Yurttaşlar Heyeti "PKK'nın silahlı eylemlere ön koşulsuz son vermesini ve siyasi iradelerin bölgede hukuk düzenini egemen kılmasını" talep etti.
Bugün (Çarşamba) İstanbul Taksim Green Park Otel'de gerçekleşen basın toplantısında heyeti temsilen konuşan İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, "Bölgeye gitme amacımız Şemdinli'de patlayan bombalardan ve 9 Kasım'daki son bombalama olayında halkın zanlıları suç kanıtlarıyla birlikte adli mercilere teslim etmesinden sonra, bölgede zor koşullarda yaşayan yurttaşlarla dayanışmak, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek ve seslerini duyurmaktı" dedi.
Gürsoy, gerçek suçluların "ucu nereye kadar giderse gitsin" ortaya çıkarılmasının takipçisi olmak ve kamuoyunun duyarlılığını artırmak istediklerini söyledi.
Sadece asayiş ve güvenlik sorunu olarak görülmemeli
Gürsoy, Yurttaşlar Heyeti olarak Şemdinli'deki halkın, "terörist, bölücü ve ayrılıkçı olmadıkları, Kürt kimlikleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit yurttaşları olarak yaşamak istedikleri" mesajını kamuoyuna duyurmakla sorumlu olduklarını ifade etti.
"Biz Şemdinli'de tanıkları dinledik. Önemli şeyler anlattıklarına inanıyoruz. Adaletin de Şemdinli'deki görgü tanıklarının tanıklıklarına başvurmasını bekliyoruz" diyen Gürsoy, konunun bir asayiş ve güvenlik sorunu olarak ele alınmasının yetersizliğini bir kez daha gördüklerini söyledi.
Bölge insanlarının, Kürt kimliklerinin tanınması, Kürt dili üzerindeki her türlü baskı ve engellemenin kalkması, Kürtçe yayın ve eğitim üzerindeki kısıtlamaların son bulması taleplerini ısrarla dile getirdiklerini anlatan Gürsoy, diğer talepleri ise şöyle sıraladı:
* Dünyayı kendi dillerinden izleyebilecekleri televizyon, radyo gibi yayın organlarının yayın yapabilmesinin sağlanması
* Siyasal tercih ve taleplerinin Meclis'te yansıtılabilmesi için seçim yasasındaki yüksek barajların kaldırılması
* Son bir yıl içinde yeniden rutin haline gelen: kar maskeli görevlilerin evlere gece baskınları yapmalarının, keyfi gözaltıların, kamu görevlilerinin yerel esnafı boykot etmelerine yönelik emirlerin, insanca yaşam alanını daraltan benzer baskıların son bulması
* Bölgenin bir sürgün bölgesi olmaktan çıkartılması, tayin edilecek kamu görevlilerinin insan haklarına saygılı, bölgenin özelliklerine vakıf, deneyimli kadrolardan seçilmesi.
"Ümidimiz azaldı"
Gürsoy, "Başbakan'ın Uzak Doğu gezisinde verdiği demeçte 'Bir Kürt'ün sorunu bir Türk'ünkü kadardır' demesi ümitlerimizin azalmasına sebep oluyor" dedi.
Gürsoy, "Bölgede hemen her aileden bir gencin dağda olmasının yarattığı kanamaya çözüm getirecek yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyorlardı. Bu insani talebin ne kadar önemli olduğunu bölgede bir kez daha gözlemledik" diye konuştu.
Tanıklar barış istiyor
Yurttaşlar Heyeti basın toplantısında yapılan video gösterisinde Şemdinli'deki tanıklıklar aktarıldı. Gösteride öne çıkan önemli tanıklıklar; bölgede yaşanan gerginliğin boyutları, insanların konu ile ilgili kaygıları ve barışçıl çözümlere olan talepleriydi.
"Renklerimiz ayrı ama göz yaşlarımız aynı"
Toplantıda sunulan video gösterisinde Şemdinlili halkın dillendirdiği diğer önemli talepler ise şöyleydi:
* Kürt sorunu varsa demokratik çözümlerle, şiddetsiz halledilmeli
* Artık yeter, barış istiyoruz
* Biz kendi adaletimizi kendimiz bulmak isteseydik eğer daha büyük şiddet sorunlarını yaşıyor olurduk. Suçluların ne kadar ceza alacağı değil kamuoyuna mal olması için yakalanması önemli. İntikam peşinde değiliz
* Renklerimiz ayrı ama göz yaşlarımız aynı
* Eğer bu bölgede bir ailenin dört oğlundan ikisi dağda ise ikisi asker olarak orduda.
* Bu ülkenin bayrağını sadece Türkler sahiplenmesin, bizim de o bayrakta hakkımız var
* Biz artık ne Türk ne de Kürk çocuklarının ölmesini istiyoruz. Savaşa ayrılan bütçe çocuklarımızın geleceği için harcansın
* Artık korkmadan yaşamak istiyoruz
* Biz bölücü değiliz. Tek isteğimiz köyümüzün isminin Türkçe olmaması. Çünkü zaten Kürtçe. Bu bizim hakkımız
* Öğretmeninden güvenlik görevlisine, yazarından halkına herkes barışçıl çözüme katkıda bulunmalı
Köyler yakılıyor
Bölgedeki halkın aydınlar grubuna verdiği dilekçelerde ise olaylarla ilgisi bulunmayan ancak hayatını kaybeden yakınlarının faillerinin yakalanması, köylerinin yakılması sonucu boşaltılması ve akabinde "köye dönüş" yasasından yararlanmalarının engellenmesi şikayetleri yer alıyor.
Kadınlar Korkuyor
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yönetim Kurulu Üyesi Sevgi Göyçe ise bölgede eğitim ve sağlık olanaklarının yetersizliğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Kadınların doğum kontrol uygulamalarından uzak durduğunu gözlemledik, uygulamaya tabi kalırlarsa bir daha hiç doğum yapamayacakları korkusu taşıyorlar. Bölgede yaşayan kadınlar çocuklarını bir daha görememe korkusuyla yaşıyor."
Tarık Ziya Ekici de, "Bölgede sivil OHAL oluşturulmak isteniyor. Van'dan Hakkari'ye geçmek için kontrollerle berber 6 saat harcıyorsunuz. İnsanlar tedirgin 'yarına çıkabilir miyim?' diye yaşıyorlar" dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ise yargı sürecinin takipçisi olduklarını ancak yargıya havale edilenlerin dışında konunun çok daha karmaşık olduğunu bu noktada ise siyasi iradeyi göreve çağırdıklarını söyledi.(KÖ)
Şemdinli'ye giden yurttaş heyeti
Barış Girişimi'nden Adalet Dinamit, Gazeteci Yazar Ahmet Hakan Çoşkun, Gazeteci Yazar Ali Bayramoğlu,İstanbul Barosu'ndan Avukat Bahri Bayram Belen, İstanbul Barosu'ndan Avukat Ergin Cinmen,Ağrı Barosu'ndan Avukat Eyüp Duman, Muş Barosu Denetmeni Avukat Ferudun Taş,Ağrı Baro Başkanı Avukat Mahmut Kaçan, Barış Girişimi'nden Avukat Mebuse Tekay, Muş Barosu Başkanı Avukat Sait Sever, Van Barosu Başkanı Avukat Naci Yıldız,Barış Girişimi'nden Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu, Bekir Türk,Gazeteci Berat Günçıkan Anadolu Kültür ve Bağımsız İletişim Ağı'ndan Çiğdem Mater,Gazeteci Yazar Derya Sazak, Eski Kültür Bakanı Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Onursal Başkanı Ercan Karakaş,Ersin Erincek, Özgürlükçü Demokrasi Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tahmaz,Avukat Mehmet Ali Aslan, Van Eski Belediye Başkanı Mesut Öztürk,Murat Çelikkan, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Musa Çam,Anadolu Kültür'den Osman Kavala, Barış Girişimi'nden Oya Baydar, Kültürlerarası İletişim Derneği'nden Özlem Petek, Kadın Merkezi'nden (KA-MER) Özlem Dalkıran,Prof. Dr. Fatma Gök, Prof. Dr. Gençay Gürsoy,Remzi Çalışkan, Televizyon Programcısı Rüstem Batum,HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yönetim Kurulu Üyesi Sevgi Göyçe,Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Barosu'ndan Tahir Elçi, Sürekli Barış Komisyonu Sözcüsü Tarık Ziya Ekinci, Cezaevindeki Yazarlar Komitesi (PEN) Türkiye Başkanı Vecdi Sayar. İletişim Yayınları'ndan Kahhar Deniz.