"Kıbrıslı Türklerin eşitliğine dayalı anlaşma yapması ve AB'de eşit temsiliyet şartlarını yakalaması, 2002 yılı sonundan itibaren ortadan kalkabilecektir."
"2002 sonuna kadar çözüm olmaz ve Kıbrıslı Rumlar tek taraflı üye olurlarsa en fazla zararı Kıbrıslı Türkler ve Türkiye halkı görecektir."
Sesleniş tüm siyasilere
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 86 sivil toplum kuruluşu "Kıbrıs'ta Çözüm ve Avrupa Birliği üyeliği" konulu bir açıklamayla "Kıbrıs Türk Sivil Toplumun Ortak Vizyonu"nu Kıbrıs Türk Ticaret Odası Genel sekreteri Janel Burcan aracılığıyla 12 Ağustos 2002'de kamuoyuna duyurdu.
Açıklama, KKTC'de yaşanan sorunları, Türkiye-AB-Yunanistan ilişkilerini irdeliyor ve Kıbrıs sorununun çözümü için bir model öneri sunuyor.
Kuruluşlar, süren görüşmeleri son bir şans olarak görüyor ve temsil görevi verdikleri tüm siyasileri "seslerine kulak vermeye" çağırıyor.
"Kıbrıslı Türklerin, demokratik, çağdaş, şeffaf ve hesap verebilen, erk sahibi bir yönetimi hak ettiğine inanıyoruz. Siyasi tercihlerimiz ne isterse olsun, toplum olarak geleceğimizi uygun şartlarla, Kıbrıs sorununun çözümü ile birlikte Avrupa Birliği'nde görüyoruz."
Çözümün ana kriterleri
"Kıbrıs sorunu"nun çözümündeki ana kriterleri kuruluşlar şöyle özetliyor:
* Belirlenmiş sorumlulukları ve egemenlik kullanımları olan ve tarafların siyasi eşitliğine dayalı yeni bir Ortaklık Devleti'nin oluşturulması,
* Kıbrıs adasının kuzeyinde ve güneyinde, belirlenmiş sorumlulukları ve egemenlik kullanımları olan ve eşit haklara sahip Parça Devlet'lerin (component state / constituent state) oluşturulması,
* Avrupa Birliği üyeliğinin gerektirdiği egemenlik kullanımlarının Avrupa Birliği'ne devredilmesi,
* Çözümün, Garanti Antlaşmaları'nın devam ettiği bir ortamda, ve bir paket halinde oluşturulması,
* Yeni Ortaklık Devleti'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri yürütmeye yeterli seviyede, etkin yasama, yürütme ve yargı organlarının ve uluslararası tek yasal kimliğinin olması,
* Kıbrıs'ta toprak ve mal mülk sorununun, büyük boyutta yeni göçler yaşanmayacak şekilde çözülmesi gerekmektedir.
Çözümde, AB üyeliğinin anlamı
86 kuruluşa göre, "Kıbrıs'ın bir bütün olarak Avrupa Birliği'ne üyeliği" şu anlama geliyor:
* Yatırım, üretim, iş, bilim ve teknoloji, sosyal güvenlik.
* Özgürlüklerin, refahın ve güvenin artması.
* Göçlerin durması, yurt dışındaki vatandaşlarımızın geri dönmesidir.
* Dünyadan izole edilmenin sonudur.
Ekonomik durum
Kuruluşlar, KKTC'deki ekonomik durumu başlık başlık sıralıyor:
* Kıbrıs Türkünün bünyesine uygun olmayan ekonomik yaptırımlar,
* Ambargolar, kötü ekonomi yönetiminin çalışanların hak ve menfaatleri üzerinde yarattığı gerilemeler,
* Kaçak işgücü sorunu, kayıt dışı ekonomi, zamlar, banka krizleri, devalüasyonlar,
* Ulaşım ve iletişim sorunları, dünya turizm pazarından gerekli payın alınamaması,
* Üretilene satacak pazar bulunmaması, yüksek vergiler, haksız rekabet ortamı,
* Enerji ve diğer girdilerin pahalı oluşu, ekonominin her gün daha kötüye gitmesini sağlıyor,
* Ücretlilerin maaşları, yüksek enflasyon karşısında sürekli eriyor, insanlar her gün daha da fakirleşiyor, gıda, sağlık, eğitim gibi en temel ihtiyaçlar karşılanamıyor.
* Dar gelirliye kaynak olmadığı için artış yapmazken kıyak emeklilik yasasını düzeltiyoruz iddiası ile, yirmiye yakın siyasiye iki trilyonluk kaynak aktarıldı
* Büyük kaynaklar harcayarak eğitilen gençler iş imkanı yaratılamadığı için göç ediyor.
* Binlerce çalışanımızın her gün çalışmak üzere Rum kesimine geçiyor olması da ayrıca ekonomimizin getirildiği durumun bir göstergesidir. Çiftçimiz, hayvan üreticimiz, esnafımız, zanaatkarımız, sanayicimiz, tüccarımız, turizmcimiz, işadamımız yüksek faizler, haciz ve cezalar altında zor günler yaşıyor, birçok işyeri kapanıyor.
Çözüm için son şans
86 sivil toplum kuruluşu, "çözüm" için öneriler sunuyor:
* 2002 yılı sonunda Kopenhag Zirvesi'nde "Kıbrıs" dahil on ülkenin üyelik müracaatları sonuçlandırılacaktır. Ya yıl sonuna kadar Kıbrıs'ta bir çözüm ve yeni Ortaklık Devleti Avrupa Birliği üyesi olacak veya Kıbrıslı Rumlar tüm Kıbrıs adına üye olacaktır.
* Genişleme süreci AB için hayati önem taşıdığından, on aday ülkenin üyelikleri, tek paket antlaşma olarak ve tümü bir oylama şeklinde gerçekleşecektir.
* Yunanistan faktörü ile, çözüm olmaması halinde bile Kıbrıslı Rumların tek taraflı üyeliğinin gerçekleşmesi, görüşmelerde esnek taraf olarak algılanmaları devam ettiği sürece, mümkün olacaktır.
Çözüm olmazsa
Açıklamaya imza koyan 86 kuruluşa göre, 2002 sonuna kadar Kıbrıs Sorunu çözülmez de Kıbrıslı Rumlar tek taraflı üye olurlarsa, Türkiye - AB ilişkileri ve Türkiye - Yunanistan ilişkileri bozulacak.
Dolayısıyla, "Türkiye ekonomisi ve KKTC ekonomisi daha da kötüye gidecek ve Türkiye halkı ile Kıbrıslı Türkler daha da fakirleşecektir".
"Bu dönemde üzerimize düşeni yapmaz ve uzlaşmaz taraf olarak algılanmaya devam edersek, Kıbrıs Rum kesimi Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tek başına AB üyesi olacaktır "
"Bu durumda, kaçınılmaz gün geldiğinde, Kıbrıslı Rumlar, Türkiye'nin üyelik sürecini onaylamak için Kıbrıs'ta aşırı taleplerde bulunacak ve işte o zaman hiçbirimizin kabul etmeyeceği, Kıbrıslı Türklerin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarını ortadan kaldıracak politikalarını hayata geçireceklerdir."
Üç kademeli egemenlik kullanımı
Kuruluşların "ortak devlet" ilişkin önerileri şöyle:
* Yeni Ortaklık Devleti'nin, AB ile ilişkileri yürütmeye yeterli seviyede, etkin yasama, yürütme ve yargı organlarının ve uluslararası tek yasal kimliğinin olması gerekir.
* Çözüm ve Avrupa Birliği üyeliği neticesinde, bazı egemenlik yetkilerinin Avrupa Birliği başkenti Brüksel tarafından, bazı egemenlik yetkilerinin Ortaklık Devleti tarafından ve geri kalan egemenlik yetkilerinin de eşit Parça Devletler (component state / constituent state) tarafından kullanılacağı üç kademeli egemenlik kullanımı geçerli olmalıdır.
Belçika devlet modeli
* Dış ilişkilerin, AB ile ilişkilerin, ekonomi ve parasal politikaların yeni Ortaklık Devleti'ne devredileceği ve ayrıca tarafların iki ayrı egemen devlet elde etmek gibi talebi olmayacağı taahhüt edilmelidir.
* Belçika devlet modeli iyi bir çerçeve olabilir.
* Yeni bayrağı, yeni marşı, yeni ismi ile birlikte, belirlenmiş sorumlulukları ve ortak egemenliğe dayalı paylaşılmış yetkileri ile Avrupa Birliği üyesi, siyasi eşitliğe dayalı yeni bir Ortaklık Devleti ile adanın kuzeyinde ve güneyinde kendi bölgelerinde belirlenmiş sorumlulukları ve egemenlik yetkileri ile parlamentoları olan Parça Devletlerin (component state/ constituent state) bir paket dahilinde oluşturulacağı, garanti sisteminin, parça devletleri (component / constituent) de kapsayacak şekilde devam edebileceği ve bu yapının AB tarafından da kabul edileceği uluslararası gözlemciler tarafından yazılı ve sözlü olarak ifade edilmektedir.
* Bu sonuca ulaşılmasının avantajlarını ve ulaşılmamasının risklerini masadaki iki liderin anladığını ümit etmek isteriz.
Toprak ve mal, mülk mübadelesi
Açıklamada, "Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için şartlar hiç bir dönemde olmadığı kadar uygundur" deniyor.
"Toprak ve mal mülk mübadelesi gibi önemli konuların da süratle konuşulması gerekmektedir."
Bu arada, "11 Aralık 2002" tarihine dikkat çekiliyor. Çünkü, bu tarihte Kopenhag'da yapılacak Avrupa Birliği zirvesi toplanıyor.
İki lidere çağrı
* İki taraf da ortak bir çözüm için karşılıklı fedakarlıklarla al - ver sürecine girmekten çekinmemelidir.
* Böylece Doğu Akdeniz'de barış, işbirliği ve ortaklığın yeni dinamizmini beraberinde getirecektir.
* Bu da yalnız Kıbrıs'ın iki halkının değil ama tarih ve coğrafyanın yan yana yaşamaya zorunlu kıldığı Türkiye ve Yunanistan halklarının da 21. yüzyılın gerektirdiği barış ortamında yaşamasına katkı sağlayacaktır. Bu fırsatı değerlendirmemeniz halinde Kıbrıs'ın yeni bir Ortaklık Devleti olarak AB'ye girmesi mümkün olmayacaktır.
* Toprak ve mal mülk sorununun, büyük boyutta yeni göçler yaşanmayacak şekilde çözülmesi gerekmektedir. Toprak sorununun, esas itibariyle takas ve tazminatlar yolu ile çözülebileceğine inanıyoruz.
* Tek taraflı AB üyeliğini elde etmek Rum halkına da mutluluk getirmeyecektir. Rum tarafının sürekli korktuğu, adanın bölünmesi kalıcılaşacaktır. Yaşam kalitesi sadece milli gelirin yüksekliği ile ölçülmez, istikrarlı ve güvenli bir ortamda yaşamakla da değerlendirilir.
Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarına
* En az bizim kadar ağır ekonomik şartlarda yaşam mücadelesi veren Türkiye halkının vergilerinden sağlanan ve yıllar içinde milyar dolarları geçen mali kaynaklar, hem Kıbrıs Türkünün refah seviyesinin yükseltilmesinde kullanılmamış, hem de KKTC de kötü ekonomik gidişi durduramamıştır.
* Zaman, "Kıbrıs'ta Çözüm ve AB üyeliği"nin gerçekleşmesi için güç birliği zamanıdır. Kıbrıs sorununa çözüm ve Avrupa Birliği üyeliğini sivil toplum olarak istiyoruz.
* Kıbrıslı Türkler için varolma ile yokolma sorunu, Türkiye için de çağdaşlaşmanın gereği olduğunu bir kez daha vurgularız.
* Türkiye halkının yüzde 70'ten fazlası geleceğini AB de görmektedir. Kıbrıs Türk halkının yüzde 90 dan fazlası geleceğini "Çözüm ve Avrupa Birliği üyeliği"nde görmektedir.
* Biz Kıbrıs Türk halkı olarak kararımızı verdik: "Kıbrıs Sorununu çözüp Türkiye halkının Avrupa Birliği yolundaki en önemli engellerinden birini kaldıracağız."
"Ortak vizyon"u imzalayan Kıbrıs Türk sivil toplum örgütleri
Barış ve demokrasi inisiyatifi, Barış ve federal çözüm için kadın hareketi, Basın emekçileri sendikası (basın-sen), Belediye emekçileri sendikası (bes), Beynelmilel Nakliyeciler Birliği, Çağdaşlar Kültür Derneği, DEV-İŞ, Devrimci Genel-İş Sendikası, Doğancı Üreticiler Birliği, Doğu akdeniz üniversitesi akademik personel sendikası, EL-SEN, EMEK-İŞ, Fotoğraf Çalışma Grubu Derneği, Genç Hukukçular Derneği, Gençlik Merkezi, Gıda ve Ambalaj Üreticileri Birliği, Girne Halk Sanatları Derneği (GİRSAD), Gümrük Çalışanları Sendikası (GÜÇ-SEN), Güzelyurt Amatör Sanatçılar Derneği (G.A.S.A.D), Güzelyurt İlçesi Geliştirme ve Kalkınma Derneği (GÜKAD) Güzelyurt-Lefke Esnaf ve Zanaatkarlar Derneği, Haklar ve Özgürlükler Derneği, Halk Sanatları Vakfı (HASDER), Hipertansiyon Derneği, İnşaat Malzemeleri Satıcılar Birliği (İMSAB), Kadından Yaşam Destek Derneği (KAYAD), Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı, Kıbrıs Sanat Derneği, Kıbrıs Sendikalar Konfederasyonu (KIB-SEK), Kıbrıs Türk Barış Derneği, Kıbrıs Türk Belediye Çalışanları Sendikası (BEL-SEN), Kıbrıs Türk Diş Hekimleri Birliği, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği, Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı, Kıbrıs Türk Emlak Sahipleri Birliği, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Kıbrıs Türk Gemi Acenteleri Birliği, Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri Birliği, Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (TIP-İŞ), Kıbrıs Türk Hemşireler Birliği, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, Kıbrıs Türk Reklamcılar Birliği, Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Derneği, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Tabibler Birliği, Kıbrıs Türk Tekstil ve Giyim Sanayicileri Birliği, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Tüketici Hakları Koruma Derneği (TÜHAK), Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Kıbrıs Türk Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği (KIB-YAY), Kıbrıs Türk Yöneticiler Derneği, Kıbrıslılar Bilim, Eğitim, Sağlık ve Dayanışma derneği (KIBES), KKTC İşadamları Derneği (İŞAD), KKTC Kadın Kuaförleri ve Manikürcüler Derneği, KKTC Polis Emeklileri Derneği, Kooperatif Görevlileri Sendikası (KOOP-SEN), Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kutlu Adalı Vakfı, Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği, Kuzey Kıbrıs Genç İşadamları Derneği (GİAD), Kuzey Kıbrıs Genç Müteşebbisler Derneği (JAYCEES), Kuzey Kıbrıs Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği, Kuzey Kıbrıs Sosyal Sigortalılar Derneği, Lefkoşa Taksiciler Birliği, Mağusa Türk Genel-iş, Naci Talat Vakfı, Özkam Nakliyat (Magosa Nakliyeciler Birliği), PETROL-İŞ, Serbest Çalışan Hekimler Birliği, Şehitleri Anma ve Yaşatma Derneği, Talasemia Derneği, TARIM-SEN, Telekomünikasyon Çalışanları Sendikası (TEL-SEN), Turizm Emekçileri Sendikası (TES), TÜRK-SEN, Uzlaşım Derneği, VERGİ-SEN, Veteriner Hekimler Sendikası (VET-SEN), Yeşil Barış Hareketi, YÖN-SEN, Yurtsever Kadınlar Birliği.