Tortop, bugün Zaman gazetesinde yayımlanan demecinde toplam 1.1 milyar Euro olacağı öngörülen yardımların alınabilmesi için "özellikle kamu kuruluşlarının seri şekilde proje üretmesi gerektiği" üzerinde duruyordu.
Kadro sıkıntısı mazeret değil
bianet'in görüşlerine başvurduğu aynı birimden İhale Yöneticisi Abdullah Çalışkan da "şu ana kadar kapasitenin yüzde yirmisi kadar hibe kullanıldığını" belirtti. Çalışkan'a göre "kamu kuruluşlarının uzman kadro sıkıntısı bir mazeret olamaz." Proje Üretme Desteği ile kamu kuruluşlarının proje üretme aşamasında maddi külfetten kurtarıldığını ve uzmanlarla çalışmaya teşvik edildiğini aktaran Çalışkan "Bu bir sahiplenme problemi, insanlar bu projelere sahip çıkmalı" dedi.
Çalışkan, çerçeveleri çeşitli makamlarca ihtiyaç doğrultusunda belirlenen projelerin içeriklerinin insiyatif sahiplerinin "hayal gücü ve yaratıcılığıyla" sınırlı olduğunu belirtti. Projelerin "AB müktesebatına uyum ve standartlarını yakalama hedefleriyle tutarlı olması" ve sahiplerinin kar amacı gütmemesi finanse edilebilmesinde en önemli iki unsur.
En becerikli İŞKUR
İŞKUR'un Aktif İşgücü Programları Projesi bu kapsamda bin 500 aday arasından 190 projeye toplam 32 milyon Euro kaynak sağlayarak son dönemdeki en büyük hacimli hibe transferini gerçekleştirdi. Projelerin amacı kadın, işsiz ve vasıfsızların istihdam edilebilirliğini arttırmak. Bu bağlamda maddi yardım almaya hak kazananlar hedef gruplarına iş eğitimi vererek işsizliğin azaltılması için çaba sarf edecekler.
Kamu kuruluşlarının yanı sıra Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ'ler) de ürettikleri projeler doğrultusunda maddi yardım görmesinin mümkün olduğunu belirten Çalışkan bu durumda da üretilen fikirlerin "yapısal reformlara yönelik olması" gerektiği üzerinde durdu. AB'den gelecek hibeler KOBİ'ler tarafından rekabet güçlerini artırarak AB yolunda Türkiye'nin ekonomik yapısını sağlamlaştırmak amacıyla kullanılabilecek.
"Kamu kuruluşları proje üretmeye müsait değil"
Öte yandan Çevre Bakanlığı eski müsteşarlarından Doç. Dr. Firuz Yaşamış da bianet'e sorunun kaynağının "bakanlık ve belediyelerin yapıları itibariyle proje üretmeye müsait olmamaları" olduğunu söyledi.
Proje üretmenin danışmanlık kuruluşlarının işi olduğuna dikkat çeken Yaşamış, "Esas olan yapanların kar amacı gütmemesi değil işin mümkün olan en uygun fiyata ehlince yapılması," diyerek proje sahiplerinde aranan kar amacı gütmeme ölçütünün de yerindeliğini sorguluyor.
Bütün iyi niyete ve hibelere karşın AB yolunda Türkiye'ye ciddi kazanımlar getirecek projeler görmekte güçlük çektiğini dile getiren Yaşamış'a göre, "esas sorunun AB'den ne kadar yardım alındığı değil bunun nerelerde, ne kadar verimlilikle kullanılıyor olduğu."(OA/EK)