Göçmen Politikaları Merkezi'nin, "Güç ve Potansiyel: Büyüyen Bir Hedef Olarak Yeni ABD Vatandaşları", adlı raporundaki bulgulara göre, çoğunluğunu Latinler ve Asya, Pasifik Adaları'ndan gelen yeni vatandaşların oluşturduğu yeni seçmenlerin sayısı yüzde 20 oranında artmış durumda.
Bu grup 6.2 milyon insana karşılık geliyor.
Cumhuriyetçi aday George W. Bush ve rakibi senatör John Kerry'nin anketlerde başabaş göründüğü düşünülürse, yeni oy vereceklerin seçimlerinin önemi anlaşılabilir.
2000'de yapılan seçimin galibi 537 oyla belirlenmişti.
"11 Eylül'den sonra göçmenlere baskı arttı"
Siyasi partiler ve halka yakın dernekler son seçim kampanyasında 6 milyonun üstünde, çoğu yeni göçmen, yeni seçmen kaydettiler.
Aynı parti ve dernekler bu seçmenlerin sağlıklı oy kullanıp kullanmadığını kontrol etmek için gözetmen birlikleri de oluşturdular.
Birçok insan hakları örgütü, seçimlerde hile yapılmamasını sağlamakla yükümlü resmi sandık gözlemcilerinin, özellikle ABD vatandaşlığına yeni geçmiş seçmenleri hedef alarak oy kullanmalarını engelleyebileceğinden endişe ediyor.
Göçmen Politikaları Merkezi Direktörü Ben Johnson, özellikle 11 Eylül'den sonra göçmen ve yeni vatandaşlar üzerinde baskının arttığını ve insanların başlarını derde sokmama güdüsüyle isteklere daha kolay boyun eğdiğini belirtiyor.
Johnson, IPS'e yaptığı açıklamada "Haklarınıza meydan okunduğunda, onları savunmak her zaman doğal davranış biçimi olmayabilir bu yüzden, hükümet yeni vatandaşlarımızın seçim sandığından korkmamalarını sağlamak için gerekli adımları atmalıdır" dedi.
Asya ve Pasifik Adalı Amerikalılar
1996 ve 2000 yılları arasında net kayıtlı seçmen kitlesindeki artışın yarısını yeni vatandaş olmuş seçmenler oluşturuyordu.
Seçim zaferinin bir avuç oy pusulasına bağlı olduğu Arizona, Florida ve Pennsylvania gibi kritik eyaletlerde söz konusu seçmenlerin oylarının ekstra bir ağırlık taşıması bekleniyor.
Johnson, vatandaşlığa yeni geçmiş seçmenlerin çoğunlukla Demokrat Parti taraftarı olduğunu söylüyor "Fakat bu durum değiştirilemez değil. Görev için yarışan adaylar yeni seçmenleri gerçekten anlamalı ve onlar ile bağlantı kurmalı" diye ekliyor.
Son seçim döneminde, Asya ve Pasifik Adalı Amerikalı (APIA) oylarında yüzde 22 artış yaşandı.
2002 nüfus sayımına göre 6 milyon'un üzerinde APIA kökenli vatandaş oy kullanma hakkına sahip fakat bunların sadece yarısı kayıtlı seçmen durumunda.
Merkez'in raporuna göre, vatandaşlığa yeni geçmiş ve kayıtlı olan seçmenler seçimlere doğuştan ABD vatandaşı olan kayıtlı seçmenlerden daha fazla ilgi gösteriyor.
19 eyalette proje yürüten Asya ve Pasifik Adalı Amerikalılar Oyunuzu Kullanın 2004 Grubu'nun Ulusal Yöneticisi Janelle Hu, APIA topluluğunun yüksek düzeyde bir katılım oranına sahip olduğunu ancak, dil konusunda önlerinde çeşitli engeller olduğunu açıklıyor.
"Oy verme işlemi için bu topluluğun yardıma ihtiyacı var ancak, hala bazı seçim bölgelerinde bu insanlara yardım etmeye yönelik servisler hazır değil".
Halkın başvurularını son dakikaya bırakması nedeniyle oy verme işleminin başlamasına günler kalmasına rağmen bazı seçmenlerin hala kayıt kartlarını beklediklerini söylüyor Hu.
Örneğin Michigan eyaletinde son başvuru gününde 10 bin müracaat gerçekleşti.
"Seçim gününe kadar tüm başvuruların işlemden geçeceğine inanıyorum, ancak biz yine de insanları geçici oy pusulası istemeleri konusunda eğittik" diyor Hu ve "Özellikle APIA topluluğuna dahil insanların sahip olduğu farklı etnik kökenli isimler nedeniyle doğabilecek kafa karışıklığı düşünülürse her an haklarınızı talep etmeye hazırlıklı olmalısınız" diye ekliyor.
Geçici oy pusulaları seçmenin ismi listede bulunamadığı durumlarda kullanılıyor.
Hu, "İnsanlar arkadaşlarının ve ailelerinin kayıtlı olduğundan emin olmak için organize oluyorlar. Herkes seçimin ne kadar başabaş ilerlediğinin farkında ve her oyun bir fark yaratacağı biliniyor" diyor.
Arap ve Müslüman Amerikalılar
Bush yönetiminin terör saldırılarının oy verme sürecine engel olacağı yönünde korku uyandırdığını vurgulayan Arap Amerikalılar Karşı Ayrımcılık Komitesi İletişim Direktörü Laila Al-Qatami seçim günü olası hedef gruplardan birinin de Arap ve Müslüman Amerikalılar olduğunu belirtiyor.
Geçmişte seçmenlerin açıkça sindirilmeye çalışıldığı Michigan, Illinois ve Ohio gibi oy oranlarının başa baş gittiği eyaletlerde 2 milyonun üzerinde Arap Amerikalı yaşıyor.
Arap göçmenlerin akınıyla beraber demografik yapısı değişmeden önce halkın ağırlıklı olarak Polonyalılardan oluştuğu Michigan, Hamtramck'de 1999 seçimlerinde biri Arap Amerikan topluluğa yakın bağları olan iki aday belediye başkanlığı için yarışıyordu.
Seçim günü, kendilerini "Daha İyi Bir Hamtrack İçin Vatandaşlar" olarak adlandıran Arap karşıtı bir grup oy vermek için sırada bekleyen Arap görünümlü insanlara yaklaşıp Birleşik Devletler vatandaşı olduklarını kanıtlamalarını istediler ve vatandaşlık yemini etmelerini buyuracak kadar ileri gittiler.
"Bu önceden planlanmış bir sindirme girişimiydi" diyor Al-Qatami ve "Bizi fazlaca kaygılandıran bir mesele olmaya devam ediyor" diye ekliyor.
Qatami'nin grubu, Arap ve Müslüman Amerikalılar'a yönelik olarak, haklarını anlatan kitapçıklar hazırladı ve seçimlerde bir sorunla karşılaştıkları takdirde arayabilecekleri bir danışma hattı kurdu.
Qatami, "Sisteme aşina olmayan yaşlıların daha fazla tacize maruz kalacağını düşünüyorum. Gençler haklarını arama konusunda daha girişkenler" diyor. (EÜ/BB)