* Fotoğraf: bianet
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, küresel iklim krizine karşı, tüm üye ülkelerin 2050’ye kadar sera gazı emisyonlarını net olarak sıfıra indirme kararı aldı.
Buna göre, söz konusu ülkeler hem sera gazı emisyonlarını azaltacaklar hem de yapabilecekleri zorunlu emisyonlara karşılık ormanlar gibi bir yutak alan veya başka yutak teknolojileri geliştirecekler.
Yeşil Gazete’den Ahmet Soysal’ın haberine göre, AB Komisyonu tarafından hazırlanan bu planın Haziran 2020’de AB zirvesinde onaylanması ve tüm grup ülkeleri için bağlayıcı hale gelmesi umuluyor. Ancak bu noktada ciddi tereddütler var.
Onay aşamasında bazı ülkelerin AB Komisyonu tarafından hazırlanan taslakta değişiklikler talep edebileceği ve komisyona vetosuz yetki devri yapmak istemeyecekleri, hatta fosil yakıtlara bağlı enerji politikalarını sürdüren Polonya gibi ülkelerin antlaşma metnini tamamen veto edebileceği de ihtimaller arasında.
Avrupa Yeşil Antlaşması’na eklenecek
Yeni plan AB liderlerinden onay alırsa süreç şu şekilde işleyecek:
* Karar, Aralık 2019’da komisyon başkanı olarak göreve başlayan Ursula von der Leyen tarafından açıklanan ve bir dizi çevre politikaları belgelerinden oluşan Avrupa Yeşil Antlaşması’na* eklenecek.
* Plana göre AB sera gazı emisyonlarını azaltmak için önümüzdeki on yıl için 1 trilyon euroluk bir bütçe ayırmayı planlıyor. Birlik bu bütçe ile ilk adımda 2030’da sera gazı emisyonlarını 1990 yılı referans yıl olarak alındığında yüzde 50-55 azaltılacak.
Komisyon tarafından yayınlanan tasarı taslağında bu hedeflere ulaşılması için yıldan yıla yapılması gerekenler ve tamamlanacağı tarihler ayrıntılı olarak yer almıyor.
İklim aktivistleri “uzak hedefler” istemiyor
İklim aktivisti gruplar ise planın yeterince güçlü olmadığı görüşünde.
Gruplar artık kaybedecek zaman olmadığını belirterek, uzak hedefler koymak yerine yaşadığımız yıldan itibaren her yıl hatta her ay için somut hedefler konarak ciddi adımlarla ilerlenmesine ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.
AB toplam gazın yüzde 10’undan sorumlu
2019 itibariyle dünyadaki toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 27’sinden Çin, yüzde 16’sından ABD, yüzde 10’nundan ise AB ülkeleri sorumlu. Kişi başı sera gazı emisyonları hesaplandığında ise yıllık 9 tonu aşkın sera gazı emisyonları ile AB vatandaşları, kişi başı 23 ton civarında sera gazı emisyonu olan ABD’den ve 20 ton civarında emisyonu olan Kanada’dan sonra üçüncü sıraya oturuyor.
Diğer yandan ise Çin, Hindistan gibi ülkelerin devasa sera gazı emisyonları, genelde AB ülkelerine yaptıkları “lüks tüketim malı” ihracatından kaynaklanıyor. Bir başka anlatımla AB ülkelerinin “küresel iklim değişikliğindeki paylarını” kaldırabilmeleri için sadece ülkelerindeki sera gazı emisyonlarını önlemeleri yetmiyor, lüks tüketim malı ithalatlarını da ortadan kaldırmaları gerekiyor.
Sera gazı salınımı nedir?
Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs) gibi sera gazlarının atmosfere verilen miktarına sera gazı emisyonu deniyor.
Atmosferdeki ısıyı tutan ve hapseden sera gazları, atmosferdeki sıcaklığı artırırlar ve sera gazı etkisi ile küresel ısınmaya ve dolayısıyla iklim değişikliğine neden oluyorlar.
TIKLAYIN - Atmosferdeki Karbondioksit Oranı 140 Yılda % 42 Arttı
Sera gazı miktarının atmosferde artmasının iki yolu var. Bunlardan birincisi insan faaliyetlerinin etkisiyle olur. Sera gazı emisyonlarının başlıca insan faaliyeti kaynakları: fosil yakıt kullanımı, ormanların kıyımı, sentetik gübre kullanımı, endüstriyel prosesler ve hayvancılık. (TP)
* Avrupa Yeşil Antlaşması, temiz, dönüşümlü bir ekonomiye geçerek, iklim değişikliğini durdurarak, biyolojik çeşitlilik kaybını geriye çevirerek ve kirliliği azaltarak kaynakların verimli kullanımını artırmak için eylemler içeren bir yol haritası sunuyordu.