ABD ve İngiltere’nin “Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılara yanıt olarak” Yemen'deki Husi hedeflerini vurmasına dört bir yandan tepkiler geliyor.
ABD ve İngiltere'ye ait savaş uçakları gece saatlerinde Yemen'in başkenti Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerinde bazı noktalara hava saldırısı düzenlemiş; Husiler bu saldırılarda 5 kişinin öldüğünü, 6 kişinin yaralandığını belirterek “Yemen’e karşı hiçbir saldırı cevapsız kalmayacak” demişti.
Husiler kimdir?
Rusya: Saldırılar gayrimeşru
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarını kınayarak “Uluslararası hukuka göre (saldırılar) bunlar gayrimeşru” dedi.
ABD’nin Yemen’deki Husiler aleyhine sunduğu ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kabul ettiği karar tasarısını eleştiren Peskov, “BMGK’nin 11 üyesi bunu kabul ederken Rusya dahil dört ülke çekimser kaldı. Biz çekimser kaldık çünkü saldıran ülkeler eylemlerine uluslararası hukuki zemin yaratmaya çalıştılar. Kabul edilen kararın saldırı hakkı tanımaması nedeniyle de bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı” diye konuştu.
Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarına ilişkin de Peskov, “Husilere defalarca bu tür uygulamalardan vazgeçmeleri çağrısında bulunduk ve bunların son derece yanlış olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarının "küresel barış ve güvenlik için tehdit oluşturduğunu" belirtti, "ABD ve müttefiklerinin sorumsuz eylemlerini şiddetle kınıyoruz" dedi.
Zaharova, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarıyla ilgili BMGK’nin acilen toplanmasını talep ettiklerini söyledi.
Çin’den taraflara itidal çağrısı
Pekin yönetimi, Kızıldeniz'deki gerilimin tırmanmasından endişe duyduklarını belirterek taraflara itidal çağrısında bulundu.
Çin merkezli televizyon kanalı CGTN’nin haberine göre, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning "Çin, Kızıldeniz'deki gerilimin artmasından endişe duyuyor. Çatışmaların büyümesini önlemek için ilgili tarafları sakin olmaya ve itidalli davranmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
İngiltere ve Hollanda’dan “meşru müdafaa” çıkışı
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Yemen'deki saldırılara ilişkin yaptığı yazılı açıklamada “Kızıldeniz'de ticari gemilere yönelik bir dizi tehlikeli ve istikrarı bozucu saldırı, İngiliz ve diğer uluslararası gemileri tehdit edip, bu önemli ticaret yolunda ciddi aksamalara ve ürün fiyatlarının artmasına neden oluyor” dedi.
Birleşik Krallık’ın “seyrüsefer özgürlüğünü ve ticaretin serbest akışını” savunacağını, Husi saldırılarının devam etmesine izin vermeyeceğini belirten Sunak, “Bu nedenle meşru müdafaa kapsamında sınırlı, gerekli ve orantılı adımlar attık” ifadelerini kullandı.
ABD ve İngiltere'nin askeri operasyonuna destek veren ülkelerden Hollanda da saldırıların "meşru müdafaa" kapsamında yapıldığını savundu.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte yaptığı açıklamada, “ABD-İngiliz harekâtı meşru müdafaa hakkına dayanmakta, serbest geçişi korumayı amaçlamakta ve gerilimi azaltmaya odaklanmaktadır. Denizci bir ülke olarak uzun bir geçmişe sahip olan Hollanda, serbest geçiş hakkına büyük önem vermekte ve bu hedefe yönelik operasyonu desteklemektedir” dedi.
Erdoğan: Orantısız güç kullanımı
ABD ve İngiltere’nin Yemen saldırılarına ilişkin resmi açıklama AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi.
İstanbul, Üsküdar’daki Hz. Ali Camii’nde cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, konuya ilişkin şunları kaydetti:
“Orantılı bir eylem söz konusu değil. Bu yapılanların hepsi de orantısız bir güç kullanımıdır. Bu orantısız güç kullanımını şu anda Amerika aynı şekilde İsrail Filistin'de de yapmakta. İran, tüm bunların karşısında kendini nasıl korur ona bakmakta. İngiltere zaten Amerika'yla beraber bu süreç içerisinde hep adımını atmıştır, atmaya devam ediyor. Şu anda Kızıldeniz'i malum bunlar bir kan gölüne çevirme hevesindeler. Yemen, Husilerle şu anda bütün güçlerini kullanmak suretiyle bölgede ister Amerika olsun ister İngiltere olsun onlara karşı gereken cevabı verdiğini vereceğini söylüyor. Bu konuda en ufak bir rehavete yer olmadığını da ifade ediyorlar. Şu anda değişik kanallardan değişik haberler alıyoruz. Husilerin gerek Amerika'ya karşı gerek İngiltere'ye karşı çok başarılı savunmalar yaptığını, başarılı cevaplar verdiğini farklı kanallardan alıyoruz.”
Tahran, saldırıları kınadı
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, "ABD ve İngiltere'nin, Yemen'in çeşitli şehirlerine düzenlediği askeri saldırıları şiddetle kınıyoruz" ifadesini kullandı.
İran'ın resmi haber ajansı IRNA’nın aktardığı yazılı açıklamaya göre, saldırıyı, “Yemen'in egemenliği ve toprak bütünlüğü ile uluslararası yasaların ihlali” olarak değerlendiren Kenani, şunları kaydetti:
“Bu keyfi saldırı, bölgede güvensizlik ve istikrarsızlığı körüklemekten başka bir işe yaramayacaktır. Uluslararası toplumdan, sorumlu tepki ve eylemlerle; bölgede savaş, istikrarsızlık ve güvensizliğin yayılmasının önüne geçmesini istiyoruz.”
Öte yandan İran’ın başkenti Tahran’da, ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik saldırıları protesto edildi. Başkentteki İmam Humeyni Cuma Mescidi'nde kılınan cuma namazının ardından yürüyüşe geçen İranlılar, Yemen’e destek mesajı verdi.
Suudi Arabistan ve Ürdün “endişeli”
Riyad ve Amman yönetimlerinden yapılan açıklamalarda, Kızıldeniz’deki gelişmelerin ve Yemen’e yönelik saldırıların “büyük endişeyle” takip edildiği belirtildi.
Suudi Arabistan’ın resmi haber ajansı SPA’nın aktardığına göre, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı “Kızıldeniz'de gerçekleştirilen askeri operasyonları ve Yemen'deki noktalara düzenlenen hava saldırılarını büyük endişeyle takip ediyoruz” dedi.
Riyad yönetimi, yaşanan olaylar ışığında itidal ve gerilimin tırmanmasından kaçınılması çağrısında bulundu.
Ürdün’ün resmi haber ajansı Petra'nın aktardığına göre, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise “Ürdün, Kızıldeniz'de yaşanan gelişmeleri ve bunun genel olarak bölgesel güvenliğe etkisini büyük bir endişeyle takip ediyor” ifadesi kullanıldı.
Irak: Yemen’in egemenliğinin ihlali
Irak Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklama ile ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik saldırıları kınadı.
Açıklamada, "Uluslararası sularda seyrüsefer özgürlüğünün korunmasının gerekliliğini teyit ederken, Yemen'e ve onun egemenliğine yönelik saldırıyı da kınıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Saldırı alanının genişletilmesinin soruna çözüm olmayacağı belirtilen açıklamada, bunun savaşın kapsamının genişletilmesine yol açacağı kaydedildi.
Açıklamada, BMGK’ye "sorumluluğunu yerine getirerek Gazze Şeridi'nde Filistinlilere karşı yürütülen saldırgan ve acımasız savaşı durdurmaya yönelik bir karar alınması" çağrısında bulunuldu.
Hizbullah: Saldırılar Yemen’i zayıflatmayacak
Lübnan'daki Hizbullah Hareketi, Yemen’e yönelik saldırıları “şiddetle” kınadı.
Hizbullah yaptığı yazılı açıklamada, Husilerin “tüm gücü ve imkanlarıyla” İsrail saldırısı altındaki Filistin halkının yanında olduğunu belirtti.
Yemen'in egemenlik ve güvenliğini tehdit eden ABD-İngiltere saldırısına tepki gösteren Hizbullah, “ABD bu saldırı ile bir kez daha İsrail'in Gazze ve bölgede işlediği katliamın ve yaşanan trajedinin ortağı olduğunu kanıtladı” dedi.
Yemen liderliğini, halkını ve ordu güçlerini selamlayan Hizbullah, “Bu saldırganlık Yemen’i zayıflatmayacak, aksine onunla yüzleşme ve kendilerini savunma kararlılığını artıracak” ifadesini kullandı.
Filistinli direniş gruplarından saldırılara tepki
Hamas, İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ABD ve İngiltere’nin Yemen'e düzenlediği saldırıları kınadı.
Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, saldırıların, “İsrail işgalini korumak, Filistin halkına ve tüm Arap coğrafyasına karşı işlenen suçları örtbas etmek adına Amerikan ve İngiliz militarizmine tanık olan bölgenin güvenliğine karşı tehdit içerdiği” ifade edildi.
Yemen'e yönelik saldırıları, “İsrail iradesinin tesiri altında hesaplanmış bir eylem” olarak nitelendiren Hamas, “Bunun yansımalarından Washington ve Londra sorumlu. Siyonist işgale son verilmedikçe bölge güvenlik ve istikrara kavuşamayacak” dedi.
Hamas, ABD ve İngiltere'ye "sömürgeci politikalarını gözden geçirmeleri, İsrail'in işlediği suçlar karşısında kayıtsız kalmayacak ülkelerin ve Arap halklarının çıkarlarına saygı duymaları" çağrısında bulundu.
İslami Cihad'dan yapılan açıklamada ise saldırıların "Batılı sömürge ülkelerinin Filistin'deki askeri kışlaları için sağladığı askeri koruma bağlamında" düzenlendiği belirtildi.
“Saldırılar, Gazze'de Filistin halkına karşı soykırım savaşı yürütenin ABD yönetimi olduğunu doğruluyor. Ancak sonunda galip gelen Filistin direnişi olacak” diyen İslami Cihad, Arap ve İslam ülkelerine "Filistin'deki kutsal değerleri ve Gazze'yi müdafaa eden Yemen'e yönelik bu saldırıya karşı harekete geçmeleri" çağrısı yaptı.
FHKC de Yemen’e yönelik saldırıları şiddetle kınadı, “Bu saldırı sadece Yemen halkına değil, Filistin'e, tüm Arap halkına ve dünyanın tüm özgür halklarına karşı yapılmıştır” dedi.
Açıklamada ayrıca, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların başından bu yana Filistin direnişine verdikleri destek nedeniyle Yemen halkı ve güçleri selamlandı.
“Asıl hedef Kızıldeniz'deki deniz ulaşımını korumak değil, Siyonist oluşumun güvenliğini sağlamak” diyen FHKC, Bahreyn yönetiminin ABD ve İngiltere saldırılarına destek vermesini “ihanet” olarak nitelendirerek “bedelini ödeyeceklerini” vurguladı.
Kaynak: AA, IRNA, Euronews, BBC Türkçe, CGTN, El-Menar
(VC)