasından sonraki ilk mesai gününde (22 Mart) 6,1 milyar dolarlık döviz bozulduğunu söyledi.
Naci Ağbal’ın görevden alınmadan önce dolar/TL paritesinin 7,20’lere kadar düştüğünü söyleyen İpekyüz “Ağbal’ın görevden alınmasıyla parite 8,30’lara kadar yükseldi. Birileri bu değişikliği biliyordu. Öncesinde dolar aldı, Pazartesi günü de buradan döviz bozdurarak zenginliğine zenginlik kattı. Halk ise bir günde daha da fakirleşti” dedi.
İktidarın Cuma günü piyasaların kapanmasıyla birlikte benzer hamlelerini sıklaştırdığını ifade eden İpekyüz “Hafta içinde olsa bir yığın önlem alınabilecekken, benzeri görevden almalar Cuma günü mesai sonrasına bırakılarak borsa ve döviz kurlarında spekülasyonlara olanak sağlanıyor” diye konuştu.
"Normal seviyenin 5 katı alım yapıldı"
İpekyüz, Ağbal’dan önceki başkan Murat Uysal’ın da benzeri şekilde görevden alındığını ifade etti ve şunları söyledi:
“Gerek daha önce Berat Albayrak’ın ayrılışında ve yeni bakanın belirlenmesi sürecinde, gerek Merkez Bankası başkanı değişikliklerinde artık hep aynı şeyi yapıyorlar. Son değişiklik öncesinde de piyasadan birileri 1,1 milyar dolarlık alım yapmış. Bin dolar, 2 bin dolar, 3 bin dolar değil bu. Milyonlarla ifade edilen rakamlar. Ağbal gidince de kur fırladı ve Pazartesi bu fiyatın 6 katına yakın döviz bozduruldu.
Bu anormal bir durum. Normal gündeki alımlar 150-400 milyon dolar arasında sınırlı Türkiye’de. Bir günde bu miktarın, normal seviyenin 4-5 kat fazla alım yapılmış. Demek ki birileri Ağbal’ın gönderileceğinden haberdardı. Bu anormalliğin hemen bir soruşturma açılıp araştırılması lazım. Bu hesap hareketleri kimlere ait, hangi kişi ya da kurumlar, şirketler bu alımı yapmış araştırılması lazım. Çünkü bu para hepimizden çalınan bir para. Hepimizden çalındığı gibi yurttaşın daha da yoksullaşmasına yol açan bir durum ve tümüyle ranta dayalı bir gelir.”
"Yoksuzlluğu derinleştiriyor"
İpekyüz Merkez Bankası başkanının görevden alınabileceği bilgisine sadece Erdoğan’a yakın kişilerin olabileceğini söyleyerek “Sadece çekirdek kadro biliyordur. Çekirdek kadro da maalesef doymuyor. İnsanlar açlıktan kıvranırken onlar paraya doymuyor ve gelirlerini artırıyorlar” dedi.
Döviz kurundaki her yukarı yönlü hareketin Türkiye’yi yoksullaştırdığını söyleyen İpekyüz “Diğer taraftan borçlar da artıyor. Havaalanlarından tutun tünellere, köprülerden otoyollara, şehir hastanelerinden garantili yapılan tüm işler dövize entegre. Bu bir bela. Hepimizin geleceğini sıkıntıya atıyor, yoksulluğa neden oluyor. Yoksulluk işsizliğe neden oluyor, işsizlik krizi derinleştiriyor. İktidarın attığı her adım böylesi bir zincirleme etkiye sahip” diye konuştu.
İpekyüz şöyle devam etti:
"Şu an belki IMF’ye gitmiyoruz ama Türkiye’nin bugün, IMF dışında gittiği yer tefecilerdir. Londra’ya gidip bankacılardan, tefecilerden borç alıyoruz. Normalde dünyada faiz eksilere düşmüşken Türkiye çok yüksek faizlerle borç alıyor. Borç batağını borçla sıvıyor.
Dünyanın her yerinde merkez bankaları için olmazsa olmaz kural bağımsız olmalarıdır. Cumhurbaşkanı hükümet sistemine geçiş sisteminde ne deniyordu? Koalisyonlar bitecek, Meclis daha iyi çalışacak, bağımsız kurumlar daha özgür çalışacak. Merkez Bankası, hukuk, yargı… Fakat bakıyoruz ki her insanın nefes alıp verişi bile Karar Hükmünde Kararnamelerle belirlenecek.
Bugün herkese Merkez Bankası bağımsız mıdır diye sorun kimse bağımsız olduğunu iddia edemez. Bir yıl içerisinde kaç başkan, kaç yönetici değişti? İkide bir isim değiştirerek kurumları yıpratırsınız, itibarını zedelersiniz.
Naci Ağbal ilk geldiğinde komisyon üyelerine yaptığı sunumda kurumun artık özerk olacağını, Erdoğan’ın da bu yönde direktif verdiğini söyledi. Ama Naci Ağbal daha sunumunun sonuçlarını görmeden kendisi görevden alındı. Bu sabah bir başkan yardımcısı görevden alındı. Türkiye Cumhuriyeti’ne olan güveni zedeliyorlar ve bunun farkındalar. Bunun sonuçlarını da hep birlikte yaşıyoruz. Ekonomiyi yönetemiyorlar, dibe çöktüler. Çiftçisi perişan, kadını perişan, konisi perişan hatta büyük yatırımcılar da perişan. Kişilerin değişimiyle ekonomi kurtulmaz. Ekonomi kişilerden bağımsızdır. Programının, ilkelerin belli olması lazım. Merkez Bankası’nın bağımsız, özerk olması lazım. Yandaşa değil yurttaşa yönelik ekonomi lazım.” (HA)