Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilmesinin 74'üncü yıldönümü olan 10 Aralık İnsan Hakları Günü haftası kapsamında Ankara Mimarlar Derneği 1927'de düzenlediği resepsiyonla barışçıl protesto hakkını temel alan fotoğraf sergisini açtı.
Sergi açılışında konuşan Uluslararası Af Örgütü Savunuculuk Koordinatörü Damla Kuru, “Bu fotoğraf sergisi aslında Türkiye’nin gerçek bir fotoğrafını çekmiyor. Çünkü ne zaman bir eylem düşünsek polis şiddeti geliyor aklımıza. Bu yıl barışçıl protesto hakkını kullanan insanların mesajlarını iletelim istedik” dedi. Sergi 19 Aralık'a kadar gezilebilir.
“Burası Türkiye’nin gerçek bir fotoğrafını çekmiyor”
Sergi açılışında konuşan Uluslararası Af Örgütü Savunuculuk Koordinatörü Damla Kuru dünyada ve Türkiye’de giderek otoriterleşen devletlerin barışçıl protestolara sebep olan hak ihlallerini ortadan kaldırmak ya da değişim taleplerine kulak vermek yerine protestolara katılanların hedef gösterildiğini vurguladı.
Kuru, buradan yola çıkarak bu yıl barışçıl protesto hakkını temel alan fotoğraflarda farklı bir yol izleyerek polis şiddeti yerine, eylemlere katılanların mesajlarına odaklanıldığını belirtti.
Af Örgütü Savunuculuk Koordinatörü, “Bu fotoğraf sergisi aslında Türkiye’nin gerçek bir fotoğrafını çekmiyor. Çünkü ne zaman bir eylem düşünsek polis şiddeti geliyor aklımıza. Bu yıl barışçıl protesto hakkını kullanan insanların mesajlarını iletelim istedik.” dedi.
Ankara Mimarlar Derneği 1927’de açılışı gerçekleşen fotoğraf sergisinde 10 Ekim anmasından, kadın eylemlerine, Onur Yürüyüşlerinden, Cumartesi Anneleri/İnsanları’na kadar 23 adet fotoğraf bulunuyor.
Sergiye ve Türkiye’nin insan hakları çerçevesinde geldiği noktayı bianet’e değerlendiren Uluslararası Af Örgütü Kampanya ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan da protestoların engellenmesinin bütün insanların, insan haklarını aramasının önüne engel olduğunu söyledi. Beyhan, insanlar haklarını arayabilsin diye protesto hakları üzerine çalışıldığını belirterek serginin de bu gerekçeyle açıldığını sözlerine ekledi.
“Hukuğun varlığını sorguluyoruz”
Türkiye’nin insan hakları konusunda geriye gidişinin giderek derinleştiğini vurgulayan Kampanya ve İletişim Direktörü şu şekilde konuştu:
“Hukuğun varlığını sorgulamamıza neden olan çok fazla kötü mahkeme kararıyla karşılaşıyoruz. Özellikle diğer birçok hak ihlalinin yanında ifade özgürlüğünün ve toplanma özgürlüğünün ciddi baskı altında kaldığını görüyoruz. Her söz söyleyenin yargılandığı, her eylem yapanın hakkında dava açıldığı bir Türkiye görüyoruz.
"Bu da Türkiye’nin altına imzasını attığı uluslararası sözleşmelere aykırı davranmasının başka bir örneği. Bu konunun derhal çözülmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Tanıdığımız birçok insan hakları örgütünün de bunu yaptığını biliyoruz. Umarım ki bu geriye gidişi durduracağız.”
(Cİ/EMK)