Dünyada 1.1 milyar kişi temiz ve güvenli içme suyuna, 2.4 milyar kişi de sağlık korumasına erişemiyor.
Dünyadaki suyun yaklaşık yüzde 5'i özel sektör tarafından, bunun yüzde 95'iyse Avrupa şirketleri tarafından işletiliyor.
Fakat sivil toplum örgütleri, "su özelleştirmesi dalgası"yla geçen son on yılın, " başarısız bir tecrübe " olduğunu söylüyor:
"Gelişmekte olan ülkelerde yaşananlar göstermiştir ki, uluslararası su şirketleri yoksullara temiz ve satın alınabilir su sağlamak konusunda yetersiz kalmıştır. Özel sektör yatırımları, yoksulların ihtiyaç duyduğu su ve sağlık korumasını sağlaması beklenen finansmanı getirmemiştir."Özel sektör suya teşvik ediliyor
Örgütler, Avrupa devletlerinin ve özel kurumların, özel sektörü su ve sağlık koruma işine çekmek için yeni mekanizmalar, özellikle de şirket kârlarını garanti altına alacak türlü finansal yöntemler üretmekle meşgul olduğunu dile getirdi.
Avrupa Komisyonu'nun kalkınmaya yönelik insanı yardımlardan sorumlu üyesi Louis Michel'e gönderilen ve bir yıla kadar harekete geçilmesinin gerektiği ifade edilen mektupta şöyle dendi:
"Avrupa'nın yardım paraları ve siyasi nüfuzu, su ve sağlık koruması alanlarında gerçek kalkınmayı sağlamak yerine, işe yaramayan ve Avrupalı şirketlere ekstra para sağlamaya sıkı sıkıya bağlı politikaları öne çıkarmak amacıyla kullanılıyor."Komisyon üyesi Michel, geçen ekim ayındaki göreve başlangıç konuşmasında, "gelişmekte olan ülkelerin temel ihtiyaçlarında kamu hizmetinin anahtar niteliğinde" olduğunu ve bu "temel hizmetlerin pazar baskısından uzak tutulması gerektiğini" söylemişti.
AB, geçen yıl Afrika, Karayipler ve Pasifik bölgelerindeki ülkelere, 500 milyon avroluk "Su Yardımı"nı devreye sokmuş, bu yardım, Birliğin icra organı Avrupa Komisyonu tarafından, olumlu bir "dönüm noktası" olarak nitelenmişti. (TK)