Gazetenin manşetten verdiği haberde Fisk, şöyle yazıyor:
"George Bush'un takviye asker gönderme kararına rağmen önü alınamayan direnişçi saldırılarını durdurmak için Bağdat'ta geniş kapsamlı bir güvenlik operasyonu yapılacak.
"Bu çerçevede, kentin 89 idari biriminden yaklaşık 30'u güvenlik çemberine alınacak. Bu bölgelere sadece yeni çıkarılacak kimlik kartları olanlar girebilecek."
Yalnızca Bağdat değil
Fisk, planın Bağdat'ın ötesinde hedeflerinin de olduğunu yazıyor:
"Plan uyarınca Bağdat'ın güney ve doğusunda beş tugay görevlendirilecek. Bu, 40 bin asker anlamına geliyor. Tugaylardan üçü Bağdat'la İran sınırı arasındaki bölgede konuşlandırılacak.
"Nükleer programı nedeniyle İran'a olası bir Amerikan ya da İsrail saldırısı durumunda Tahran, sınırlarında büyük bir ABD gücü bulacak."
Haberde, bu sistemin daha önce, Fransa tarafından Cezayir'de, İsrail tarafından işgal ettiği Filistin topraklarında ve yine ABD tarafından Vietnam'da uygulandığı ve hepsinin başarısız olduğu bilgisi de yer alıyor.
Telafer efsanesi
İlk önce Bağdat'taki pazaryerlerinin ve Şiilerin yaşadığı bölgelerin güvenlik çemberine alınacağını yazan Fisk, askerlik yaşındaki erkeklerin tutuklanmasının planda büyük önem taşıdığını da aktarıyor.
Kimlik kartı projesi, bu planı da -Fisk'in deyişiyle- "kafadan uyduran" General David Petraeus'un Telafer'de uyguladığı sisteme dayanıyor. Petraeus bu sistemin bir başarı örneği olarak sunuyor, ama Fisk Telafer'in direnişçilerin denetiminde olduğunu belirtiyor.
Gazetenin bir başka muhabiri Patrick Cockburn de, ABD Başkanı Bush'un ve iliştirilmiş gazetecilerin Telafer'i "huzurlu bölge" olarak sunmalarının bir efsane olduğundan söz ediyor; 27 Mart'ta Telafer'deki Şii pazarında bomba yüklü bir kamyonun patlamasıyla 152 kişinin öldüğü ve 347 kişinin yaralandığı bilgisini aktarıyor.
Bush, geçen ay, "Telafer, temel düzeyde güvenliğe sahip olduklarında, Iraklıların huzur içinde bir arada yaşayabildiklerini gösteriyor" demişti. (TK)