Bu bir kitap adı. Aksu Bora ve Asena Günal'ın derlediği bu kitapta, Diyarbakır'dan Antalya'dan Ankara'dan, İstanbul'dan çeşitli gruplar içinde yer alan feminist kadınların yazıları yer alıyor. 90'lı yıllarda feministlerin neler yaptığına, neler yaşadığına, hangi sorunlarına işaret ettiğine tanık oluyoruz. Feministlerin daha çok kendi tanımlı işlerini yaptığı, gençlerin harekete yeterince ilgi göstermediği, belki heyecanın azaldığı ama kalıcı yapıların oluştuğu bir dönem 90'lı yıllar... 90'lı yılları tartışmaya başlamak boynumuzun borcu.
Filiz Koçali
"Türkiye'de feminist hareketin son yirmi yılı, üzerinde çok konuşulan ama az yazılan bir dönem olarak duruyor. 80'lere ilişkin az sayıda yazılı belge ve çokça efsane var, 90'lar ise daha çok herkesin kendi durduğu yer kadarını bildiği, bilebildiği bir zaman dilimi oldu."
Bu saptama Aksu Bora ve Asena Günal'a ait. 8 Mart 2002'de İletişim Yayınları'ndan çıkan 90'larda Türkiye'de Feminizm isimli kitap için çeşitli çevrelerde yer alan kadınların yazılarını derleyen Aksu Bora ve Asena Günal, başka saptamalarda da bulunuyorlar:
. 1989'da 1. Feminist Haftasonu ve 1. Kadın Kurultayı'ndan sonra, keşif, coşku ve heyecanın azaldığı, politik ve ideolojik sorunlarla yüzleşmenin, kalıcı yapılar kurmaya çalışmanın ağırlık kazandığı bir dönem oldu.
. 1990'ların bir başka özelliği de, 80'lerde feminist hareketin parçası olmamış kadınların, Kürt hareketi ve İslami hareketle ilişki içinde feminist talepler geiştirmeleri ve bu talepler etrafında örgütlenmeleriydi.
. 1990'larda feminizm, büyük şehir hareketi olmaktan önemli ölçüde çıktı. Kadınlar, bu derlemede kuruluş hikayeleri anlatılan Diyarbakır ve Antalya dışında, Adana, Mersin, Gaziantep, Samsun ve Eskişehir'de de örgütlendiler.
"Öteki" kadınlarla temas
Aksu Bora ve Asena Günal'ın bir başka değindikleri konu da "proje feminizmi". Son yıllarda sıkça dile getirilen projeler, kitapta yer alan yazılarda da önemli bir yer tutmuş. Projelerde çalışan kimi kadınlar, kurumsallaşmak için projelerin gerekli olduğunu dile getirirken, sorunlarına da işaret etmişler. Aksu Bora ve Asena Günal da projelerin yararlarını ve sorunlarını şöyle dile getiriyorlar: "Proje feminizmi olarak adlandırılan tarz, 90'larda bütün dünyada büyük yaygınlık kazandı. politik hedeflerin teknik amaçlarına, militanlığın "aktivistliğe" dönüştüğü bu tarz, çeşitli açılardan eleştirildi. Bizce de proje feminizmi, feminist hareketin önündeki en önemli sorun alanlarından biri olarak duruyor. Ancak teslim etmek gerekir ki, orta sınıftan, eğitimli ve kentli kadınlardan oluşan feminist hareketin yaygınlaşması, "öteki" kadınlarla temas noktları bulabilmesi de büyük ölçüde, projeler aracılığıyla gerçekleşti. Proje feminizmi yaygınlaşmayı kolaylaştırırken, 90'larda feminist hareketin politik içeriğinin "seyrelmesi"nin nedenlerinden de biri oldu. 80'lerin coşkulu tartışma ortamı yerini kendi gündemleriyle (projeleriyle) uğraşan, birbirinden kopuk gruplara bıraktı."
"Yaşlanma"
Kitabı derleyenler, hareketin giderek "yaşlandığı" saptamasını da yapıyorlar. Ancak 1990'larda üniversitelerde kadın çalışmaları bölümlerinin genç kadınların feminizmle temasa geçtikleri bir alan olarak ortaya çıktığını, ayrıca bu alanın bir olanak olduğunu söylüyorlar: "Olanak, çünkü cinsiyetin temel toplumsal kategorilerden biri olarak her türlü bilgi üretme çabasına dahil edilmesi, buralarnda verilen emekle, verilen mücadele ile mümkün olabilir." Ancak, bu alanın aynı zamanda bir sorun alanı olduğuna, bu merkezlerin de resmi ideolojinin temsilcisi ve tahkimcisi haline gelmesinin pekala mümkün olduğuna dikkat çekiyorlar.
"İçerden" konuşma
Kitaptaki yazıların çoğu, "içerden", yani bizatihi o kurumda, o grupta çalışan kadınların tanıklıkları ve saptamaları üzerine, yazanların, kendi öznellikleri ve kendi baktıkları yerden yazılmış. Ka-Mer, Uçan Süpürge, Ankara ve Antalya yazıları ise kısmen grup çalışması biçiminde yazılmaya çalışılmış. Dolayısıyla, her bir yazı başka kadınlar tarafından yazılsa, farklılıklar içeribilirdi. Ayrıca kurumlar, gruplar, çevreler kitapta yer aldığı kadarıyla sınırlı değil. Ankara'daki hareket 80'lerin Ankara'sı kitapta yer alırken, hareketin ilk ortaya çıktığı yer olan İstanbul'un yer almaması çok önemli bir eksiklik. Öte yandan okuyanlar, Mor Çatı deneyiminin de kitapta olmamasını yadırgayabilirler.
Yine de yazının, yazılı tartışmanın çok az olduğu bir alanda, böyle bir kitap bir tartışmayı başlatabilme potansiyeli taşıdığı için çok önemli. 90'ları değerlendirebileceğimiz kaynaklardan biri.
Feminizmin üçüncü dönemi
Pazartesi dergisinin eski yayın kurulu üyelerinden Gülnur Savran, 1998 Mart sayısında feminist hareketi üç dönemde ele alıyordu: "80'lerin ilk yarısında, önce iç tartışmalarla, sonra Somut dergisi sayfalarında, daha sonraları da Kadın Çevresi gibi yapılar içinde yaşanmış bir ideolojik birikim oluşturma, mayalanma dönemi. 1987'de Dayağa Karşı Dayanışma Kampanyası ile başlayan ve yaklaşık 90'ların başına kadar süren bir kampanyalar ve hareketlilik dönemi ve 90'ların başından bu yana bir kurumsallaşma ve proje feminizmi dönemi."
İlk iki dönemi yeterince değerlendiremedik. Ama bu üçüncü dönemi enine boyuna değerlendirme zorunda olduğumuz ise ortada.
Diyarbakır'dan Antalya'ya
Kitapta yer alan yazılar ve yazarları şöyle:
1980'ler Türkiyesi'nde Feminist Hareket: Ankara Çevresi (Nilüfer Timisi-Meltem Ağduk Gevrek)
1990'larda Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Hareketi İçinde Oluşmuş Bazı Gözlem ve Düşünceler (S. Nazik Işık)
Kadınlara Mahsus Gazete Pazartesi (Filiz Koçali)
1990'yarın Sonunda Bir Kadın İletişim Kuruluşu: Uçan Süpürge (Filiz Kardam-Yıldız Ecevit)
Bir Yapılabilirlik Olarak Ka-Der (Aksu Bora)
90'lı Yıllar ve Resmi Düzeyde Kurumsallaşmanın Doğuş Aşamaları (Selma Acuner)
Kadınlara İlişkin Projeler (Belkis Kümbetoğlu)
Görünmezlikten Görünürlüğe: Kadın Eserleri Kütüphanesi (Aslı Davaz Mardin)
Diyarbakır Ka-Mer'in Kuruluş Hikayesi ve Yürüttüğü Çalışmalar (Nebahat Akkoç)
1990 Sonrası Antalya Kadın Hareketi Tarihi (Nilgün Eroğlu Üstün-Süheyla Doğan-Kamile Yılmaz-Perihan Akay-Ayla Öner)
Uğultular... Silüetler... (Sibel Eraslan)
Ulusal Mücadele, Kadın Mitosu ve Kadınların Harekete Geçirilmesi: Türkiye'deki Çağdaş Kürt Kadın Dergilerinin Bir Analizi (Necla Açık)
Kadın Çalışmaları Öğrencisi Olmak (Satı Atakul)
Bedenimiz ve Biz: (Bekaret ve Cinselliğin Siyaseti (Ayşe Gül Altınay)