Avrupa Sayıştayı (ECA) Türkiye'deki mültecilere yönelik milyarlarca dolarlık yardımın sürdürülebilir olmadığını açıkladı.
Merkezi Lüksemburg'da olan ECA Çarşamba günü yayınladığı raporda AB tarafından finanse edilen projelerin finansman süresi dolduktan sonra da devam edip etmeyeceğinin belli olmadığını saptadı. Mültecilere yönelik eğitim önlemleri gerçekleştirilmiş ve iş kurmaları konusunda destek sağlanmış olsa da, daha sonra çalışan veya girişimci olarak kaydettrikleri ilerlemenin takibinin yapılmadığı belirlendi.
Ayrıca denetçiler, mülteciler için inşa edilen yeni okullarda verilen eğitimin, eğitim alanlar üzerinde nasıl bir etki yarattığını ölçmek ve değerlendirmek üzere Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yeterli veri elde edemediklarini açıkladılar.
Sağlanan fonlarla ne yapılması gerekiyor?
AB ile Türkiye arasında 2016'da imzalanan göç anlaşmasından sağlanan para, Türkiye'deki 4 milyondan fazla kayıtlı mültecinin bir bölümüne harcamaları için nakit ödeme kartı sağlamak, eğitim ve sağlık koşullarını iyileştirmek, topluma daha iyi entegre olmalarına yardımcı olmak ve Suriye'deki savaştan kaçanların ihtiyaç duyabileceği tesisler inşa etmek için kullanılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı parayı
alıyor, bilgiyi vermiyor
euronews'un haberine göre, Avrupa Sayıştayı (ECA) geçen yıl paranın etkili bir şekilde kullanılıp kullanılmadığına ilişkin takibinde, Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın AB projelerinin ne gibi etkileri olduğunu değerlendirmelerine olanak sağlayacak bilgiler vermeyi reddettiğini bildirdi.
"Veri olmadan ölçüm yapamayız"
AB Sayıştayı üyesi Bettina Jakobsen gazetecilere verdiği demeçte, “Avrupa vatandaşlarının AB'nin finanse ettiği çeşitli kalkınma ve insani yardım projelerinden bazı sonuçların geldiğini görmek istediklerinden oldukça eminim.” dedi.
Jakobsen, veriler olmadan AB tarafından imzalanan eğitim projelerinin “etkisini veya sürdürülebilirliğini ölçme konusunda bir sonuca varmalarının mümkün olmadığını" da sözlerine ekledi.
"'Bizde veri yok' dediler"
AB'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'na göre, “Türkiye'deki mültecilerin kaliteli kapsayıcı eğitimini desteklemek” için en az 530 milyon avro tahsis edilmişti. Bu para öğretmen maaşlarını ve eğitim ekipmanı, Türkçe dili ve öğretmen eğitimi, danışmanlık ve diğer rehberlik hizmetlerinin karşılanmasını amaçlıyordu.
ECA denetçileri, AB desteği alan okulların listesini ve okullara devam eden mülteci öğrencilerin sayısına ve ayrıca eğitim almayan çocukların okul sistemine yeniden entegre edilip edilmediğine ve sınav geçme oranlarına ilişkin bilgilere ulaşmak istiyor.
Denetçilerin Milli Eğitim bakanlığından bilgi almasını neyin engellediğine ilişkin olarak Associated Press ajansının yönelttiği soruya bir AB denetçisi, “Sadece verilere sahip olmadıklarını iddia ettiler.” yanıtını verdi.
AB Sayıştayı'nın düzenlemeleri gereğince adı açıklanmayan denetçi, “Verilerin normalde var olması gerektiğini biliyoruz." dedi ancak verilerin neden kendilerine verilmek istenmediğini tahmin etmenin işleri olmadığını söyledi.
Bir başka Sayıştay yetkilisi deTürk yetkililerin denetçilerle işbirliği yapmalarının oldukça ender görülen bir şey olduğunu dile getirdi.
Komisyon bilgi taleplerinden sonuç alamadı
Genel olarak, koronavirüs salgınının yarattığı sıkıntılar, Şubat 2023'te Türkiye ve Suriye'yi vuran büyük depremler ve Türkiye'deki yüksek enflasyonu göz önünde tutan denetçiler AB finansman paketiyle Türkiye'deki “mültecilere ve ev sahibi topluluklara destek sağlandığını” tespit ettiler.
Bununla birlikte Jakobsen, denetçilerin “komisyonun proje bütçelerinin değerlendirilmesinde zayıflıklar bulduklarını” belirtti ve AB'nin yürütme organının “proje maliyetlerinin makul olup olmadığını sistematik olarak değerlendirmediğini veya farklı projeler arasındaki benzer maliyetleri karşılaştırmadığını” ifade etti.
AB parasının usulüne uygun bir şekilde harcanmasını sağlamakla sorumlu komisyonun denetçileri ve yetkilileri, bilgi edinmek için ortak ve bireysel başvurularından bir sonuç alamadılar.
Denetçiler, AB fonlarından yararlanan bazı okul ve hastaneleri ziyaret edebildiler. Tesislerin mülteciler ve Türk öğrencilerce kullanıldığını ve öğretmenlerin görevlerinin başında olduğunu belirlediler.
AB-Türkiye Göç Anlaşması nedir?
AB liderleri ile Türkiye arasında 2016 yılında imzalanan göç anlaşmasına göre AB, Suriye'den gelen göçmenlerle başa çıkmasına yardımcı olmak için Türkiye'ye en az 6 milyar euro sağlamayı taahhüt etti. Türkiye ise karşılığında Avrupa'ya göçmenlerin Türkiye'den çıkarak Avrupa'ya geçmesini durdurma sözü verdi.
Mart 2016'da, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bir ay sonra, Türkiye hükümeti Kasım 2015'te günde yaklaşık 6 bin olan yasadışı yollardan Yunanistan'a geçen göçmen sayısının 130'a düştüğünü bildirdi.
AB liderleri 2021'de Türkiye'deki mültecilere 3 milyar euro daha göndermeyi planladıklarını açıkladılar. Avrupa'da büyük bir başarı olarak görülen anlaşma, Tunus ve Mısır ile daha sonra imzalanan daha ayrıntılı anlaşmaların prototipi görevi gördü.
AB Sayıştayı, raporunda finanse edilen projelerin planlanandan daha yavaş ilerlemesini de eleştirdi. Daha sıkı inşaat düzenlemeleri, korona salgını ve artan enflasyon nedeniyle geliştirme projeleri ertelendi. 2023 yılında Türkiye'de yaşanacak depremlerin de projeler üzerinde önemli bir etkisi oldu.
Lüksemburg'daki Sayıştay, AB Komisyonu'nun, diğer konuların yanı sıra, Türk makamlarından, sağlanan başarıları değerlendirmek amacıyla mülteciler ve ev sahibi topluluklara ilişkin eğitim verileri alınmasını tavsiye ediyor. Ayrıca projelerin etki ölçümünün iyileştirilmesini istiyor.
ECA'ya göre şu anda Türkiye'de 4 milyondan fazla kayıtlı mülteci yaşıyor ve toplam nüfus 87 milyon civarında. Bunlardan 3,2 milyonu Suriye kökenli, 320 binden fazlası ise Afganistan, Irak ve İran'dan geliyor.