İsrail kamu yayıncısı Kan, Beyaz Saray üst düzey yetkililerinin İsrailli mevkidaşlarına Başkan Trump'ın Suriye'deki ABD askeri varlığını azaltma planı konusunda bilgi verdiğini açıkladı.
Haberde, böyle bir adımın İsrail için, özellikle İran destekli güçlerin ve milislerin faaliyet gösterdiği güney Suriye'de büyük güvenlik açıkları yaratabileceği vurgulandı.
Pentagon, Aralık'ta ABD'nin Suriye'de, öncelikle kuzeydoğu ve diğer önemli stratejik bölgeler başta olmak üzere yaklaşık 2.000 askerinin konuşlandırıldığını ve geri çekilmenin söz konusu olmadığını duyurmuştu. Ancak bu tarihte Joe Biden henüz Beyaz Sarayı boşaltmamıştı.
SAVUNMA BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ AÇIKLADI
ABD: "Suriye'de 2 bin askerimiz var, ve çekilmemiz söz konusu değil"
İsrail kamuoyundaki yaygın kanaate göre, ABD'nin Suriye'den çekilmesi, savaştan zarar görmüş ülkedeki güç dengesini yeniden şekillendirebilir ve hem İsrail hem de Batı'nın çıkarlarını zedeleyebilir.
Trump asker çekmeyi Türkiye'deki durumla ilişkilendirmişti
Trump 8 Ocak'ta yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken Suriye'deki yaklaşık 2 bin Amerikan askerini geri çekip çekmeyeceğine ilişkin soruya "Bunu size söylemeyeceğim çünkü bu bir askeri stratejinin parçası. Ancak şunu söyleyebilirim ki, bu Türkiye ile ilgili bir durum" demişti.
ABD-SURİYE-TÜRKİYE-KÜRTLER ÜZERİNE
Trump: "Erdoğan adamlarını gönderdi ve Suriye'de iktidara el koydu"
İsrail Savunma Bakanı: "Golan tepelerinden çekilmeyeceğiz"
Bu arada, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, yakın zamanda İsrail güçleri tarafından işgal edilen Suriye'deki stratejik bir yer olan Mount Hermon'u ziyaret etti ve burada İsrail'in bölgedeki askeri varlığını yeniden teyit etti. “Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinde, buradan Süveyda-Şam eksenine kadar düşman güçlerin bir dayanak noktası oluşturmasına izin vermeyeceğiz. Herhangi bir tehdide karşı harekete geçeceğiz,” diye açıkladı Katz.
Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından İsrail, Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişleterek Aralık ayında Hermon Dağı'ndaki silahsızlandırılmış bölgeyi ele geçirdi. Bu, İsrail politikasında önemli bir değişime işaret ediyordu çünkü bölge, Suriye ve İsrail arasındaki 1974 Güçlerin Ayrılması Anlaşması'ndan bu yana tarafsız bir tampon bölgeydi.
8 Aralık'ta, Şam'da iktidar el değiştiriken İsrail güçleri Suriye genelinde askeri tesisleri, silah stoklarını ve altyapıyı hedef alan yaygın hava saldırıları başlattı. Saldırılar, uluslararası kuruluşlar tarafından Suriye egemenliğinin ihlali olarak kınandı ve Birleşmiş Milletler ile Arap devletlerinden eleştiri aldı.
1973 SAVAŞI SONRASI EN BÜYÜK SALDIRI
İsrail, Suriye Ordusu'ndan geriye kalan ne varsa yok ediyor
İsrail ayrıca 1974 ayrılma anlaşmasını geçersiz ilan etti ve Golan Tepeleri'nin silahsızlandırılmış bölgesine asker konuşlandırarak bölgedeki gerginliği daha da tırmandırdı. Bu hamle, İsrail'in güvenlik tehditleri bahanesiyle Suriye'deki ek topraklar üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırdığı yönündeki endişeleri körükledi.
Süleymaniye'den yayın yapan Channel 8 TV kanalı, ABD Suriye'den çekilmeye devam ederse, İran destekli milislerin ve aşırılıkçı grupların nüfuzlarını genişletmelerine olanak tanıyan bir güç boşluğu yaratabileceği yorumu yaptı. Kanala göre bu gelişme ayrıca İsrail'in güvenlik tamponunu zayıflatarak Suriye'de faaliyet gösteren Hizbullah ve İran güçlerini kontrol altına almayı zorlaştırabilir. Ayrıca, bölgesel dinamikleri değiştirebilir ve potansiyel olarak Suriye'de Rusya ve Türkiye'nin daha fazla dahil olmasına yol açabilir.
Şimdilik Tel Aviv durumu yakından izlerken, İsrailli yetkililer Trump'ın Orta Doğu'daki stratejik değişimine yanıt olarak seçeneklerini değerlendiriyor. Washington'dan henüz resmi bir onay gelmemesiyle, İsrail güvenlik ortamındaki olası değişikliklere hazırlanırken yüksek alarmda kalmaya devam ediyor.
(AEK)
