ABD vatandaşlarına koruma
"Uluslar arası Ceza Mahkemesi: ABD'nin Uluslararası Adalete Karşı Yürüttüğü Kampanyaya 'Hayır'" başlıklı raporda UAÖ, ABD'nin hükümetlere kabul ettirmeye çalıştığı anlaşmanın niteliğini açıkladı:
"ABD, hükümetlerle görüşerek ABD yurttaşlarını UCM'ye teslim etmemeleri için anlaşma imzalamaları konusunda baskı yapıyor. Bazılarını, ABD askeri yardımını geri çekmekle tehdit ediyor. İsrail, Doğu Timur, Romanya ve Tacikistan bu tip ikili anlaşmaları imzaladı bile."
Amaç UCM'yi zayıflatmak
UAÖ, hükümetlerden "soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar ya da savaş suçlarıyla itham edilen ABD vatandaşlarının cezalandırılmamasını" sağlayacak bu anlaşmaları imzalamamasını istedi:
"Bu anlaşmalar, insanlığın bildiği en korkunç suçlarla ilgili cezasızlığı sona erdirmek için oluşturulan UCM'yi zayıflatmayı amaçlamaktadır."
ABD ile bir cezasızlık anlaşmasına giren devletlerin uluslar arası hukuka karşı yükümlülüklerini ihlal edeceğini vurgulayan raporda, "Yarın 15 Avrupa Birliği (AB) üyesinin hukuk danışmanları toplandığında, üye devletlere bu ikili anlaşmaları reddetmelerini söyleyerek bu kampanyayı durdurmakta başı çekmelidir" denildi.
"ABD'nin cezasızlık anlaşmalarının uluslar arası hukuka uygun olduğuna dair iddiasının hiçbir dayanağı yoktur. Gerçekte bu anlaşmalar, sözü edilen suçlarla itham edilen kişilerin adalet önüne çıkarılmasını sağlamak için konmuş şartları manipüle etmeyi amaçlıyor."
Uluslar arası Ceza Mahkemesi
UAÖ'nün raporunda, konuyla ilgili şu bilgiler yer aldı:
* UCM Roma Tüzüğü 1 Temmuz 2002'de yürürlüğe girdi. 30 Ağustos 2002 itibariyle 78 devlet katılmış, 139 devlet ise imzalamış bulunuyor. UCM soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçlarıyla suçlanan kişileri, ulusal mahkemelerin bunu yapmak istememesi veya yapamaması durumunda, soruşturulması ve kovuşturulması için kurulma sürecinde. 2003'ün ilk yarısında tam olarak faaliyete geçmesi bekleniyor.
* UCM'nin kurulmasına aktif olarak itiraz eden tek ülke ABD olmuştur. Temmuz 1998'de Roma Tüzüğünün kabul edilmesinden bu yana, ABD yurttaşlarının mahkemenin yargı yetkisinden muaf olması için uğraştı.
* UAÖ, diğer sivil toplum kuruluşları ve hükümetler, ABD'nin kendi yurttaşlarına karşı mahkemenin siyasi güdümlü kovuşturma yapması için kullanılabileceğine dair korkusunun hiçbir temeli olmadığını defalarca göstermişlerdir; çünkü Roma Tüzüğü yeterince koruyucu önlem ve adil yargı garantileri içermektedir.
* Roma Tüzüğünü onaylamış olan devletler UCM'nin soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçlarıyla suçlanan kişilerin yakalanması ve teslim edilmesi taleplerine uymakla yükümlüdür. ABD ile bir cezasızlık anlaşması imzalamak tüzük uyarınca devletin yükümlülüğüne karşıdır ve ana amacı uluslararası hukuktaki en kötü suçların cezasız kalmaması olan tüzüğe aykırıdır.
* Roma Tüzüğünü imzalamış devletler uluslararası hukuka göre, Roma Tüzüğünü zayıflatacak hiçbir adım atmamakla yükümlüdürler. ABD ile bir cezasızlık anlaşması imzalamak tüzüğün amaç ve hedefine açıkça karşıdır.
* Roma Tüzüğünü onaylamış, imzalamış veya imzalamamış olmasına bakılmaksızın, ABD ile cezasızlık anlaşması imzalayan veya UCM tarafından suçlanan kişileri yakalamayı ve teslim etmeyi reddeden tüm devletler, soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçlarından sorumlu olanların adalet önüne getirilmesiyle ilgili uluslararası hukuka karşı yükümlülüklerini ihlal edebilirler. (BB)
* "International Criminal Court: The US efforts to obtain impunity for genocide, crimes against humanity and war crimes" başlıklı raporun İngilizcesi için www.amnesty.org/icc adresini ziyaret edebilirsiniz.