* Fotoğraf: Af Örgütü
Uluslararası hukuk gereğince zorla kaybetme, devlet görevlilerinin bir kişiyi alıkoyduklarını inkar ettikleri veya kişinin akıbeti ya da nerede tutulduğuyla ilgili bilgi vermeyi reddettikleri bir suçtur.
Uluslararası Af Örgütü, bugün yayımladığı brifinginde, zorla kaybetmenin, kaybolanların aileleri üzerindeki yıkıcı etkilerini ortaya koydu ve Pakistan yetkililerini bu uygulamaya son vermeye çağırdı.
“Yaşayan Hayaletler” başlıklı brifing, zorla kaybetmenin, yalnızca kaybedilenin insan haklarını ihlal etmekle kalmayıp aynı zamanda ailelerin ruhsal ve fiziksel sağlıklarını, ekonomik durumlarını ve güvenliklerini etkilediğini ve yaftalanmaya ve sosyal izolasyona yol açtığını belgeliyor.
Son 20 yılda yüzlerce kişi kaybedildi
Açıklamaya göre, Pakistan istihbarat servisleri, 2001’de başlattıkları “Terörle Mücadele” ile insan hakları savunucularını, siyasi aktivistleri, öğrencileri ve gazetecileri hedef alıyor ve zorla kaybedilen yüzlerce kişinin akıbeti bilinmiyor.
Ülkede zorla kaybetmeyi yasa dışı hale getirmeyi öngören değişiklik iki buçuk yılı aşkın bir süredir yasama sürecinde takılıp kalmış durumda.
Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Araştırmacısı Rehab Mahamoor konuyla ilgili açıklamasında, “Zorla kaybetme, son 20 yılda Pakistan’da yüzlerce aile için telafi edilemez ıstıraplara sebep olan acımasız bir uygulamadır. Aileler, sevilen birini kaybetmenin, sevdiklerinin nerede olduklarını veya güvende olup olmadıklarını bilmemenin verdiği tarifsiz acılara ek olarak sağlık sorunları ve ekonomik sorunlar gibi diğer uzun vadeli sonuçlara maruz kalıyor” dedi.
“Pakistan yetkilileri bu bitimsiz cezayı tarihe gömmek zorundadır. Yetkililer, uluslararası insan hakları hukukuna uygun şekilde zorla kaybetmenin mevzuat yoluyla suç olarak kabul edilmesini hızlandırmanın yanı sıra, zorla kaybetmeye maruz bırakılan herkesin akıbetini ve nerede olduğunu ailelerine derhal açıklamalı ve halen alıkonulanları serbest bırakmalıdır.”
Sorumluların yargılanması çağrısı
Uluslararası Af Örgütü ayrıca zorla kaybetme suçunda cezai sorumluluk taşıdığından şüphelenilen herkesin olağan sivil mahkemeler önünde, ölüm cezasına başvurulmaksızın adil bir şekilde yargılanması için çağrı yapıyor.
Uluslararası Af Örgütü, Pakistan güvenlik güçleri tarafından kaçırıldıktan sonra akıbetleri hâlâ bilinmeyen 10 kişinin aile üyeleriyle görüştü. Bu kişilerin her biri yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları ve mide-bağırsak hastalıkları dahil olmak üzere strese dayalı sağlık sorunları olduğunu belirtti.
Okulu bıraktı, mal varlığını kaybetti
Zorla kaybedilen kişinin evin geçimini sağlayan kişi olması halinde, etkilenen aileler ekonomik sorunlarla da karşı karşıya kalıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün belgelediği üç vakada, kaybedilenlerin çocukları gelir kaybı ve yaftalanma nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı.
İki kardeşi sırasıyla 2014 ve 2021’de kaçırılan Sultan Mahmood, Uluslararası Af Örgütü’ne, aile için iki gelir sağlayanı kaybetmenin, kardeşlerinin geri dönmesini sağlamaya çalışmanın yasal maliyetiyle birleşmesi sonucunda 2,5 milyon Pakistan Rupisi (yaklaşık 165 bin TL) borçlandığını ve evi de dahil olmak üzere tüm mal varlığını satmak zorunda kaldığını söyledi.
Kaybetmeye karşı mücadele ederken kaybedildi
Başka bir vakada, babası 2009’da yetkililer tarafından kaybedilen ve zorla kaybetmeye karşı mücadele eden aktivist Sammi Baloch’un küçük kız kardeşinin Belucistan’da ordu tarafından yönetilen bir kolejin sınavına girmesi, yetkililerin onun Baloch’un yakını olduğunu öğrenmesinin ardından engellendi.
Pakistan İnsan Hakları Bakanı Dr. Şirin Mazari, 8 Kasım’da Ulusal Meclisin yasa teklifini kabul ettiğini bildiren bir tweet attı. Tweet’e göre devlet görevlilerini, daire başkanlarını ve kurum başkanlarını zorla kaybetmelerden sorumlu tutulmaya karşı koruyan tartışmalı bölümlerden biri yasa teklifinden çıkarıldı. Buna karşılık, mevzuat, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına aykırı olmaya devam ediyor. (AS)