ABD hükümetinin tutumu kasıtlı
40 üzerinde farklı uyruktan 600'den fazla kişinin Küba'daki Guantanamo Körfezi'ndeki ABD Deniz Kuvvetleri Üssü'nde tutulduğunu hatırlatan UAÖ, ABD'nin böylece tutukluları ABD mahkemelerinden etkin biçimde uzak tuttuğunu vurguladı:
"Çünkü ABD hukuku, Anayasanın federal hükümetin ABD dışında yabancı uyruklarla ilgili fiillerine uygulanabilirliğini kısıtlamaktadır."
Sınırsız gözaltı
Guantanamo Deniz Üssü'ndeki tutukluların avukatlarıyla, akrabalarıyla görüştürülmeden, mahkemelere çıkarılmadan bir yıldan fazla süredir orada tutulduğunu, "sınırsız gözaltı" durumu yaşadıklarını vurgulayan örgüt, tutukluların haklarını hatırlattı:
"Her tutuklunun gözaltında bulunmasının yasal olup olmadığını bir hukuk mahkemesinde kontrol etme hakkı, uluslararası hukukun temel ilkelerinden biridir. Bu tutukluları hukuki bir kara deliğe sıkıştırarak ABD yönetimi keyfi, karşı konamaz gözaltının kabul edildiği bir dünyayı desteklemektedir."
Uluslararası hukuk kuralları
"ABD hükümetinin kendi yurttaşlarına bir başka ülkede benzer muamele yapılmasını hoşgörmeyeceğine şüphe yok" diyen örgüt, ABD hükümetinin "uluslar arası insan hakları standartları ve hukukun üstünlüğüne bağlılığı" taahhütlerini hatırlattı:
* ABD'nin 1992 yılında taraf olduğu Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin şartlarını da içeren uluslar arası hukuk, taraf devletin yargı yetkisinde olan kişiler için ülke sınırları dışında olsalar bile geçerlidir.
* Ancak, ABD Columbia Bölgesi Temyiz Mahkemesi, tutukluların gözaltına alınmalarının hukukiliğini, Guantanamo Körfezi'nin Küba'nın egemenliğinde olduğu ve bu nedenle tutukluların ABD Anayasası'nın koruması altında olmadığı gerekçesiyle, ABD federal mahkemelerinde sorgulanamayacağı kararını verdi.
* ABD hükümetinin 11 Eylül 2001'den beri defalarca tekrarladığı uluslar arası insan hakları standartları ve hukukun üstünlüğüne bağlılığını azaltmayacağı iddialarını hatırlatıyoruz. Bu sözler, Guantanamo'da tutulan kişilere temel hakları tanınmadığı için her gün biraz daha anlamsızlaşıyor.
Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nden
Nisan 2002'de ABD hükümetine gönderilen 61 sayfalık memorandumda altı çizilen noktalardan bazıları şunlardı:
* Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin (UMSHS) Madde 2(1)'i şöyle der: "Bu Sözleşmeye taraf her devlet, kendi ülkesinde ve yargı yetkisi içinde bulunan tüm bireylere ırk, renk, cinsiyet, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, doğuş ya da başka statü gibi herhangi bir ayrım gözetmeksizin bu Sözleşmede tanınan hakları sağlamayı ve bu haklara saygı göstermeyi üstlenir"; buna ulusal köken dahildir.
UMSHS tarafından kurulan ve sözleşmenin uygulanmasını denetleyen uzman kurum olan İnsan Hakları Komitesi, Sözleşmenin taraf devletin kontrolü altında bulunmayan yerler için de geçerli olduğunu net olarak belirtmiştir.
* UMSHS Madde 9(4): "Yakalanarak ya da tutuklanarak özürlüğünden yoksun bırakılmış olan bir kimsenin tutuklanmasının yasallığı konusunda gecikmeksizin karar verilmesini ya da yasal değilse salıverilmesi için mahkeme önüne çıkarılmasını isteme hakkı vardır" der. İnsan Hakları Komitesi bu "önemli garantinin... yakalama ya da tutuklama yoluyla özgürlüğünden yoksun bırakılmış herkes için geçerli olduğunun" altını çizmiştir.
Aslında, Komite bu hakkın, devlet olağanüstü hal durumunda olsa bile azaltılamayacağını ifade etmiştir.ABD 1992 yılında Sözleşme'yi onaylarken, "ABD, Sözleşmeye Taraf Devletlerin, sözleşmeyle kabul edilmiş ve koruma altına alınmış hakların kullanılmasına mümkün olduğunca herhangi bir kısıtlama ya da sınırlama getirmekten kaçınması gerektiğine inanmaktadır" demiştir.
* UAÖ, ne Memorandum'a ne de daha sonra gönderdiği çok sayıda yazışmaya hiçbir yanıt alamamıştır. Ayrıca Guantanamo'da tutulanları ve onları denetleyen görevlileri ziyaret taleplerine de yanıt veya onay alamamıştır.(BB/NK)