*Fotoğraf: AA (Arşiv).
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ABD Şubesi tarafından bugün yayımlanan rapor, Mayıs ve Haziran 2020'de siyahların polis tarafından hukuka aykırı şekilde öldürülmesini protesto etmek ve sistematik reform talep etmek için toplanan protestoculara, sağlık görevlilerine, protestoları izleyen gazetecilere ve yasal gözlemcilere yönelik yaygın ve korkunç insan hakları ihlallerini belgeliyor.
"Dünya İzliyor: ABD Polisinin Black Lives Matter Protestocularının Haklarına Yönelik Kitlesel İhlalleri" başlıklı rapor, Uluslararası Af Örgütü'nün daha önce protestoculara yönelik şiddeti belgelediği interaktif haritalamaya ve polis tarafından ölümcül güç kullanımına dair yeni bulguların üzerine kuruluyor.
Orantısız güç kullanımına örnekler
Uluslararası Af Örgütü araştırmasında, kolluk kuvvetlerinin, herhangi bir gerçek tehdit veya şiddet olmadığı halde, barışçıl protestoculara karşı ilk yol olarak defalarca fiziksel güç, göz yaşartıcı gaz ve biber gazı gibi tahriş edici kimyasal maddeler ile kinetik darbe mermileri kullandığını tespit edildi.
UAÖ açıklamasında "Gözaltılar sırasında da insanların hakları ihlal edildi.
COVID-19 salgını sırasındaki göz yaşartıcı gaz kullanımı bilhassa sorumsuzcaydı. Sokaklara çıkan göstericiler virüs nedeniyle maske takıyor ve sosyal mesafelerini korumaya çalışıyorlardı. Fakat polisin göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kullanımı solunum yolları sorunları yaratarak, virüsü yayabilecek partiküllerin havaya salınmasına neden oldu" denildi.
- UAÖ ABD Şubesi 26 Mayıs ile 5 Haziran 2020 tarihleri arasında ABD genelinde 13 şehirde en az 6 vakada cop kullanımını, en az 13 vakada ise sünger mermileri ve plastik mermiler gibi kinetik darbe mermilerinin kullanımını belgeledi.
- Ayrıca, UAÖ ABD Şubesi, barışçıl protestoculardan oluşan büyük grupları dağıtmak için ilk yol olarak gereksiz şekilde göz yaşartıcı gaz ve biber gazı spreyi kullanıldığı çok sayıda vaka tespit etti.
- 34 eyaletteki şehirlerde 89 vakada göz yaşartıcı gaz kullanımı ve 15 eyalette ve Washington DC'de 21 vakada yasadışı olarak biber gazı spreyi kullanımı tespit edildi. Bu tür gereksiz ve aşırı yöntemler kolluk kuvvetleri tarafından tıbbi destek sağlayan gönüllüler, yasal gözlemciler ve basın mensuplarını hedef alarak da kullanıldı.
"Ölüyormuş gibi hissediyordum"
Rapor hazırlanırken yapılan görüşmelerden örnekler ise şöyle:
Seattle'da ses bombası ile göğsünden vurulan 26 yaşındaki öğrenci Aubreanna Inda'yı tedavi eden yoğun bakım hemşiresi Danielle Meehan'ın tanıklığı: "Bir noktada Aubreanna Inda 'Ölüyormuşum gibi hissediyorum' dedi. Onu tedavi etmeye başlamamızın ardından 3-4 defa nabzı durdu. Her seferinde kalp masajıyla canlandırdık."
Hahamlık öğrencisi protestocu Lizzie Horne'un, bir grup protestocu ile birlikte Philadelphia'da bir otoyol kenarında sıkıştıkları sırada memurlar tarafından biber gazı ve göz yaşartıcı gaza maruz bırakıldıktan sonraki tanıklığı: "Birdenbire kalabalığa biber gazı sıkmaya başladılar... Sonra da göz yaşartıcı gaz kullandılar. Tam önümdeki birisi göz yaşartıcı gaz kapsülü ile kafasından vuruldu ve geriye doğru koşmaya başladı. Ona yardım etmeye çalışıyorduk, gözlerini yıkıyorduk; sonra nöbet geçirmeye başladı."
Denver'da polisin göz yaşartıcı gazına maruz kalan 17 yaşındaki Elena Thoman'ın tanıklığı: "İlk başta soğan doğruyor gibi hissediyorsunuz, sonra derinizin yandığı bir noktaya geliyor... Cildimin çoğu açıktaydı ve bir saat boyunca yandı. Çok fazla öksürttü. Göz yaşartıcı gaz maskeme de bulaştığı için maskemi çıkartmak zorunda kaldım.... COVID olmasına rağmen maskemi çıkartmak zorundaydım."
Polis denetimiyle ilgili tavsiyeler
UAÖ, ABD Kongresin'e, Protestocularımızı Koruyun Yasasını (Protect our Protestors Act of 2020 -HR 7315) kabul etme çağrısında bulunuyor.
Adalet Bakanlığı ve tüm eyalet başsavcıları, protestolar sırasında polis tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen hukuka aykırı güç kullanımı dahil tüm insan hakları ihlallerini etkin, tarafsız ve hızlıca soruşturmaya çağırılırken; tespit edilen sorumluların amirleriyle birlikte gerektiği gibi hesap vermeleri için cezai ve disiplin işlemlerine tabi tutulmalı ve mağdurlara eksiksiz tazmin sağlanmalı önerileri açıklamada yer aldı.
(PT)